Sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu bugün “Alçalmanın böylesi” başlıklı yazısında özellikle Aydın Doğan medyasındaki Türkiye düşmanlığına “Kabul edelim, sandığımızdan da aşağılıklarmış… “ diyerek dikkat çekti. Daha dün Putin’i diktatör diye yerden yere vuranların bugün Türkiye’nin aleyhine davranıyor diye MIG-29’ların kanatlarını öpecek hale geldiklerinin altını çizdi. İşte yazısı:
Kabul edelim, sandığımızdan da aşağılıklarmış…
Suriye’deki Rus uçaklarıyla birlikte coşkuya kapılıp havalara uçmaya başladıklarında her şey daha netleşti.
Zil takıp oynuyorlar.
Şaka değil, neredeyse şampanya patlatacaklar!
Daha geçen yıl Putin’i yerden yere vuran, diktatörlüğünü, zalimliğini yazıp çizen adamlar bunlar.
Hatta Putin’le Batı Bloku’ndan bağımsız ekonomik işbirliğine gidiyor diye Erdoğan’ı Batı’ya şikâyet ediyorlardı.
Şimdiki hallerine bakın…
Fırsatını bulsalar gidip Kuzey Suriye’de ÖSO hâkimiyetindeki köyleri vurup çoluk çocuk öldüren MIG-29’ların kanatlarını öpecekler.
HÜRRİYET YAZARI KANAT ATKAYA VE RADİKAL YAZARI FEHİM TAŞTEKİN’E VURGU YAPTI
Alın Radikal‘i, Hürriyet‘i, açın bu tayfanın internetteki sitelerini yazdıklarını okuyun da görün diyeceğim ama mideniz bulanır.
Dün Hürriyet‘te bunlardan biri kendi ülkesiyle şöyle dalga geçiyordu: “Savunma oyuncusunun çalımı basan santrforun ardından içlenerek bakması gibi Putin’e bakıp ‘Küserim ama bak! Kahveden NATO abiyi çağırırsam görürsün sen” dediğimiz noktadayız .”
Radikal‘deki malum Esed megafonu yazara gelince, o tabii ki Rusların Suriye’deki operasyonundan sarhoş!
Sırıtarak Türkiye’yi aşağılıyor: “Uçuşa yasak bölge istiyordun, al sana uçuşa yasak bölge!“
Tabii bir de sosyal medyada boy gösteren “aydın” takımından “yeni Rusçular” var.
Bunlardan biri “Rusya şu saatlerde Kuzey Suriye’de hedef gözetmeden vuruyor” haberinin altına şu mesajı yazmaktan hiç utanmıyordu: “İyi yapıyor.”
Dünya iyi değil.
Dünya da, Türkiye de zor günlerden geçiyor.
Fakat bu zor tablonun olumlu yanı şu…
Yaldızlar birer birer dökülüyor.
Kendilerini bir dönem özgürlükçü, bir dönem ulusalcı, bir dönem liberal, bir dönem Amerikancı, bir dönem fena halde antiemperyalist, hatta bir dönem muhafazakâr olarak tanıdığımız…
Bazen maalesef “iyilik“lerine inandığımız bir tayfanın…
Sadece ama sadece “alçak” olduklarını öğreniyoruz.
Anlıyoruz ki, aslında şucu bucu değiller.
Hepsi vitrin.
Tek özellikleri var: Ülkelerinden, kendi toplumlarından, içinde yetiştikleri kültürden ölesiye nefret ediyorlar.