Polislere yönelik operasyon kapsamında tutuklanan eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Hürriyet’in dün manşetten verdiği ‘Dinlenen VIP isimler’ başlığıyla çıkan ve ünlü isimlerin dinlendiği haberiyle ilgili açıklama yaptı. Yılmazer, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklama dinlemeleri kabul etti.
Avukat Hüseyin Ataol, 3 Aralık 2014 günü Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan ‘Dinlenen isimler’ başlıklı haber ile ilgili açıklama yapma zarureti doğduğunu belirtti.
Avukat Ataol, haberde müvekkilinin hedef alındığını iddia etti. Haberde yer alan bilgilerin toplumu yönlendirici nitelikte ve maksatlı olarak manipüle edilmiş olduğunu öne süren Ataol, “Her şeyden önce belirtmek gerekir ki; yapılan dinlemeler 2559 sayılı yasa kapsamında yapılmış kanuni işlemlerdir. Burada suç olan istihbari dinlemelerin ifşa edilmesidir ve yasaya göre bu suç savcılar tarafından resen araştırılması gereken bir suçtur” dedi.
Yılmazer’in avukatı bu açıklamasıyla “kanunidir” gerekçesine sığınıp illegal dinlemeleri itiraf etti.
Müvekkili ile ilgili yürütülen gerek idari gerekse adli soruşturmada, yapılan istihbari dinlemeler arasından yalnızca medyatik ve belirli isimlerin ön plana çıkarıldığını iddia eden Ataol, müvekkilinin kamuoyu nezdinde peşinen suçlu kabul edilmesinin amaçlandığını öne sürdü.
Bahsi geçen dinlemelerin sadece Yılmazer döneminde olduğu gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldığını iddia eden Ataol, araştırmaya tabi tutulan dönemin de sadece müvekkili Yılmazer ve diğer müvekkillerinin çalışmış olduğu dönemle sınırlı tutulduğunu kaydetti. Ataol, araştırmanın yalnızca Yılmazer dönemi ile sınırlı olmasının, müvekkilinin siyasi irade tarafından açıkça hedef alındığının bir göstergesi olduğunu ileri sürdü.
Dinlenen kişilerin yaptıkları işler ve konumlarının yazılmamış olmasının bir suç gibi gösterildiğini iddia eden Ataol, yasal olarak böyle bir zorunluluğun zaten söz konusu olmadığını belirtti. Yasa koyucunun böyle bir düzenleme yapmamış olmasının hakimin vicdani kanaatinin etkilenebileceği öngörüsünden kaynaklandığını söyledi.
2559 sayılı yasa kapsamında yapılan istihbari dinlemelerde kimin dinlenip kimin dinlenmeyeceği ile ilgili bir hiçbir sınırlama bulunmadığını hatırlatan Ataol, bu durumun Devlet Denetleme Kurulu raporlarında da mevcut olduğunu belirtti.
Bir kişinin dinlenmesi yahut kolluk kuvvetlerince hakkında işlem yapılmasında sosyal statünün hiçbir hukuk devletinde belirleyici bir unsur olmadığının altını çizen Ataol, “Burada dokunulmazlığı olan devlet görevlilerinin müstesna olduğunu ayrıca söylemeye dahi gerek yoktur” dedi.
Ataol, “Haberde yer alan isimler çeşitli istihbari kaynaklardan (elemanlar, takip, ihbarlar, açık kaynaklar ve idari amirlerce verilen talimatlar) alınan bilgiler ve yapılan analizler neticesinde belirlenmiş ve netice itibariyle suça ilişkin olanlar adli birimlere sevk edilmiş olmayanlar ise yasal süresi içerisinde imha edilmiştir” ifadelerini kullandı.