6-8 Ekim olaylarında Kobani bahanesiyle 50 kişinin ölümünün baş sorumlusu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ‘Yargı bağımsızlığını etkiledikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Türkiye’de bu da oldu. Bir katil ve terör örgütünü arkalayan sözde siyasi parti lideri terörle girdiği kirli ilişkiden dolayı hesap vereceğine, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı için suç duyurusunda bulundu. Bir katili böylesine pervasızlaştıransa yine arkasındaki Fetullahçı terör örgütü desteği…
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ‘Yargı bağımsızlığını etkiledikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkında, adli mercilere yönelik yargı görevini etkileme suçunu gerçekleştirmiş olması nedeniyle ceza kanunlarının mecburiliği ilkesi çerçevesinde yasal soruşturmanın başlatılarak kamu davası açılması talebiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bulundu.
Suç duyuru dilekçesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verildi.
İşte o suç duyurusu dilekçesi:
“Kamuoyuna da yansıdığı üzere; gerek Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan gerek ise Başbakan Sayın Davutoğlu’ nun Bakanlar Kurulu Güvenlik zirvesinden sonra 24.07.2015 tarihinde yürütülen operasyonlarla ilgili ‘Bu gece ilk adım kararlı şekilde atıldı. Eş zamanlı olarak ülkemizin 16 vilayetinde 300’e yakın noktada yapılan operasyonlarla bir süreç başlatıldı. Bu süreçle birlikte çok sayıda şu anda zanlı gözaltına alınmış vaziyette. Bu gözaltına alınanlarla ilgili tabi bir süreç başladığı gibi, bu sadece bu geceye yönelik bir operasyon değildir ve bu operasyon bundan sonraki süreçte de kararlı şekilde devam edecektir’ açıklamalarından bulunmuşlar. Hemen sonrasında 27.07.2015 tarihinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin ziyareti öncesi basına vermiş olduğu demeçte Halkların Demokratik Partisine dönük sorulara ilişkin “Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir. Fert fert, birey birey. Anayasa’nın 14. maddesi çok şeyler sağlıyor. Eğer o yeterli değilse, dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle bunların bedelini şu açıklamaları yapanlar, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, ‘sırtımızı şuraya dayıyoruz’ diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler.’ Demek suretiyle yargıya tüm kamuoyu önünde talimat vermiştir.”
“Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek ise Başbakan Davutoğlu’nun basın üzerinden yargı mercilerine vermiş oldukları bu talimatlar neticesinde 24.01.2015 tarihinden bugüne adli merciler kanalı ile yoğun bir şekilde siyasi operasyonlar yapılmaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun ‘talimatları verdik’ açıklamaları sonrasında Yetkili Cumhuriyet Başsavcılıları birbiri ardına müvekkil Partinin gençlik alanı başta olmak üzere İl ve İlçe teşkilatlarına, yöneticilerine ve üyelerine gözaltı ve tutuklama operasyonları başlatmış. Bu operasyonlar neticesinde Müvekkil Halkların Demokratik Partisine ulaşan verilere göre 24.07.2015’de bu yana 28 ilde gerçekleşen operasyonlar neticesinde 1033 kişi gözaltına alınmış, bunlardan 125 i somut delillere dayanılmaksızın tutuklanmıştır.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanları başta olmak üzere Halkların Demokratik Partisi milletvekillerine ve Parti yöneticilerine yönelik söylemleri bizzat yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını etkiler mahiyette olduğu görülmektedir.”
“Son olarak Anadolu Haber Ajansının 30.07.2015 tarih ve 18.01 saatli ‘Demirtaş Hakkında Soruşturma’ başlıklı haber ile müvekkil hakkında 6-8 Ekim tarihinde yaşanan olaylarla ilgili halkın bir kısmını diğer bir kısmına karşı silahlandırarak, tahrik etmek suçlaması ile soruşturma yürütüldüğü bilgisi tarafımızca öğrenilmiştir. Yürütülen bu soruşturma hakkında soruşturma savcısı bu zamana değin soruşturma yürüttüğü bilgisini açıklamamış olup Cumhurbaşkanının ve Başbakan’ın, geçici hükümet yetkililerinin yapmış olduğu yukarıda değinilen açıklamaların hemen sonrasında böylesi bir bilgiyi tam da ülke kamuoyunun Müvekkilin Eş Başkanlığını yaptığı Halkların Demokratik Partisi’nin adeta meşruiyetinin sorgulatılmaya çalışıldığı böylesi bir siyasi atmosferde gerçekleşmiş olmasını kasıtlı bulmaktayız.”
