Yeni Akit gazetesinde Ali Karahasanoğlu “Gurur duyun bu Cumhurbaşkanı’yla!” başlıklı yazısında, Soner Yalçın’ın Odatv’si ile Sözcü yazarı Can Ataklı’nın nasıl bir alçak olduğunu gözler önüne serdi. Yazısı şöyle…
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ABD Başkanı ile görüşme yapmasını, onunla uzun uzun sohbet etmesini, bir gurur vesilesi yapacak değilim..
Önemli olan görüşme yapma değil..
Her dediğine “Emredersiniz” derseniz..
Sabahtan akşama kadar, her gün de görüşebilirsiniz..
Önemli olan, “Eyvallah etmeme..”
“Eyvallah etmeme” ekseninde görüşme..
Benim gördüğüm kadarı ile de..
Türkiye Cumhuriyeti, Tayyip Erdoğan’ın hem başbakanlığı, hem de cumhurbaşkanlığı döneminde, ABD’ye de, BM’ye de, Avrupa’ya da eyvallah etmiyor..
Benim için önemli olan da bu..
Ama Türkiye’nin bu “eyvallah etmeme” eksenindeki dik duruşu, birilerini öyle rahatsız ediyor ki.
İçimizden gibi görünüyorlar ama..
Sırf Tayyip Erdoğan’a çakmak için..
Kendi hayal dünyalarındaki rüyalarını, gerçek gibi kamuoyuna pompalamaya çalışıyorlar..
Hatırlayın..
Geçen yıl da bir algı operasyonu oluşturulmaya başlanmıştı..
Obama’nın son ayları idi..
“Erdoğan, Obama ile görüşmek için can atıyor. Obama ise yüz vermiyor..”propagandasını yapmaya kalkışan, kimliğinde “Türk vatandaşı” yazan alçakları gördük..
Hatta bazı aşağılık utanmazlar, daha fazlasını da söylemişlerdi:
“Erdoğan, ABD’ye gitmek istiyor ama.. Reza dosyası sebebi ile, ABD’de tutuklanma ihtimalinden korkuyor..”
Alçakça yapılmış bu haber görüntülü algı operasyonlarından sonra..
Tayyip Erdoğan, 2016 Eylül’ünde ABD’ye gitti..
Kendisine yüz vermediği iddia edilen Obama ile görüştü..
Ve Türkiye’ye döndü..
Utanmazlar ne mi yaptı?
Hiçbirisinin yüzlerinde küçücük bir kızarıklık göremedim..
Obama gitti..
Trump geldi..
Ama bu hainlerin imza attıkları alçaklıklarda değişen bir şey olmadı..
Şimdi yine aynısını tekrarlıyorlar.
Bir yandan Halkbank genel müdür yardımcısının tutuklanması üzerinden, “Aslından Erdoğan tutuklandı” başlıklı yazılar kaleme aldılar..
Bir yandan “Erdoğan ABD’ye giderse, kendisi de tutuklanabilir” havası pompaladılar..
Bu propagandalarda başarılı olunamayacağını anladıklarında..
Tayyip Erdoğan’ın öyle ucuz tehditlere aldırış etmeyeceğini anladıklarında..
Ellerinin altındaki kiralık kalemlere, “Trump, Erdoğan ile görüşmeyecek”palavrasını yazdırdılar.
Hayal dünyasından yazmıyorum..
Somut olarak vereyim..
Televizyon ekranlarında hararetli hararetli konuşan Can Ataklı’nın, Sözcü gazetesinde daha iki hafta önceki yazısının başlığı şöyle idi:
“Erdoğan Trump görüşmesi tehlikede”
Nasıl bir alçaklık bu?
Nasıl bir hainlik?
Sadece yazar için değil..
O adama köşe veren gazete için de, nasıl bir seviyesizlik?
Hani laf arasında bir şey söylenir, “Niye ciddi alıyorsun ki” dersiniz..
Ama bu utanmaz adam, bir de başlıktan verdiği palavraya inanılırlık kazandırmak için, yazısına şu süslemeleri yerleştirmişti:
“Beyaz Saray’la ilişkileri güçlü, birçok gazeteye haber servisi yaptıktan sonra artık emekliliğinin tadını Amerika’da çıkaran eski bir gazeteci dostumla son günlerin ışığında Türk Amerikan ilişkilerini konuştum, cumartesi akşamı telefonla.”
Eeee, ne oldu o eski gazeteci dostunun sana aktardığı palavra?
Dün akşam itibari ile ne çıktı?
Kocaman bir yalan..
•
Medyadaki operasyonda, bununla da yetinmediler..
İşkembeden salladığı palavraları ile ünlü Neocon, Michael Rubin isimli soytarıyı konuşturdular..
Odatv’de yaptırdıkları ahlaksız haberde, “Erdoğan Türkiye’den ayrılırsa geri dönemeyebilir” başlıklı bir haber yaptırdılar..
Ne kadar iğrenç bir gazetecilik, değil mi?
Ne kadar alçakça..
Sorsanız, bunlar solcu geçinir..
Sorsanız, emperyalizme karşı görünürler..
Ama görüyorsunuz işte, “Dünya, ‘beş’ten büyüktür” diyen bir lideri boğmak için, yapmadıkları alçaklık kalmıyor..
Adeta emperyalistlerin avukatlığını yapıp..
Türkiye Cumhurbaşkanı’nı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar..
Oluşturmak istedikleri algıda, Erdoğan ABD’ye girerken bırakın Trump ile görüşme yapmayı, havaalanında tutuklanacaktı..
Gönüllerinden geçen bu idi..
Türkiye’nin seçimlerinde, sandıkta yenemedikleri Erdoğan’ı, böyle algı operasyonları ile, korkutmak istiyorlardı..
Ama her seferinde olduğu gibi..
Erdoğan’ı da korkutamadılar..
İddialarındaki gibi “soğuk karşılama, isteksiz görüşme” gibi beklentileri de gerçekleşmedi..
Ve hali ile morardılar..
Bundan sonrası için bu yaptıklarından vazgeçerler mi?
Hiç sanmam..
Huylu, huyundan vazgeçmez..
Alçaklar da, alçaklığı elden bırakmazlar..
•
Dünkü Erdoğan-Trump görüşmesi sonrasında, “CNN konuya nasıl yaklaşıyor” diye merak edip, izlemek istedim.
Nevşin Mengü imiş, nöbetçi spiker..
“Topu topu 23 dakikalık görüşme” diye girdi söze..
Makineli tüfek gibi, ne kadar utanmazca yorum varsa, hepsini ardı ardına sıraladı..
Bu gazetecilik midir?
“Erdoğan gidemez” propagandaları yapılırken..
“Erdoğan giderse, dönemeyebilir” alçak haberleri yapılırken..
“Trump, görüşmeyi iptal edebilir” yalanları savrulurken..
Erdoğan gidip, kapıda karşılandığı halde..
Böylesine bir yorum, ne ile izah edilebilir?
Erdoğan ABD’ye gitti..
Giderken YPG ile ilgili ne dedi ise, kısa basın açıklamasında, aynısını tekrarladı mı?
Tekrarladı..
FETÖ ile ilgili önceki sözlerini yineledi mi?
Yineledi..
Suriye sorunu ile ilgili tespitlerini, hiçbir zikzak yapmadan Beyaz Saray’da da dillendirdi mi?
Dillendirdi..
Gurur duyun bu Cumhurbaşkanı ile..
Fitnecilik yapmayın..
Bunlara K.O.C turu alcaklar denir. Alcakliklariyla gurur duyarlar devamli