MEDYAGÜNDEM- Taraf’ın yaklaşımına göre TSK ve PKK karşılıklı “savaşan” iki “meşru” güç… Her iki taraftan da insanlar “ölüyor”; yani devletin güvenlik güçleri “şehit” değil, “ölü”, PKK’nın “gerillaları” da “insan” oldukları için asker ya da polis ile aynı kategoride…
Sonuçta her ikisi de insan…
Buraya kadar bir sorun yok gibi görünüyor. Teorik olarak bu “hümanist” yaklaşıma kim ne diyebilir?
Ama Taraf’ın ve de Ahmet Altan’ın “hümanizması” buradan ileri gidemiyor. Sivil ya da silahsız askerlerin katledilmesini eleştirebilecek bir “hümanist” hassasiyet göremiyoruz…
Peki ne görüyoruz?
Şaşmayan bir “hükümet-ihmal-zaaf” eleştiri sistematiği.. Mesela Ahmet Altan’ın bugünkü yazısı… “O çocukları zırhlı olmayan araçlarla niye gönderdiniz?” diye soruyor. Zırhlı araçlarda olsaydılar ve benzer bir hain tuzak sonucu şehit olsaydılar sorun yoktu öyle mi?
Gazi Mahallesi’ndeki polis karakolunun duvarları bombalı saldırılara karşı, tuğladan değil tamamen betondan inşa edilmişti… Canlı bomba gelip kendini patlattığında, beton duvarlar daha fazla can kaybını önledi. Dahası, X-Ray cihazının başındaki 28 yaşındaki polis “Bir hafta sonra düğünüm var” diye saklanmayı ya da canını kurtarmayı düşünmedi, önce iki kurşun sıktı, sonra da kendini siper etti. Hata yok, ihmal yok… Peki bu polis ölümü hak etmiş miydi?
Bütün dünyada “modası geçmiş” bir ideoloji uğruna insan öldürülmesine niçin ses çıkarmadı Altan? Yeterince ihmal yok muydu? Demagoji yapmak için yeterince malzeme bulamadı mı?
Gaziantep’in en işlek caddelerinden birinde patlatılan 50 kilo bombanın içine konulan çiviler?
“Gerillaların” Foça’da eylem öncesi kendilerini gören üç masum köylüyü katletmesi?
Altangillerin yaklaşımında hangi olay olursa olsun saldıranın, tuzak kuranın, mayın döşeyenin silahsız sivillere kurşun sıkanın hiçbir suçu yok. Bu ülkenin ezilmiş, haksızlığa uğramış, yasaklanmış, dövülmüş insanlarının mağduriyetini; kan ile dönen rant ve kirli para üreten bir değirmen çarkına dönüştürenlere işlemiyor Altangiller’in “şerefli” kalemleri… Yeryüzünün her yerinde en aşağılık terör yöntemi olarak kabul gören uzaktan kumandalı mayınlarla eylem yapanlar, bu “yeryüzü standartlarındaki” entelektüellerimize göre demokrasi ve özgürlük için “savaşan, mücadele eden gerillalar”…
Hadi diyelim ki herşey dört dörtlük… Askerler zırhlı araçlar hatta uçaklarla taşınıyor, herşey a kalite ve birinci sınıf… Komuta süper, strateji kusursuz, sevk ve idare muhteşem…
Ama yine de askerler öldürülebiliyor, kayıplar oluyor…
Ne diyeceksiniz? Neyi eleştireceksiniz? Ya da eleştirmeyecek misiniz?
İngiltere’de Tony Blair, IRA terörünü bitirmek için “Şeytanla bile görüşürüm” demiş ve görüşmüştü. İşte Oslo’da şeytanlarla görüşme cesaretini gösterebilen bir hükümeti, şimdi türlü şeytanlıklarla vurmaya çalışıyorsunuz.
Adına ne derseniz deyin, kimse sizin o askerlerin ölümüne üzüldüğünüze, otobüslerin zırhlı mı zırhsız mı olduğunun gerçekten umurunuzda olduğuna inanmıyor. Siz basit ve sefil iktidar oyunlarına meze olarak şeytanla işbirliği yapıyorsunuz. Çünkü fıtratınız buna müsait…
Ancak emin olunuz ki siz ve sizin iplerinizi tutanlar oynadığınız bu basit oyunun sefaletinde boğulacaksınız…
K.Y.
medyagundem.com