Anasayfa / ANALİZ / Ruşen Çakır’ın “Gezi” paniği!
rusen-cakir2

Ruşen Çakır’ın “Gezi” paniği!

MEDYAGUNDEM.COM- Bu kaçıncı kanıt, bu kaçıncı örnek? Gezi’de sahnelenen kalkışmanın uluslar arası bir boyutu olduğunu görmemek için kör olmak gerek…

İşte son örnek, “Duran adam”dan sonra faşist Almanya Koç’un Divan Oteli’ne ödül verdi. AK Parti MKYK üyesi Mazhar Bağlı da “Hospitality Innovation Award” ödülünün Divan Otelleri’nin sahipleri Ali Koç ile Semahat Arsel’e layık görülmesiyle ilgili Twitter’da, “Gezi’nin dış desteği yok diyenlere bu ödül kapak olsun” yorumunu yapmış.

Son derece haklı bir yorum.

Peki medyada Gezi’yi “saf bir direniş”, “masum bir eylem” gösterme çabalarını nasıl analiz etmeliyiz?

İşte Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır.

Bugün “Gezi direnişinde Kürtler, Kemalistler ve diğerleri” başlıklı yazısında ilginç bir “PANİK” gösterdi.

O “panik” de Gezi’yle ilgili “kemalist odaklı tepki” ve “uluslar arası tezgah” tartışmalarından duyduğu rahatsızlık.

Dün Radikal’de Oral Çalışlar’ın, “Gezi olayları, kamplaşmayı ve kutuplaşmayı tırmandırıcı bir etki yaptı. İktidar kavgası sertleşti. İşin içine Kürtlerin de katılması dengeleri değiştirebilir, Kemalistlerin omurgasını oluşturduğu sokak çatışmaları, ülkeyi bir siyasi krizin içine sokabilirdi. BDP dikkatli bir çizgi izledi. Soldan gelen baskılara rağmen çatışmanın tarafı haline gelmedi. Direnişin ‘Kemalist omurga’sına ihtiyatla yaklaştı, esas olarak ondan uzak durdu.” diyerek Gezi’deki “Kemalist omurga”nın altını çizmesi Çakır’ı rahatsız etti.

Şu yorumuna bakın Çakır’ın:

“Gezi direnişinin omurgasını kestirmeden ‘Kemalist’ olarak tanımlayan, kamplaşma ve kutuplaşmanın tırmanmasından esas olarak, dile getirilen talepleri kriminalize eden hükümeti ve Başbakan Erdoğan’ı değil de Gezi direnişçilerini sorumlu tutan bu değerlendirmenin altındaki imza Oral Çalışlar’ın. Onun bu tespitlerine katılmadığımı, Gezi direnişi sürecinde yazdıklarımdan haberdar olanlar bilir.”

Çakır’ın “uluslar arası komplo alerjisi” ise şu satırlarıyla ortaya döküldü:

“Şunu hatırlatmakta fayda var: Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi isimlerin ‘mesaj alındı’ şeklindeki çıkışlarına rağmen Gezi’nin mesajını yok saymaya, onu uluslararası bir komplonun parçası göstermeye çalışarak hem kendi iktidarına, hem de Türkiye’ye çok şeyler kaybettirdi. Bugün, esas olarak hükümete ve Başbakan’a yardımcı olmayı (onu yedirmemeyi) hedefledikleri anlaşılan bazı kişilerin Gezi’yi bir komplo olarak gösterme inatları kimsenin hayrına olmayacaktır. Yine de, tabii ki kendileri bilir.”

Ruşen Çakır neden ısrarla Gezi’yi “masum” ve “saf bir direniş” gibi gösteriyor?

Bu “devrim romantizmi”nin sebebi ne?

Bir gazeteciyi ziyadesiyle sorgulama yapmaya yetecek kadar “uluslar arası komplo” şüphesi, “Kemalist öfke” örnekleri varken, Gezi’yi böylesine “ütopya”ya dönüştürme çabası nasıl yorumlanmalı?

Bunun bir nedeni var. Ruşen Çakır’ın son dönemde girdiği “siyasi angajman”, “siyaset mühendisliği operasyonları”, onu Gezi’yi “masum” gösterme endişesine sevkediyor.

Gezi’nin bir “Kemalist omurgası” olduğu, “uluslar arası tezgah” boyutu ortaya çıkarsa Çakır’ın da “siyasi angajmanı”nda güven krizi çıkacak. O bunun endişesini ve paniğini taşıyor.

O nedenle Gezi’ye yönelik en ufak tepkiye köpürüyor, bunun özellikle kendi “nüfuz alanı”ndaki gazetecilerden gelmesi kimyasını bozuyor.

En büyük korkusu Gezi’nin “kriminal boyutu” ortaya çıkarsa ona da “siyasi angajmanları”nca “sen burnumuzu nasıl bir pisliğe soktun” denilerek dışlanması ve sinsi “Erdoğan karşıtı operasyonları”nın akamete uğrayacak olması.

İşte sırf bu yüzden bugünkü yazısında Öcalan’ın sertleşmesini temenni ettiğini açık eden satırlara da imza atıyor. Aslında Kürt meselesini Erdoğan’ın çözmesinden Çakır’ın rahatsızlık duyduğunu söylersek abartmış olmayız. Çandar ile çizgisinin aslında aynı olduğunu herkes görüyor.

