Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Allah’ın izniyle, tüm meselelerin üzerinden gelecek dirayete, imkana sahiptir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz gecesi darbecilerin, uçaklarıyla, helikopterleriyle, saldırıya geçtikleri anda, modern silahlarla, sokakları terörize etmeye başladıklarında ilk harekete geçenin esnaf ve sanatkarlar olduğunu belirterek, “Şehitlerimizin, gazilerimizin mesleklerine baktığımızda, önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkarlarımızın oluşturduğunu görüyoruz. Sizler, ülkenize sahip çıktığınız sürece, Allah’ın izniyle bu devlete, bu millete kimse diz çöktürtemez, kimse ‘el aman’ dedirtemez.” dedi.
Erdoğan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’nin ev sahipliğinde, Bağcılar’da gerçekleştirilen Türkiye Esnaf Buluşması programındaki konuşmasında, esnaf ve sanatkarları toplumun omurgası olarak gördüğünü ifade etti.
“Yani ister tek kat olsun, ister yüz kat, tüm binalar bir orta direkten aldığı güçle ayakta durur.” diyen Erdoğan, Türk milletinin orta direğinin de esnaf ve sanatkarlar olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler ne kadar güçlüyseniz, ülkemiz o kadar güçlüdür. Sizler ne kadar müreffehseniz, milletimiz de o kadar müreffehtir. Sizler ne kadar huzurluysanız, halkımız da o kadar huzurludur.” diye konuştu.
Siyasi hayatı boyunca hep esnaf ve sanatkarlarla omuz omuza olduğunu, geçmişte hem ücretli olarak, hem kendi işini yapmış biri olarak bu dünyayı çok iyi bildiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Esnaf ve sanatkarlarımızın orta direk olarak ülkemize, milletimize nasıl katkılar verdiklerini çok iyi bilirim. Esnaf ve sanatkarlarımız, bu ülkenin herhangi bir parçası değil, kurucu unsurudur. Anadolu’yu, her biri birer Alp olan, her biri birer Eren olan ve her biri birer sanatkar olan ecdadımızın rehberliğinde kendimize yurt haline getirdik. Bilek gücüyle, alın terinin sentezi olan bu fetih yöntemiyle, Avrupa’nın ortalarına kadar gittik. Gittiğimiz her yerde sadece eserler bıraktık. Sadece hoş sedalar bıraktık. Bugün gidin Balkanlar’a, gidin Kuzey Afrika’ya, ayak bastığınız her yerde ne derler biliyor musunuz? “Vefalı Türk geldi.’ derler. İşte bu güzel hatıraların altında hep Alperenlerimizin, yani esnaf ve sanatkarlarımızın imzası vardır.”
“BU MİLLETE KİMSE DİZ ÇÖKTÜRTEMEZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de ülkenin başı ne zaman derde girse, esnaf ve sanatkarların hemen göreve koştuğunu belirterek, “15 Temmuz gecesi darbeciler, uçaklarıyla, helikopterleriyle, bütün o saldırıya geçtikleri anda, tank, top ellerindeki modern silahlarla, sokaklarımızı terörize etmeye başladıklarında ilk harekete geçen kimler oldu? Esnaf ve sanatkarlarımız oldu. Şehitlerimizin, gazilerimizin mesleklerine baktığımızda, önemli bir bölümünü esnaf ve sanatkarlarımızın oluşturduğunu görüyoruz. Sizler ülkenize sahip çıktığınız sürece, Allah’ın izniyle bu devlete, bu millete kimse diz çöktürtemez, kimse ‘el aman’ dedirtemez. Rabbim, tüm milletimizden ve sizlerden razı olsun.” şeklinde konuştu.
