RTÜK-YSK ikilisinin, Köşk seçimleri öncesi Başbakan’ı ekrana çıkardığı gerekçesiyle atv ve aHaber’e ceza vermesi tepki çekti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop, “Acımasızca” derken TBMM Adalet Komisyonu Başkanı İyimaya, “Darbe hukuku aşılabilmiş değil, yasal düzenleme gerekli” ifadesini kullandı
YSK ve RTÜK’ün, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Tayyip Erdoğan’ın, atv ve aHaber’in “Başbakanla Gündem Özel” ortak yayınında iki kez konuk edilmesine iki program durdurma cezası vermesi büyük tepki topladı. YSK ve RTÜK’ün skandal kararları Başkent Ankara kulislerinde tepkiyle karşılandı. İki kurumun daha önce de bu tür skandal kararlara imza attığına dikkat çeken AK Parti kurmayları, seçimlerden sonra bu alanda yeni bir düzenlemeye gidileceği mesajı verdi. Skandal kararlara tepkiler şöyle:
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MUSTAFA ŞENTOP: YSK’ya böyle bir yetki verilmiş ancak bunun kullanımı ile ilgili ciddi problem var. YSK’nın, kanunda böyle bir ayırım bulunmamakla birlikte özel televizyonlar ile TRT arasında ayırım yapması gerekir. Birisi devlet televizyonu, devletin imkânları ile yayın yapıyor diğerleri özel kuruluşlar. Sonuç itibariyle gazete sahibinin siyasi görüşü var. Ama sen karşı görüşte bulunan birinin yayınlarını yapmaya zorluyorsun. Özel televizyonları TRT gibi yayın yapmaya mecbur tutarsanız haksızlık olur. YSK burada acımasız, insafsız davrandı. Bizim de Seçim Kanunu’nda değişiklik yapmamız gerekiyor. Şimdi yaparsak seçimlere bir yıl kala yapılan kanunlar uygulanamadığı için hazirandaki seçimler için geçerli olmaz. Bu nedenle seçimden sonra da muhakkak kanun değişikliğinin ele alınması lazım. Mevcut yasa haksızlıklara sebebiyet veriyor.
TBMM ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU: Verilen ceza çok ağır. RTÜK ve YSK kendilerine verilen bu yetkiyi çok sert uyguluyor. Hesaplama yapılırken iktidardan bir tane aday var. Farzedelim ki muhalefetten 20 aday. Bunun dengesi nasıl sağlanacak. Özel kanal olarak seçimde ben kimi tutarsam tutayım. Kime ne? Verilen karar adil bir karar değil.
TBMM ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA: Seçim süreçleri demokratik seçeneklerin en serbestçe gerçekleşme fırsatının tanınması gerektiği süreçlerdir. Türk siyaseti darbe dönemleri üretilen üniformist hukuk formlarını ne zihinde ve ne de hukuk kurgusunda henüz aşabilmiş değildir. RTÜK ve YSK’nın demokrasiye daha fazla ağırlık tanımaları gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda yasal bir düzenleme yapılması gerekiyor.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN DANIŞMANI: HÜSEYİN ÇELİK: YSK seçim güvenliği ve propaganda haksızlığını gidermek için gerekli tedbirler alabilir. Bu kural devlet televizyonu için geçerli olabilir, özel bir televizyon kanalına bu kuralı uygulamak mantıksızlıktır. Bu uygulamanın tekrar gözden geçirilmesi ve bu garabetin ortadan kaldırılması gerekir.
AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI NURETTİN NEBATİ: RTÜK ve YSK’nın bu kararı özel kanallara vurulmuş bir darbe. Karar doğru bir karar değil. Tanınmış adaylar televizyon kanallarına daha çok çağrılır. Sayın Cumhurbaşkanı aday olduğunda aynı zamanda Başbakandı. Bu nedenle seçim sürecinde programlara konuk olmasını sadece aday olarak değerlendirmemek gerekiyor.
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ AHMET AYDIN: Özel kanal yayınlarına ilişkin yasakları doğru bulmuyorum. Başka kanallar da başka siyasi partilerin görüşleri doğrultusunda yayın yapıyorlar. YSK ve RTÜK, devlet televizyonu olan TRT’ye bu müeyyideleri uygulayabilir. Özel basın organlarına böyle bir yasak konulmamalı.
