MEDYAGUNDEM.COM- Dünya Demokrasi Hareketi Genel Başkanı Bayram Zilan’ın Yeni Şafak’ın “Yorum” sayfasında bugün yayınlanan yazısı sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı.
“Laik kibrin yeni korku sürümü: Diktatörlük 3.0” başlıklı yazıda, özetle “Laik kibrin dolaşıma soktuğu 3. korku olan ‘diktatörlüğün’ kökeninde, bundan önceki korkularda olduğu gibi, kendi varlıklarını ve imtiyazlarını devam ettirme gayesi var. Ancak Erdoğan’ın dik duruşu, özellikle Gezi Parkı olayları karşısındaki kararlığı, ‘diktatörlük korkusu’nun da boşa çıkacağı anlamına geliyor.” denildi.
Yazıdan çarpıcı satırbaşları şöyle:
(…)
YENİ KORKU NASIL SÜRÜME SOKULDU?
Ancak Erdoğan, Kürt açılımından da geri adım atmadı ve ardı ardına reform paketleri açmaya başladı. Devleti, Kürt meselesinin ancak müzakere yoluyla çözülebileceği noktasında ikna etti. Son 1 yıldır alınan mesafe, son 7 aydır hiçbir cenazenin gelmemesi 2. kadim korku olan ‘bölünmek korkusu’nun da pabucunu dama attı.
Böylece Erdoğan, Cumhuriyetin iki temel korkusu olan ‘bölünmek’ ve ‘şeriat’ korkusunu, hem toplumun hem de devletin hafızasından çıkarıp tarihin çöp sepetine atmış oldu. Erdoğan’ı 10 yıl boyunca alaşağı etmek için bütün yolları deneyenler için yeni bir korku gerekliydi. Bu boşluğun ‘diktatörlük korkusu’yla giderilebileceğine kanaat getirdiler.
Bunun için Erdoğan’ın diktatörleştiğine dair İngilizce makaleler yazarak yurtdışına servis etmeye başladılar. Ankara Metrosu’nda tertiplenen öpüşme eylemi, kürtaj yasası, alkollü içeceklerin satış saatleri düzenlemesi ve ardından Gezi Parkı eylemleriyle ‘diktatörlük korkusu’nun toplumsallaşması için uğraştılar.
DİKTATÖRLÜK KORKUSU
Laik kibrin dolaşıma soktuğu 3. korku olan ‘diktatörlüğün’ kökeninde, bundan önceki korkularda olduğu gibi, kendi varlıklarını ve imtiyazlarını devam ettirme gayesi var. Ancak Erdoğan’ın dik duruşu, özellikle Gezi Parkı olayları karşısındaki kararlığı, ‘diktatörlük korkusu’nun da boşa çıkacağı anlamına geliyor.
Öyle ki finansörlüğünün ADD tarafından yapıldığı anlaşılan ‘diktatör Erdoğan’ temalı New York Times ilanı, İngiltere’deki akademik çevreler ve bazı kuruluşlar tarafından NYT’nin editörü John Witherow’a gönderilen mektuplarla protesto edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın diktatörlükle suçlanmasının gerçeklerle bağdaşmadığı ve ilanda kullanılan dilde inanılmaz bir basiretsizlik örneği sergilendiği belirtildi.
DİKTATÖRLÜK KORKUSU TUTMAZ
Laiklerin tedavüle soktuğu yeni sürüm korku ‘3.0 Diktatörlüğün’ de tutmayacağını şimdiden söylemek mümkün. Ak Parti, muhafazakâr bir parti olmasına rağmen bugüne kadar yaptığı hiçbir icraatta laik kesimi hedef almadı, onların yaşam tarzına müdahale etmedi. İkna odaları kurmadı, kimseyi renginden ve dilinden dolayı dışlamadı.
MADEM DİKTATÖR TARAF VE SÖZCÜ NASIL ÇIKIYOR?
Buna rağmen Erdoğan’a diktatör diyenlere yüksek sesle sormamız gerekiyor: Eğer Erdoğan diktatörse; Taraf, ve Sözcü gibi gazetelerin çıkmasına nasıl müsaade ediyor? Diktatörün yönettiği bir ülkede sayısız hakaret, küfür ve tehditlere nasıl müsaade ediliyor? Doğu Perinçek tayfası ‘bu daha başlangıç, durun bakın daha neler yapacağız, bu hükümeti devireceğiz’ tehditlerini nasıl savurabiliyor? Halk TV, saat başı darbe çağrısı nasıl yapabiliyor?
Madem Erdoğan diktatör; o halde kendi öz kızlarının başörtüsü ile herhangi bir kamu kurumunda çalışma hakkı neden yok? Siz bunların cevaplarını veredurun. Biz de size bir öneri de bulunalım.
Gelin, ‘kibrinizi’ bir kenara bırakın, sadece ‘laik’ olun. Gelin, yeni korkular üretmeyi bir kenara bırakın, sadece belleğinize demokrasinin en eski sürümü olan ‘Demokrasi 1.0’ı yükleyin. Buna hem sizin, hem Türkiye’nin, hem de Erdoğan’ın ihtiyacı var. Emin olun.
(…)