Darbeler dönemi kapanırken
Sevgili okuyucular, 1876’da Sultan Abdülaziz Han‘ın şahadetini ve 1909’daSultan Abdülhamid Han‘ın hal’ini saymazsak, ‘Darbeler Dönemi’ 27 Mayıs 1960 Darbesi ile başladı ve yaklaşık yarım asır devam ederek 27 Nisan 2007 Muhtırası ile sona erdi. Bu müddet zarfında Türkiye‘deki siyasî rejim hep militarist vesayet içinde oldu.
27 Mayıs ve şehitlerimiz
Efendim, 27 Mayıs 1960‘ta gerçekleştirilen darbe, Türk Milleti‘ni cânevinden vurmuş ve bir ‘millî matem‘ günü olmuştur.
Bu dönemde, 17 Eylül 1961 günü, Türkiye‘nin 9. Başbakanı Adnan Menderes ve bakan arkadaşları, arkalarında 10 ‘altın yıl‘ bırakarak, darbeciler ve onları yönetenler tarafından alçakça şehit edilmişlerdir.
Menderes‘i idam ettirenler, CHP zihniyetindeki oligarşik despotlardı.
Çok partili dönemi içine sindiremeyen CHP jakobenizmi ordudaki darbeci odakları tahrik ederek 27 Mayıs‘ı hazırlamıştı. 27 Mayıs‘la birlikte Türkiye‘de devlet âdeta yıkıma uğradı. TSK, yargı ve üniversiteler tasfiye edilerek militanlarla dolduruldu.
27 Mayıs, Türk tarihinin en büyük yüzkarası oldu.
12 Mart’ın sosyalistleri
Efendim, siz solcuların lâf olsun diye darbelerden şikâyet ettiklerine bakmayınız. Zira, bugüne kadar yapılan bütün darbeler ve askerî müdahaleler hep solcuların işine yaramıştır.
Alınız 12 Mart‘ı… Güya 9 Mart‘ta yapılacak sol darbeye karşı verilen 12 Mart Muhtırası, Demirel Hükûmeti‘ni indirerek yerine sosyalist ‘11’ler Hükûmeti‘ni geçirmiştir. Bir yanda Sıkıyönetim Mahkemeleri solcu ve sağcıları yargılarken iktidar tamamen solcuların ve CHP zihniyetinin eline geçmiştir.
12 Eylül paşaları
Efendim, 12 Eylül Darbesi, güya asayişi sağlamak için yapılmış; lâkin son derece despot bir dikta yönetimi kurulmuştur.
İşin garip tarafı, askerî cezaevleri solcu ve sağcılarla doldurulup en zalimane işkenceler uygulanırken, 12 Eylül‘ün darbe kuruluşu olan’Millî Güvenlik Konseyi‘nin ve Konsey Genel Sekreterliği‘nin çevresi solcu müşavir ve uzmanlarla doldurulmuş; bürokraside ‘irtica avcılığı‘na çıkılmıştır.
2010 Referandumu‘ndan sonra 12 Eylül Darbecileri‘nin yargılanmaya başlaması, Türk demokrasisi için çok önemli bir merhaledir.
Kalleş darbe: 28 Şubat
Efendim Darbeler Dönemi‘nin en kalleşi 28 Şubat Darbesi‘dir. Bir darbenin her türlü özelliğinin bulunmasına rağmen, hâlâ bu müdahalenin darbe olmadığını söyleyenler vardır. 28 Şubat‘ta, özellikle milletimizin millî ve manevî değerleri hedef alınmış; inanan insanlara mürteci muamelesi yapılmış; devlette geniş çapta fişleme ve tasfiye faaliyetine girişilmiştir.
Emin Çölaşan gibi süflî kalemlerin aleyhimdeki yayınlarına rağmen, 28 Şubat Darbesi‘ne karşı mücadele verdiğim ve darbecilerin içyüzlerini ortaya çıkardığım için iftihar ediyorum. 28 Şubat Darbesi, benim 15 sene önce yargıya verdiğim belgeler sayesinde açığa kavuşmuştur.
Menderes’e ağıt
Yarın Adnan Menderes ve arkadaşlarının alçakça şehit edildikleri 17 Eylül‘ün yıldönümü… O‘nu ve arkadaşlarını şehit eden darbecileri, postal yalayan hukukçuları, buna çanak tutan basını ve oligarşik monarkları lânetliyoruz.
Onları şehit eden alçakları bugün kimse hatırlamıyor; lâkin Adnan Menderes ismi, Türk tarihine ve Türk Milleti‘nin gönlüne ebediyen unutulmayacak şekilde yazılmıştır.
Başbakan Erdoğan sâyesinde, artık Darbeler Dönemi inşallah kapanmış ve ‘İleri Demokrasi‘ dönemi başlamıştır.
HASAN CELAL GÜZEL/SABAH