“Tüm bu gelişen olaylar aynı zamanda Cumhurbaşkanının tarafsızlığının da ihlalini teşkil etmektedir. Seçim süreci başta olmak üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsız duruşunu sergilemekten uzak, adeta siyasi bir parti başkanı olarak yapmış olduğu her açıklama ve beyanat açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerden de anlaşılacağı üzere yargıya açık talimat niteliği taşımaktadır. Kaldı ki gerek Cumhurbaşkanı gerek ise Başbakan kameralar önünde verdikleri demeçlerle bu durumu açık ve net bir şekilde beyan etmişlerdir.”
Anayasa’nın 9. Maddesi ile düzenlenen yargı yetkisi, ‘Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.’ TCK’nın 277. Maddesinde düzenlenen yargı görevi yapanı etkileme maddesi, ‘Bir davanın taraflarından birinin veya bir kaçının veya sanıkların veya davaya katılanların, mağdurların leh veya aleyhinde, yargı görevi yapanlara emir veren veya baskı yapan veya nüfuz icra eden veya her ne suretle olursa olsun adı geçenleri hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kimseye iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Teşebbüs iltimas derecesini geçmediği takdirde verilecek ceza altı aydan iki yıla kadardır.’ Düzenlemeleri bulunmaktadır. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti devletinin demokratik bir hukuk devleti olması ve yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının Anayasal ve yasal normlarla teminat alındığı düzenlemelere aykırılık teşkil eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun özetlenen nedenlerle gerek Anayasaya gerek ise Türk Ceza Kanunu ‘nun 277. Maddesine aykırılık teşkil eden eylemlerinden ötürü kamu davası açılarak cezalandırılmasını her iki müvekkil vekaleten arz ve talep ederiz.”
SONUÇ VE İSTEM
“Sunulan nedenler ve resen tespit edilecek hususlar karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hakkında kamu davası açılmasına ve cezalandırılmasının sağlanmasına karar verilmesini saygıyla talep ederim.”
Her vatandaş gibi sn cumhurbaşkanımızında başbakanımızın da herhengi biri suç duyurusunda bulunma hakkı vardır. Selahattinin bu son hamelsi sürekli koşup ağladığı batı ülekere sunduğu Türkiyede bir diktadör var argümanını tamamen ortadan kaldırıyor. Türkiyenin ne kadar demokratik bir ülke olduğunu ortaya koyuyor. Yani kendi ayağına sıkyor salak. sen bir diktadöre dava açabilir misin? erkeksen mısır da bir dene bakalım ne oluyor.
bu şerefsiz herifin hürriyette yine röportajı var kendisini bu defa da sn cumhurbaşkanımızla özdeşleştirme cürretinde bulunmuş. ” muhtar bile olamaz denen bir insan mücadele etti ve cumhurbaşkanı oldu benim mücadelem niye engelleniyor” mealinden şaçmalıklar kusmuş. Lan iblis Recep Tayyip Erdoğan ın arkasında figenin ve senin arkandaki terör örgütlerin mi vardı en aşağılardan sadece ve sedece kendi halkının desteğiyle meşru zemin içerisinde o makamlara gelen bir siyasetçiyle sen kendini mukayese etme cesaretini nereden alıyorsun.Sen kimsin. Pkk nın ve onu kullanan iç dış odakların kirli bir maşasısın o kadar. Cumhurbaşkanımızın tertemiz adını o pislik ağzına alıp durma o ağzını yırtarım senim
sözde abisi dağda değilmiş işid e karşı insanlık onuru için savaşıyormu. Yani şu mesajı veriyor yavşak Amerika bizi sattı ama Biz hala amerikanın askeriyiz. Zeka özürlü şark kurnazı kimin götünü yalarsan yala kanlı örgütün bu ülkeyi terk etmediği sürece sizi bombalarla beslemeye devam edeceğiz.