Türk kültüründe esnafın ahlakın, disiplinin, dayanışmanın yapı taşı olduğunu aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizim esnafımız kendi kar ve zararıyla birlikte sokağının, mahallesinin, şehrinin, ülkesinin ve milletinin kar ve zararını da hesap eder. Ülkesinin ve milletinin karını da kendi karının üzerinde görür. Rivayet odur ki sonradan İstanbul’u fethederek Fatih unvanını alacak olan Sultan 2. Mehmet, bir gün Edirne’de tebdili kıyafetle sokağa çıkar. Sabahın erken saatlerinde bir arastaya geliyor. Bir dükkana giriyor. Selam veriyor, dükkan sahibinden yağ, bal ve peynir tartmasını istiyor. Dükkan sahibi yağı tarttıktan sonra ‘Karşı komşum daha siftah etmedi. Bal ve peyniri ondan alsanız olur mu?’ diyor. Padişah karşı dükkana gidiyor. Oradan da bal ve peynir istiyor. Balı veren esnaf, ‘Yan komşum daha siftah etmedi. Peyniri de ondan alırsanız sevinirim.’ diyor. Bu durum karşısında Sultan Mehmet, ‘Bu millette böyle yüksek ahlak varken, değil İstanbul, dünya bile fethedilir.’ diyor. Yani bu dayanışma ruhunun olduğu bir millet, yıkılabilir mi? Yıkılamaz.”
Ülkenin esnafının işte böyle yüksek bir ahlakın, böyle derin bir medeniyetin taşıyıcısı olduğunu dile getiren Erdoğan, “Şimdi sizlere bir başka örnek daha vereceğim. Yabancı bir tüccar, bakın bu da çok önemli, kumaş almak için Osmanlı topraklarına geliyor. Alışveriş için girdiği yerdeki Osmanlı esnafı, tüccara seçtiği kumaşın hatalı olduğunu söyleyerek satmıyor ve şunları söylüyor; ‘Siz bu malı kendi ülkenizde satarken belki ayıplı olduğunu söylemeyi unutursunuz. Bu sebeple Osmanlı’nın gururu, şeref ve haysiyeti rencide olabilir. Ben buna izin veremem.’ diyor. Evet, bizi millet olarak bugünlere ulaştıran emin olunuz, işte bu yüksek ahlaktır, işte bu dürüstlük anlayışıdır. Bu sebeple bizde esnaf ahidir.” ifadelerini kullandı.
“SON DÖNEMDE ESNAF VE SANATKARLARIMIZ İÇİN PEK ÇOK DESTEK HAYATA GEÇİRİLDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ahinin, kardeş, eli açık, cömert anlamlarına geldiğini, esnaf ve sanatkarların Türkiye için ne kadar önemli olduğunun farkında olduklarını, çalışmalarını da buna göre yürüttüklerini söyledi.
Esnaf ve sanatkarların acımasız rekabette ve piyasa şartlarına karşı mutlaka korunması gerektiğine inandıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz istiyoruz ki esnafımızı büyütüp tüccar yapalım. Biz istiyoruz ki tüccarımızı büyütüp sanayici yapalım. Biz istiyoruz ki sanayicimizi büyütüp ihracatçı yapalım. Biz istiyoruz ki ihracatçımızı büyütüp dünya devleri arasına sokalım. Bunun için büyümek isteyen, daha çok çalışmak, daha çok üretmek, daha çok istihdam etmek isteyen her esnafımızın, tüccarımızın, sanayicimizin, iş adamımızın yanındayız. Sizler 14 yıldır yaptığımız çalışmaların en yakın şahidisiniz. Son dönemde de esnaf ve sanatkarlarımız için pek çok destek hayata geçirildi. Esnaf ahilik sandığı kuruldu. Bu sayede zor duruma düşen esnafımız işini bıraktığında, tıpkı işçilerde olduğu gibi belirli bir süre işsizlik maaşı alabilecek. Sicil affıyla borçlarını ödeme konusunda samimi gayret gösteren esnafımızın geçmişteki olumsuz kayıtlarının devre dışı kalması sağlandı. Genç girişimcilere üç vergilendirme dönemi boyunca 75 bin lira kazanç istisnası getirildi. Emekli olduktan sonra esnaflık yapmaya devam eden emeklimizin aylığından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Pirimi, tamamen kaldırıldı.
