MEDYAGÜNDEM- Gazete Habertürk’te bugün “Lahmacunla kalite aramak” başlıklı yazısıyla Serdar Turgut, Hürriyet’in ekonomi yazarı Vahap Munyar’ı gazetesinin genel yayın yönetmeni Enis Berberoğlu’na şikayet etti.
Bodrum Türkbükü’nde 50 liraya lahmacun sattığı için tartışılan işadamıyla konuşan Munyar’ı, “Konu ise onun işletmekte olduğu yerde bir lahmacun ile bir ayranın 50 liradan satılmasıydı. Bu ülkede parayı kolay kazanıp da kolay harcayanlar bulunduğundan ve bazı gazeteciler ‘kaliteli yaşam arayışı’ ana başlığında bu tür insanlara desteklerini verdikçe kalite anlayışı da iyice dibe vurdu” ifadesiyle eleştiren Turgut, o işadamı için de şu ifadeleri sarfetti:
***
Düşüncesizce para harcayarak kaliteli yaşam yakalanabileceğini sananlar sayesinde bu ülkede kalite düzeyi iyice aşağıya çekildi.
Bazı ekonomi muhabirleri ve şefleri, bu tür insanlara hayat bilgisi dersi verip onlara gerçek kaliteli yaşamı anlatacakları yerde, onların düşük düzeyde zevk dünyasına büyük bir gusto ile dalıp bu kişilerden birer rol modeli yaratmaya çalışıyorlar.
Bu yaptıklarının ülkeye aslında nasıl da zarar verdiğinin, zevksizliği kalite sanan zenginlerle kurdukları işbirliğiyle ülkedeki gusto ve hayat kalitesi düzeyini nasıl da aşağıya çektiklerinin ya farkında değiller ya da kurdukları bu ilişkilerin kendilerine sağladığı hayat tarzı imkânları nedeniyle verdikleri zararın farkında olsalar da bunu görmüyormuş gibi yapıp hayatlarını sürdürüyorlar.
***
Serdar Turgut Vahap Munyar’ı Berberoğlu’na da şöyle şikayet etti:
***
Örneğin, bir ekonomi yazarı şu satırları yazabiliyorsa, bu bence onun gazete yönetiminden uyarı alması için bir neden olmalıdır:
“Tabanlıoğlu Mimarlık’ın tasarladığı Milas-Bodrum Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ni gezmek üzere Melkan-Murat Tabanlıoğlu ve Özlem Gürsel ile birlikte Bodrum’a gittiğimizde Türkbükü’nde Maça Kızı’nın sahibi Sahir Erozan’la da sohbet fırsatını bulduk.”
Şimdi ben kendisi de eskiden çok iyi bir ekonomi muhabiri olan ve gazeteciliğini yaparken etik meselelere çok dikkat eden gazetenin şimdiki Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu’nun bu yazı üzerine ne yapacağını merak ediyorum.
***
TURGUT BUNU BİLİYOR MU?
Peki , “İşte Vahap Munyar’ın dünkü yazısı, o psikolojik ortamın ve onun yarattığı zenginlere tapınmacı sitcom gazetecilik ekolünün örneklerinden bir tanesidir” diyen Turgut, Türkbükü’nde 50 liraya lahmacun satan işadamı Sahir Erozan’ın kim olduğunu biliyor mu?
“Yeni zenginler” diyerek aşağıladığı Erozan’la ilgili şu ayrıntıları okuduğunda Serdar Turgut, bugünkü yazısını yazar mıydı, emin değiliz.
Çünkü Bodrum’da 50 liraya lahmacun satan adam geçtiğimiz Aralık ayında da İstanbul Boğazı’ndaki yalısında ABD’nin ikinci adamını misafir etmiş, çok özel geceye 4 Türk gazeteci de davet edilmişti.
Kuzguncuk’taki yalıda Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan elçiliğinin üst düzey yetkilileri, iş dünyasından ve sosyeteden isimleri açıklanmayan meşhurlar Biden ile ikili ve tekli fotoğraflar çektirmek için sıraya girmişti.
O geceye davetli olan Cengiz Çandar ve Güneri Civaoğlu bazı detayları köşelerinde paylaşmışlardı.
ABD’nin ikinci adamı Biden, Bodrum’da 50 liraya lahmacun satan Erozan’ın yalısında Beyaz Türkler ile buluşmuştu.
Sahir Erozan, Washington’da Cities adlı lokantasıyla Amerikan siyasetiyle yakın ilişkiler kurmuş bir işletmeciydi. Türkiye’de de annesiyle birlikte işlettikleri Bodrum’daki meşhur Maça Kızı gibi işletmelerle tanınıyordu.
Erozan, Clintonlarla, Amerika’yı yöneten elitle ahbap olan, kampanyalarına yüklü bağışlar yaptığı Amerikan Demokrat Parti’nin de kayıtlı üyesi bir siyasi kişilikti.
Dedesi Celal Sahir Erozan, Atatürk’ün has adamlarından, TDK’nın kurucularından, Kafkas göçmeni milliyetçi bir şair ve siyasetçiydi. Halası, Cumhuriyet Gazetesi’nin son sahibi Berin Nadi. Atatürk’ün İttihatçıların karargâhını teslim ettiği Cumhuriyet Gazetesi’yle varlıklarını sürdüren, Atatürk ve İnönülerden sonra cumhuriyetin kurucu babalar hiyerarşisindeki üçüncü ailesinin hayatta olan tek erkek üyesiydi.
Takvim genel yayın yönetmeni Ergün Diler şu yazısıyla da Erozan’ın kim olduğunu anlatmıştı:
“Beyaz Türk uzmanı” geçinen Serdar Turgut, bugünkü yazısında Erozan’ın belli ki kim olduğunu atlayıp bir analiz yazmış.
Yazısının Hürriyet’le ilgili bölümünü tartışmıyoruz ancak bu analizini Erozan’ın gerçekte kim olduğunu bilseydi yine yazar mıydı diye merak ediyoruz.
Çünkü Turgut’un bugünkü yazısı önümüzdeki günler için çok “eğlenceli medya kulisleri”ne gebe gibi görünüyor.
Bakalım Turgut bugünkü yazısından sonra çark mı edecek, yoksa o analizinin arkasında mı duracak? Turgut, Erozan’ın kim olduğunu öğrendiğinde o yazısından dolayı nasıl bir hisse kapılacak?
İşin gazetecilik açısından önemi ise, Turgut iyi bir gazeteci olsaydı Bodrum’da 50 liraya lahmacun satan işadamının ABD’nin ikinci başkanını Boğaz’daki yalısında ağırlayacak kadar “derin” oluşunu da bilir, zaten yalıdaki geceye katılan 4 Türk gazeteci ile ilgili meraklı soruları o dönem sorardı.
Dolayısıyla da hem Bodrum’da 50 liraya lahmacun satıp, hem de ABD’nin iki numaralı yöneticisiyle yalısında “kankalık” nasıl yapıldığını sorgulardı.
Bir de, Bodrum’da 50 liraya lahmacun satan ama dededen “beyaz Türk” olan Erozan, Turgut’un ilgi alanına giren bir isimdir ki bu durum Habertürk yazarında “eziklik” yaratmaya da yetecektir.
Turgut ayrıca bugünkü yazısıyla “masa başı analizci” ve “ezberci yorumcu” olduğunu da ortaya koydu, eksik analiziyle kaybetti.
Çünkü Erozan’ın kim olduğunu bilerek bir analiz yazsaydı, ortaya çok daha çarpıcı bir yazı çıkabilirdi.
Haliyle Habertürk yazarı ava giderken avlandı!
medyagundem.com
