Soner Yalçın’la FETÖ’nün ipini tutanlar aynıdır!

Siz Soner Yalçın’ın FETÖ karşıtı ulusalcı bir gazeteci olduğunu sanıyorsanız, büyük yanılıyorsunuz. Soner Yalçın’ın ipini tutanlarla FETÖ’nün ipini tutanlar aynıdır…

medyagundem.com

Resmi şöyle gösterelim; bir çevik kuvvet polisi çıkıyor, Rus Büyükelçi’yi öldürüp, El Nusra mesajıyla Halep’in intikamının alındığını söylüyor. Arapçası kötü bir ezbere dayalı, tekbir getirirken sağ elini değil sol elinin baş parmağını kaldırıyor. Verilmek istenen mesaj şu; Emniyet içindeki bir radikal İslamcı Halep’teki katliam için Rusya’dan intikam aldı.

Tezgahı hazırlayanlar böyle bir algı oluşmasını murat etmişler. Şimdi kimler nasıl propaganda ve algı operasyonu yapıyor; ona bakalım…

Fetullahçı terör örgütü… Israrla katil polisin El Nusracı olduğu, Ak Parti döneminde polis teşkilatına alındığı, “Ak Parti’nin radikal İslamcı polis milisleri” gibi yalanı sürekli yayıyorlar.

Ama ne olmuş?

Katil Mevlüt Mert Altıntaş’ın FETÖ bağlantısı yüzde yüzde derecesinde kesinleşmiş.

Ama hala FETÖ’cüler ısrarla katilin radikal İslamcı olduğu yalanını söylüyorlar. Amaçları Rusya ile Türkiye’nin ilişkisinin bozulması…

Peki FETÖ ile birlikte aynı yalanı kimler söylüyor?

Cumhuriyet gazetesi, Birgün gazetesi, FETÖ ile dirsek temaslı solcular ve Soner Yalçın…

Evet Soner Yalçın’ın böylesi kritik bir olayda doğru analiz yapmasını beklerdiniz değil mi?

Yapmıyor.

İnatla ve ısrarla varolan maskesini çıkarıyor ve görevini yerine getiriyor.

Soner Yalçın FETÖ’cülerle birlikte aynı yalanı söylüyor.

“Rus Büyükelçiyi öldüren FETÖ’cü değildir” yalanı.

Soner Yalçın bugün Sözcü’deki köşesinde “FETÖ kılıfı” deyip, katil polisin FETÖ’cü olmadığını anlatıp, FETÖ’cülerle aynı ortak yalana sarılıp, radikal İslamcı olduğunu iddia etti.

Soner Yalçın gibi sözde araştırmacı ve analizci bir gazeteci, böylesi bir olaydaki kesin ve net FETÖ izini örtmeye çalıştı.

Çünkü Soner Yalçın da aslen FETÖ’nün iplerini elinde tutanlarla ortak çalışıyor. O yüzden kritik dönemlerde FETÖ ile aynı safta buluşuyor. Nasıl Ahmet Şık da katil polisin FETÖ’cü olmadığını, El Nusracı olduğu yalanına sarılıyorsa, Soner Yalçın da öyle… İkisi de zaten FETÖ gazetesinde çalışıyor. Cumhuriyet ve Sözcü…

Soner Yalçın’ın şu satırları tamamen katil FETÖ’yü aklama amaçlı:

“FETÖ’cü deyip geçmek o kadar kolay değil. Katil polisin sloganını attığı -Selefi Vehhabi- El Kaide/En Nusra gerçeğinin üzeri kapatılamaz!”

“Büyükelçi öldürülünce “FETÖ” diyorlar, başka söz etmiyorlar:

– FETÖ provokasyonu…
– FETÖ hain eylemi…
Bu doğru mu? Hayır, şimdilik bu sonuca varmak güç.
Bakınız…
İstihbarat, bilgiyi yorumlama/değerlendirme meselesidir. Bunun için entelektüel donanım gerektirir. (Ki bunlarda ara da bulasın!)
Bilinir ki; Propaganda yalanları istihbaratın kullandığı yöntemlerden biridir. Üç hedef kitlesi vardır; yurtiçindeki kamuoyu, dünya kamuoyu ve düşmanlar!
AKP’lilerin sıcağı sıcağına “FETÖ yaptı” demelerinin sebebi gerçeği aramak değil, propaganda yapmaktır: Üzerlerindeki sorumluluğu atma telaşı içindeler. El Kaide/En Nusra’nın üzerini kapatma niyetindeler.
Aksi halde…
Bir fanatik dinciyi polis yaptıkları ortaya çıkacak.
“Alnı secdeye değsin” kriterinin kötü sonucu ortaya çıkacak.”

Soner Yalçın “Bu cinayete sıcağı sıcağına “FETÖ damgası” vurmak kolaycılıktır!” diyerek FETÖ’yü aklıyor. Bunu yapmasının asıl nedeni İslam düşmanlığı… Sonra da Erdoğan tabi… Bu nefretle temennisini analiz gibi yutturuyor. Onun zihin dünyasında Ak Partililer de tüm Müslümanlar da teröristtir, Rus Büyükelçiyi katleden polis de öyledir. FETÖ’cü çıkması, Türkiye ile Rusya arasındaki yakınlaşmayı hedef alması, Soner Yalçın gibilerin küçük analiz dünyalarını yerle bir eden gerçeklerdir. O nedenle son bir umutla FETÖ’cü değil yalanını yazar.

Asıl bu suikastte ABD, NATO rolünü yazmak Soner Yalçın’ın aklına gelmez. Ne hikmetse her ihtimali hesaplayan analizler yapan Yalçın, ABD, NATO, CIA rolüne girmez. Çünkü gerçeği bilir zaten görevi gerçeği perdelemektir. Çünkü Soner Yalçın da “üst akıl”ın Türkiye’deki sol kemalist, ulusalcı hücresidir…