Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan’ın sol ve ulusalcı görünümlü FETÖ yayınlarının ürettiklerine yalanlara ilişkin bugünkü çarpıcı yazısı şöyle:
Gündemi her gün takip eden birisi, haber yağmurunun zihinleri bulandırmaya yönelik işlediğini kolaylıkla fark edebilir. Her gün yalan haberlerin çıkmaya başladığı, Gezi kalkışması ya da seçim öncesi dönemlerdeki operasyon günlerini hatırlatan bir hareketlilik söz konusu.
Örneğin bir haftayı aşkın süredir, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite mezunu olmadığı yalanı, aksi yöndeki tüm kanıtlara rağmen ısıtılıp ısıtılıp servis ediliyor. Osman Kavala’ya yakınlığı ile bilinen Birgün ve paralel yapıya yakınlığı ile bilinen Sözcü bu yalan çarkını döndüren baş aktörler.
Artık çarpıtmayla da yetinmiyorlar, kendi yalanlarını kendileri üretiyorlar.
Mesela, geçenlerde Birgün, “Erdoğan’ın Öğrencilik Hayatını Anlattığı Video YayındanKaldırıldı” şeklinde bir haber yaptı.
Haber bariz yalandı. Videoya internetten ulaşılabiliyordu ama ‘video kaldırıldı’ yalanı çoktan binlerce hesap tarafından yayılmıştı.
Ancak zaten amaç, bu yalan bombardımanıyla izi kalabilecek miktarda çamur, dumanı tütecek kadar ateş olduğu izlenimini halka vermek. O yüzden gununyalanlari.com gibi medyadaki yalan haberleri ifşa edip arşivleyen oluşumların sayısının ve etkisinin çoğalması önemli.
Zira karşımızda, her gün konuyla ilgili yeni bir yalan üretip, ‘bu kadarı da doğrudur herhalde artık’ dedirtmeye çalışan bir blok var. Ancak sadece bu da değil. Öne çıkardıkları yalanı dillere pelesenk bir slogan haline getirip, devlet algısının kirletilmesinde yeri geldikçe kullanmak da amaçlardan birisi.
Mesela, dün altısı polis 11 vatandaşımızı kaybettiğimiz zelil bir terör saldırısıyla sarsıldık. Normal insanlar olarak biz şehitlere üzülüp, yaralılara şifa dilerken, sosyal medyada önceden ayarlandığı belli olan yüzlerce hesap, birden düğmeye basılmışçasına bu terör saldırısının, diploma ‘haber’leriyle köşeye sıkıştırılan Erdoğan’ı rahatlatmak için olduğunu yazmaya başladı. Evet, bariz bir yalan, aciz bir iftira girişimi ama 1 Kasım öncesi “her şey 400 vekil için” yalanıyla ortalığı nasıl ayağa kaldırdıklarını hatırlayın.
Bu yalan haber çarkına, kendini akıllı, âlemi aptal sanan bir gazeteci tipolojisi de eklendi.
Mesela sevgilisi HDP milletvekili, kendisi HDP destekçisi, dolayısıyla elbette ki Cumhuriyet’te yazan bir gazeteci, polislerimizin ve vatandaşlarımızın şehit edildiği bir olay sonrasında çıkıp, “Her gün ölüm. Üzülüyoruz, lanetliyoruz, ağlıyoruz. Yine de değişen bir şey olmuyor. Birileri bu çılgınlığı durdursun” diyebiliyor.
Katilin PKK olduğunu gizleyip, hemen her terör saldırısında faili kollayıp, devlete ve hükümete yüklenmeye çalışan bu tavır, söz konusu gazeteciyazarların takip ettiği bir kalıp halini aldı. Halkta yılgınlık ve öfke oluşturmayı, öfkeyi PKK’ya değil, sadece devlete kanalize etmeyi amaçlayan kasıtlı bir tutum bu.
Teröre karşı güvenlik, hukuk, ekonomi ve siyaset alanında bir mücadele veriliyor. Ancak bunlar kadar önemli olan bir kısım da toplumsal psikolojiyi dönüştürüp yönlendirmeyi amaçlayan psikolojik harp teknikleri. Sol ve ulusalcı görünümlü Fetullahçı yayınları,Osman Kavala’ya yakınlığı ile bilinen ‘ağ’ları dikkatle takip etmekte fayda var.
Gündemi izlerken, işin bu kısmı aklınızda olsun istedim.
(HİLAL KAPLAN/SABAH)