Çakır’ı önümüzdeki süreçte daha dikkatli izleyin. Her yazısı işte o “siyasi angajman” ve hesaplarının bir ürünü olacak .

MEDYAGUNDEM

kk1

Takozlar odası kaos kokusunu aldı!

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nden Gezi ayaklanması öncesinde olduğu gibi üyelerine sözde adalet yürüyüşüne …

banu

2. Gezi diye Batı’daki efendilerine yaltaklanıyor!

Referandum sonrası sokağa çıkan Banu Güven, eylemcilerin Gezi olaylarının yeniden çıkabileceğini düşündüğünü söyledi. 16 Nisan’da …

kartal2

2. Gezi demiyorlar mı bir gülmek geliyor!

Türkiye referandumda kararını ‘evet’ten yana kullandı. Ama bunu hala kabul edemeyenler var. 16 Nisan günü …

1 Yorum yapıldı

  1. Şu Darbecileri direnişçi bilmem ne gibi legalleştirmeye kalkmıyorlar mı, ifrit oluyorum. Ne direnişçisi lan? Demokratik rejimlerde demokrasiye karşı direniş, direnişçi mi olur? Kendi kendine dil geliştirmeye çalışma, ne, kim, kime karşı direniyor senin direnişçi dediğin terörist artıkları, kime kime, neye direniyor, sen önce bu konuya açıklık getir. Bak ben demiyorum, Lağım Çukurunun sözcüsü olan Ekşi Sözlük Direnişçiyi nasıl tarif ediyor; ‘düzene ayak uydurmayı red edip, düzene başkaldıran kişi’ye direnişçi denirmiş. Anladın mı? Hal böyle olunca, demokratik bir ülkenin düzenine karşı ayaklananlara nasıl direnişçi diyebiliyorsun, önce çıkıp bu zırvalığına bir açıklık getir! Direnişçiymiş! Nah direnişçi! Onlar süzme terörist, terörist! Terörist olmasa terör suçlusu olarak gözaltına alınıp adli işlem yapılır mı? Suçluyu övme suçu işlediğini biliyor musun? Şu antidemokratik ağzını önce bir sil bakıyım. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bütün Türkiye imiş gibi referans vermen kadar cahilce bir şeye olabilir mi? Sen çıkıp Cumhurbaşkanından medet umana kadar birde Cumhura sor Cumhura! Cumhura sordun mu? Yok! İki kişiyi referans göstermen o işin doğru olduğunu mu gösteriyor. Onların fikirleri öyle olabilir. Gayet normal, saygı da duyarız. Birde Cumhurun görüşleri neymiş onu paylaşsaydın da tarafsızlığına bizde inanırdık. Ne komplosu? Ne komplosu? O senin daracık beyninle uyanıklık yaptığın dilin terminolojisine göre Komplo! Olaylar açık seçik DARBE DARBE DARBE girişimidir. Geç Komplo olayını! Her olaydan sonra milleti kandırabilecek dil ile olayları örtbas etme girişimlerinize artık millet kıçıyla gülüyor. Komplo imiş! Halis munis DARBE O!!! Nasıl Mısır’dakine darbe diyemediyseniz, buna da darbe diyemiyorsunuz, hatta 12 Eylül Darbesine bile Darbe diyemiyorsunuz. Sizin solculunuz beyniniz kadar değil beyinciğiniz kadardır. Asıl meseleye gelelim. Başbakana karşı Gezi’yi Komplo olarak gösteriyorlarmış! Lafa bak! Artist, figüran, kendinle karıştırdın herhalde! Sana göre, anlatımından anladığımız kadarıyla Başbakanın gözü görmüyor, düşünme yeteneği, olayları değerlendirme zekası yok, basiretsizin teki değil mi? Sadece senin gibi sonradan yetmeler anlar, bilir, konuşur… değil mi? Onun için bir baltaya sap olmadın ya! Senin gibi sözüm ona aydın, münevver, gazeteci edebiyatı yapıp nara atanların milyarlarcasını arka cebinden çıkarır. Direnişi, direnişçiyi bir sen gördün bir de birkaç kişi gördünüz ya, öbürleri ya hülya, ya rüya gömüştür ya da kendi göremeyenler için birileri tarafından komplo gösterilmeye çalışılır. Sen hangi mektepten mezunsu ki? Altın üstün Masonların Galatasaray Lisesinden mezun olmuş, üniversite bile okumamış, yaldızı parlatılıp gazeteci olarak yutturulmaya çalışılan birisin sen! Okkan kaç para eder ki? Bir sıralar, zibidi takımları da ee Başbakan yanlış bilgilendiriliyor gibi saçma sapan zırva bir dille milleti etkilemeye çalıştılar da başaramamışlardı, şimdi bu da çıkmış, Başbakana Komplo diye gösterilmeye çalışılıyor gibi bir dili piyasaya sürmeye yerleştirmeye, günlük hayatlarının bir parçası haline getirme çabalıyor. Sen olayın perde önündekini görürken, görmeye çalışıp çabalarken, o Başbakanın önüne, olayların artizinin soy kütüğünden, senaristinden tut da o andaki meteorolojik olaylara kadar her şeyin istihbaratının önüne geldiğini bilemeyecek kadar da cahil olduğun belli! Terbiyesizlik etme, otur oturduğun yerde, haddini bil, karşında yetmiş milyonun Başbakanı var.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir