MEDYAGÜNDEM- Peşinen söyleyelim; adına merkez medya denen yapının bittiğinin, artık yeni merkez medyanın yeni Türkiye’nin medyası olduğunun ve buranın da parlayan yıldızlarından birinin Yeni Şafak yazarı Salih Tuna olduğunun farkında değilseniz, artık farkında olun.
Bugünkü yazısı zeka derecesi yüksek, mizah dolu ve öyle akıllıca ki…
Yazısına “Yılmaz Özdil’in Doğu Perinçek’le yaptığı sır röportaj” başlığını atmış.
Haliyle merakla okumaya başlıyorsunuz.
Uzun uzun Yılmaz Özdil soruyor, Doğu Perinçek anlatıyor.
Salih Tuna bu röportajı nereden çıkarmış da köşesine taşımış diye merak ederken, yazınının sonuna doğru bombayı patlatıyor.
Dün Taraf’ta Neşe Düzel’le Cengiz Çandar’ın söyleşini almış, sadece soru soranı Yılmaz Özdil, cevap vereni de Doğu Perinçek olarak değiştirmiş.
Ve okunduğunda asla yadırgamayacağınız, zaten o isimlerden beklenen sözler gibi duruyor.
Salih Tuna da zaten ona dikkat çekmek istemiş, diyor k, özetle ha Cengiz Çandar ha Doğu Perinçek.. Aslında hiçbir farkı yok…
Bir bölüm aktaralım Tuna’nın yazısından:
(…)
Y.ÖZDİL: Bir yanda medya üzerindeki baskılar ve sansür artıyor(…) Bir yanda da barış görüşmeleri yapılıyor. Özgürlüklerin olmadığı bir ülkede barış nasıl olacak?
D.PERİNÇEK: Milliyet’te, Öcalan’ın İmralı’da BDP’lilerle yaptığı görüşme notlarının yayınlanmasının ardından Başbakan’ın kullandığı dil ve bunun gazetede yol açtığı sonuçlar ciddi soru işaretleri yaratıyor tabii.
Y.ÖZDİL: Nedir o sorular?
D. PERİNÇEK: Demokratik ülkelerde gazetecilik, onun bunun kriterine bağlı değildir. (…)
Y.ÖZDİL: Hasan Cemal’in yazısına bile tahammül edemeyen bir başbakan, Kürtlerin haklarını nasıl verecek?
D. PERİNÇEK: (…) Bu şekilde çözüm olmaz! Başbakan’ın tek adam olarak ona buna ayar vereceği, kısıt koyacağı bir ortamda çözüm olmaz.
Y. ÖZDİL: Medyanın üzerinde 28 Şubat’la yarışırcasına bir baskı kuran bir iktidar, demokrasiyi reddederek barışa ulaşacağına Kürtleri ikna edebilecek mi?
D. PERİNÇEK: Bu sorunun mantıki cevabı ‘hayır’.(…)
Y. ÖZDİL: (…)İmralı’da Öcalan’la görüşüyor ve PKK’nın sınır dışına çekilmesini istiyor. Karşılığında hükümet PKK’ya ne öneriyor?
(…)
Tuna, “Bu ‘yabancılaştırma efektine’ kimlerin neyi söylediğinin tastamam görülmesi için başvurdum.Neşe Düzel sanırım ‘AKP 20 milyon Kürdü hapishaneye dolduracak’ heyulasından hâlâ kurtulabilmiş değil yoksa bu kadar ‘güzel’ soruyu yan yana getiremezdi.” demiş yazısında.
Ancak şu notu, Cengiz Çandar’ın nasıl bir “sapma” içinde olduğunu göstermesi açısından da isabetli:
“Cengiz Çandar’ın da gördüğünüz gibi kafası bir hayli karışık.
Ama o da haklı.
‘MHP ideolojisi iktidarda’ dedikten 2- 3 ay sonra ‘iktidar’ çözüm sürecini başlattı, uyum sağlamak kolay değil.”
dünün kendisini çok akıllı sananlarının ne denli akıllı oldukları pkknın işlevinin bitmesine çeyrek kala ortaya çıktı.çandargiller hasanlar sazanlar bil umum sol liberaller eski tüfek komünistler pkk bittiğinde işsiz kalacaklar.zaten hasan pkk tam bitmeden işsiz kaldı çandargillerde işsiz kalmamanın travmasıyla yazıyorlar ama sayın tuna bunlara dersini veriyor bugünde vermiştir yarında verecektir elbette.bunların pili bitti eskiden pkk şarzını kullaıyorlardı pkk bitecekken yeni şarzı nereden bulacak telaşındalar gerçi amerikan ve batı şarzı bunlara her zaman verilir ama bunlar yerli olsun istiyorlardı yani pkk yerli şarzdı yabancı güdümlü olsada ölen kürt gençlerinin knaı çandargillerin şarzıydı Rabbimden niyazım üzerlerine plan yaptıkları kürtlerin kanı bunları boğsun.