Ulaştırma sektöründeki esnafımızın en önemli taleplerinden biri karşılanarak araçlarını ÖTV’siz yenileme imkanı sağlandı. Terör olaylarından ve doğal afetlerden etkilenen esnaf ve sanatkarlarımıza hem kredi borçlarını erteleme hem de 100 bin lira KOSGEB desteğinden yararlanma imkanı sağlandı. KOBİ’lere, öncelikli olarak da küçük işletmelere 50 bin liraya kadar, 12 ay ödemesiz, 36 ay vadeli, faizsiz kredi imkanı sağlandı. Esnaf ve sanatkarlara 30 bin lira, genç girişimcilere 100 bin lira faizsiz kredi, ayrıca makine ve teçhizat alımlarında hibe veya çok düşük faizli kredi desteği veriliyor. Bugüne kadar böyle bir şey var mıydı? Yoktu.”
GİRİŞİMCİNİN ARKASINDAYIZ
Üretici-Tüketici arasındaki fiyat makasını azaltacak yeni uygulamalar geliştiriliyor. Depolama, üretim imkanlarının iyileştirme çalışmaları yürütülüyor. 30 Binden fazla yarısı kadın olan girişimcilerimiz KOSGEB marifetiyle iş hayatına atıldı. Öyle hikayeleri var ki gözlerinizin yaşarmaması mümkün değil. Göknur Kardeşimiz gibi. Aldıkları desteklerle kendi işinin patronu oluyor. O moralle de biiznillah kanseri yeniyor. Adıyamanlı Naile Şahin kardeşimiz kendi gıda markasının sahibi oluyor. Daha birçok örnek…
İŞ DÜNYASI LÜTFEN DEDİKODULARA ALDANMASIN
Türkiye, Allah’ın izniyle, tüm meselelerin üzerinden gelecek dirayete, imkana sahiptir. İş dünyamız, lütfen dedikodulara, güncel tartışmalara aldırmasın, devletin verdiği teşvikleri alın, işiniz yoksa işinizi kurun, varsa geliştirin, büyütün. Göreceksiniz ki siz yürüdükçe devletiniz de sizin önünüzü açmaya devam edecektir.
KONUŞTUKLARININ TAMAMI YALAN
“Ana muhalefet, anayasa değişikliği konusunda, maalesef doğruları söylemiyor. Hatta konuştuklarının tamamı yalan, tamamı yanlış, tamamı iftira desek yeridir. Mesela diyorlar ki ‘rejim değişecek, rejim tehlikede.’ Yalan, rejim falan değişmiyor.”
ŞİMDİ SIRA MİLLETTE
“İstikrarı ve güveni şahıslara bağlı olmaktan çıkartıp, sistemin ruhuna yerleştirmek üzere, yönetim sistemimizi değiştirme kararı aldık. Uzun zamandır düşündüğümüz, dile getirdiğimiz, hazırlığını yaptığımız bu sistemin, ne kadar gerekli olduğunu 15 Temmuz gecesi, bir kez daha gördük. Bunun üzerine Milliyetçi Hareket Partinin desteğiyle, Türkiye’yi darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan yönetim sisteminden kurtarıp istikrarın ve güvenin garantisi olacak yeni yönetim sistemine kavuşturmak üzere harekete geçtik. Meclis üzerine düşeni yaptı. Şimdi sıra millette”
İSTİKRARLI TÜRKİYE İÇİN EVET Mİ?
Sayın Başbakan Binali Yıldırım ve MHP Lideri sayın Bahçeli’ye milletim ve Cumhurbaşkanlığı adına teşekkür ediyorum. Ama işimiz bitmedi. Onlar görevini yaptı. Şimdi sıra millette. Bizde. 16 Nisan’da istikrarlı, müreffeh bir Türkiye için evet mi?