AK PARTİ İSTANBUL MİLLETVEKİLİ BÜLENT TURAN: İleri demokratik ülkelerin tümünde, basın-yayın organlarının hangi adayı destekleyeceklerini açıkça belirtmelerine bile imkân sağlanmışken, Türkiye’nin hâlâ adayların seçime 2 gün kala televizyon programlarına katılmalarını tartışması, hatta Başbakan’ın canlı yayına çıkmasını suç sayması abesle iştigaldir. YSK, seçimlerin usulüne uygun gerçekleştirilmesini istiyorsa, önce, 10 Ağustos’ta yurtdışındaki garabeti açıklamalıdır! Randevu sistemi nedeniyle oy kullanamayan yüzbinlerce vatandaşımız, TV kanallarına sansür değil, Haziran 2015’te gerçekleştirilecek seçimlerde demokratik haklarını ‘adam gibi’ kullanmayı beklemektedir.
AK PARTİ ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ MEHMET METİNER: Türkiye’ye yakışmıyor. Ben özel televizyonum, devlet televizyonu gazetesi değilim ki herkese eşit davranayım. Ben özel bir televizyon kanalı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını yürekten savunabilirim. Bu kararı yeni Türkiye’nin çağdışı zihniyeti olarak görüyorum.
YAZAR VE AYDINLARDAN ANLAMSIZ YASAĞA TEPKİ
SABAH GAZETESİ YAZARI HAŞMET BABAOĞLU: RTÜK, artık bende kuşkular uyandırıyor. aHaber ve atv için sanki özel olarak stratejileri var. Çıksınlar artık açık açık söylesinler, biz de bilelim.
YENİ AKİT GAZETESİ YAZARI ERSOY DEDE: Birincisi Tayyip Erdoğan o programa katıldığında Başbakan’dır. Her sözü haber değeri taşır. İkincisi Ekmeleddin İhsanoğlu da iki günde bir CNN Turk’te arz-ı endam etmiştir. Üstelik sadece “aday” sıfatıyla. O da adaletsizlik olmuyor mu? Niye “Yeni Türkiye” istiyoruz, işte bu garabetten kurtulmak için.
A HABER DEŞİFRE PROGRAMI SUNUCUSU MEHMET ALİ ÖNEL: Verilen cezayı geleneksel Erdoğan çekememezliğinin bir parçası olarak görüyorum. Hukuk, siyaset ve birçok alanda Erdoğan düşmanlığı söz konusu o cephede her kim varsa, kim olursa olsun bu fırsatı kullanıyor. Bu karar, bir zamanlar “Muhtar bile olamaz” sözü zihniyetinin sonuçlarıdır. Unutmasınlar Allah’ın da bir kararı vardır.
STAR GAZETESİ YAZARI ELİF ÇAKIR: Paralel yapıyı kamuoyu 17-25 Aralık’taki darbe girişimiyle tanımış olsa da izleri sürdüğünüz zaman paralel yapı 1969’dan itibaren devlet içerisinde yapılanmaktadır. Dolayısıyla YSK, RTÜK, ÖSYM gibi kurumlarda bu yapıyı daha güçlü olarak görüyoruz. Erdoğan’ın çıktığı bir programa RTÜK tarafından ceza verilmesine şaşırmamak gerekiyor. Her alanı her şekilde değerlendiriyorlar.
YENİ ŞAFAK YAZARI HİKMET GENÇ: “Özel Gündem” diye dönemin başbakanına özel bir program yapıyorsun, bu tür programlara biri çıkarıldı diye tüm parti liderlerinin çıkarılması lazım değil. O zaman seçime giren 46 partinin bütün liderlerini çıkarmak zorundasın. Tarafsız ve özgür bir platform olması gereken bir kurum, tamamen Erdoğan karşıtı bir şekilde muhalefet yapıyor ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde bu kabul edilemez.
MİLLİYET GAZETESİ YAZARI NAGEHAN ALÇI: YSK’nın içinde mevcut bir paralel yapı vardır. Bunlar siyaseti vesayetle boğma girişimlerinin son halkalarıdır ve kamuoyu bu vesayetçilere her seçimde gereken cevabı veriyor. YSK’nın bu tasarrufunu, sivil ve demokratik siyaseti susturma girişimi olmak görmek lazım. Seçilmiş sivil iktidarın yanında olan aHaber ve atv ise hedefleri olmaktadır.
(FURKAN HAYKIR/SABAH)