Ruşen Çakır sırtını dayayacağı adresi buldu!

MEDYAGÜNDEM- Hep söylüyoruz, hep yazıyoruz, Türkiye’deki medyada bugüne kadar asla “özgür gazetecilik” falan yapılmadığını, medyada köşeleri tutanların hep arkalarını belli güç odaklarına dayadıklarını bilmeden “necip basınımız” anlaşılamaz…

“Özgür gazetecilik” maskesiyle ortalıkta racon kesen gazetecilerin gerçekte neye hizmet ettiklerini iyi bilmek gerek… Özellikle merkez medyadaki “maskeli balo” ve “onun sahte yüzleri”…

Hep yazdığımız, maskesini defaatle indirdiğimiz bir “maskeli”; Ruşen Çakır…

Neo-conlar ve CIA ile irtibatlı Jamestown Vakfı’nda Emre Uslu ile yolları kesişen Ruşen Çakır, son dönemde dümeni “cemaate” kırdı…

Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklandığı Oda TV operasyonuna kadar “cemaat karşıtı” tavrı ve yazılarıyla bildiğimiz Çakır, şimdi de cemaat için “operasyonlara” başladı.

İşte bugünkü yazısı…

“Gülen cemaati sürecin neresinde?” başlıklı yazısında Çakır, hükümete “cemaat üzerinden” mesaj ve tehditler yolladı.

Son dönemde cemaatin imkanlarıyla Irak Kürdistan bölgesine giden, cemaat okullarının tanıtımını da yapan Çakır’ın medyadaki “adamları” ile birlikte sırtlarını yaslayacakları güç odağı olarak cemaati seçtikleri iyice netleşti. “Adamları” diyoruz çünkü dünün karanlık “ODA”cıları bugün “cemaat” adına operasyoncu oldu… Bu “adamların” özellikle internet medyasında örgütlendiklerine dikkat çekelim.

Bugünkü yazısında cemaat övgüsü de dikkate şayandı.

Çakır, “Gülen cemaati günümüz Türkiye’sinin en önde gelen güç odaklarından biri hâline geldi, hatta AKP ile bir süredir kritik bir iktidar mücadelesi içinde olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla hiçbir hayati konuda cemaatin tutumunu göz ardı etme lüksümüz yok.” diye yazdı.

“Gülen cemaati hem Kürtler (Irak Kürtleri de dâhil) arasında ciddi bir şekilde faaliyet yürütüyor, hem de Kürt sorununa özel olarak önem veriyor.” diyerek çözüm sürecinde cemaatin de olması gerektiğini savundu.

Cemaatin çözüm sürecine mesafeli  olduğunu, bunu sürecin üç ana aktöründen ikisine (Abdullah Öcalan/PKK ve Hakan Fidan) kuşkuyla bakması, Başbakan Erdoğan’a da tam olarak güvenmemesine bağlayan Çakır, cemaatin güven sarsıcı tavır ve tutumlarına hiç girmedi.

Çakır’ın “…hükümet, geri çekilmeden sonraki aşama olan yeni anayasa yapma ve ona bağlı olarak Kürt sorununu çözmeye yönelik demokratikleşme hamleleri sürecinde Gülen cemaatinin katkılarından ve aktif katılımından mahrum kalabilir.” ifadesi “cemaate angaje” bir tavır da içinde barındırıyor.

Hele hele şu satırlar hükümete cemaat üzerinden bir tehdit gibi:

“Gülen cemaatinin doğrudan desteğinin ne kadar değerli olduğunu 12 Eylül referandumu ve son genel seçimlerde net bir şekilde gözlemiş olan AKP’nin, bu destekten mahrum kalma riskini değerlendirdikten sonra nasıl bir tutum belirleyeceğini henüz bilmiyoruz.”

Çakır bu satırlarıyla “Size cemaatten oy yok” demeye getiriyor.

Ruşen Çakır ve medyadaki “adamlarının” son dönemde sırtlarını cemaate yaslayarak hükümete karşı giriştikleri yeni operasyon önümüzdeki günlerde daha da artacak gibi.

medyagundem.com