MEDYAGÜNDEM- Merkez medyayı istila eden “istismar ve operasyon gazetecileri” işleri öyle bir abarttılar ki, dertleri hakikat temelli gazetecilik olması gerekirken, “acemi sihirbazlar” gibi berbat numaralarıyla silik manipülatörlere dönüştüler.
Başlarına gökten meteor düşse hükümetten bilen, hükümete “bel altı” çakmak için zihinlerini sadece hile ve desisenin hizmetkarı eden gazetecilerin düştükleri hal bazen acındırıyor.
İşte birisi..
Akşam yazarı Serdar Akinan.
Bugün “Akasya” başlıklı bir yazı kaleme almış..
Yazı Büyükada’da bir restoran-bar açan kardeşinin mekanın reklamından ibaret…
Ama Akinan ne yapmış?
İşi hükümete nefrete bağlamış..
Nasıl mı?
Serdar Akinan, “Bu haliyle çok istesem de ekranlar bana kapalı. Örtülü bir tavırla konuşturulmuyorum. Tıpkı diğerleri gibi ki siz biliyorsunuz onları. Bu köşem var ama hissediyorum ki TV kadar bir etkisi yok. Açıkçası mesleki olarak da yetmiyor” demiş..
Bu satırlarıyla yazarı olduğu gazeteyi küçümsemiş…
Akşam’ın Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’nın yerinde olsak bu sözleri bir “aşağılama ifadesi” olarak yorumlarız…
Akinan’ın bundan sonraki satırları ise tam bir evlere şenlik:
“Ülkede olan biten onca eleştirilesi şeye, itiraz edilecek meselelere, ses verilecek seslere hakkıyla yer verememek inanın tüketici. Ötesinde kısa vadede ifade özgürlüğü önündeki bu olumsuz havanın daha da ağırlaşacağı ortada. Akasya bu anlamıyla bana bir nefes oldu.”
Bizim kafamız karıştı. “Akasya”, hükümete yönelik bir muhalefetin merkezi olacak yeni bir platform mu?
Yani televizyonlarda konuşturulmadığını iddia eden Akinan, “Akasya” ile nasıl nefes almış?
Elmayla armutu birbirine karıştırıp nedir bu acaip “komposto” durumu?
Tamam anladık, kardeşinin mekanının reklamını yapıyorsun, e be kardeşim bunu da “operasyonsuz”, “efendi efendi” yapsana…
“Basın özgürlüğü yok” deyip, nefessiz kaldığını söyleyip, bir barda nefes aldığına işi bağlamak nasıl bir muhakeme ürünü?
Yıllardır merkez medyayı bir “operasyon merkezi”ne dönüştüren siz…
Gazetecilikten öte “derin kuvvetlerin” hizmetine giren siz…
Hakikat ve hakkaniyet gibi derdi olmayan siz…
Tutmuş kardeşinin barı üzerinden “susturulduk” yalanına sığınıyorsun…
Sen kimi kandırıyorsun Serdar Efendi?
Düş şu milletin de medyanın da yakasından…
Git kardeşinle birlikte aksırıncıya, tıksırıncaya kadar ye, iç, eğlen; bak dalgana…
Yeter artık şu “susturulduk” istismarınız..
medyagundem.com