Fenerbahçe ‘Cemaat’i ele geçiriyor olmasın?
Evvela değerli insan Ekrem Dumanlı’nın kavramlaştırmasına riayet edemediğim, ‘Camia’ demediğim için özür diliyorum.
Ele aldığımız konu gereği eski günlerdeki gibi ‘Cemaat’ diyeceğiz.
En azından bugünlük böyle.
Yarın öbür gün ‘Camia’ demeye yine dikkat edeceğiz, bundan da kimsenin kuşkusu olmasın.
‘Hizmet’ demediğimiz için de, gerçek bir hizmet eri olan Cemal Uşşak Beyefendi başta olmak üzere, Gazeteciler Yazarlar Vakfı’ndaki dostlarımdan özür diliyorum.
Kavramlaştırmalarını çok tuttum.
Eskilerin deyimiyle tastamam ‘Efrâdını câmi, ağyârını mâni’ olmuş.
Yazık ki yazık, ‘Hizmet’ kavramı henüz yerleşmemiş.
Halbuki biz burada tabiri caizse ‘yerleşmiş’ bir tartışmayı ele alacağız.
Dolayısıyla ‘Camia’ veya ‘Hizmet’ yerine alışılageldiği üzre ‘Cemaat’ diyeceğiz.
Hem galat-ı meşhur diye bir şey yok mu? Ne demişler: ‘Deme kalbura sakın kallâbûr / Lugat-ı fasîhten yeğdir galat-ı meşhûr’
Budur.
Malumunuz, Ak Parti ve ‘Cemaat’, ‘Atatürkçülüğün ve laikliğin son kalesi Fenerbahçe’yi ele geçirmek istiyor’ denilmek suretiyle ‘şikenin siyasallaştırılması’ süreci başlatıldı.
Doğrusunu isterseniz, 3 Temmuz operasyonuna karşı bundan daha etkili bir strateji olamazdı.
MİT krizinden sonra da hedef küçültülerek Ak Parti dışarıda tutulmaya başlandı.
Aziz Yıldırım mahkemede ‘Cemaat Fenerbahçe’yi ele geçirmek istiyor…’ yollu bir iddiayı dillendirdi.
Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır da ‘Açık sır’ın ifşası’ başlığı altında, işte bu herkese malum sırrı ‘kanırtma’ fırsatını kaçırmadı.
O kadar ki ,’Fenerbahçe ve Gülen hareketi’ adlı bir yazı dizisi döşendi.
Yazarın niyeti veya yazının içeriği ne olursa olsun, belirli bir algıya hizmet eden son derece sorunlu bir başlıktı bu.
Fenerbahçelilerin tepkisini, ‘Cemaat gazeteleri sürekli Fener’i suçluyor’ ara başlığı şeklinde mahut yazı dizisine ustalıkla yerleştirirseniz, ‘Cemaat’i hedefe koyan bir operasyonun parçası haline gelirsiniz.
Hedef küçültme stratejisi uyarınca Ak Parti şimdilik dışarıda tutulduğu için mi ‘yandaş gazeteler’ yerine ‘Cemaat gazeteleri’ deniliyor?
Rıza Zelyut’un ‘Hocaefendi’ye Fenerbahçeli seslenişi’ başlıklı dünkü yazsındaki şu satırlara ne buyrulur peki: ‘Muhterem Hocam! Lütfen cemaatin yayın organı Zaman Gazetesi başta olmak üzere; size gönül veren Bugün, Sabah, Yeni Şafak, Star gibi gazetelerin 3 Temmuz’dan itibaren Fenerbahçe’ye yönelik yayınlarına bir bakın…’
Türkan Saylan (ışık içinde yatsın) Star gazetesinden Fadime Özkan’ın bir sorusu üzerine, ‘Bir de Star gazetesi olacaksınız! Hükümet yandaşı gibi soruyorsunuz?!..’ yollu çıkışmıştı.
Star’ı hâlâ Cem Uzan’ın sanıyordu.
Ruşen Çakır da, ‘Cemaat’i, üçüncü sınıf oryantalist edayla arzı endam ettiği o mahalle sakinleriyle karıştırmaya başladı galiba.
Yakında Soner Yalçın gibi ‘Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor’ derse hiç şaşmam.
Hazret ve avanesi gibi ‘Dokunan yanar’ demiyorum elbette; bu insanlar dün dokunup da yaktığınız o ‘Müslümanlara’ benzemez diyorum.
Değerli insan Ekrem Dumanlı’dan da müthiş salvolar geldi.
Samanyolu Haber de ‘Türkiye Ruşen Çakır’ı tanıyor’ ifadesi eşliğinde bindirmeye başladı.
‘Cemaat’ hem Fenerbahçe’yi yok etmek istiyor, hem ele geçirmek istiyor ne demek?
İnsan ele geçirmek istediğini hiç yok etmek ister mi?
İllaki içinde ‘Cemaat’, Fenerbahçe ve ‘ele geçirmek’ ifadelerinin geçeceği bir soru kalıbı aranıyorsa, ‘Fenerbahçe ‘Cemaat’i ele geçirmek mi istiyor?’ demek daha mantıklı.
Çünkü…
Futbol takımlarının renkleri olur, cemaatlerin maslahatları.
SALİH TUNA/YENİ ŞAFAK