MEDYAGUNDEM.COM- Reha Muhtar bugün Vatan gazetesindeki köşesinde son dönemde özellikle “Doğan medyası” tarafından “linç edilen” Yiğit Bulut’la ilgili yazdı.
Muhtar, “Sanki Türkiye’de ‘fikrinden, maneviyatından, duruşundan, düşüncesinden ve hissinden’ dönen, dönüşen, farklı bir dünyaya ve tavra yelken açan tek kişi ‘Yiğit Bulut’tur… Evet Yiğit Bulut; memleketimizde mebzul miktarda dönüşen, değişen arkadaşlarımızdan birisi… Fakat nedir bu Yiğit Bulut meselesinin ‘böylesine bir toplumsal vakıa haline gelmesindeki’ esrarengiz neden?.. Olayın bu efsaneleşmesinin arka planında yatan gerçek?..” diye yazdı.
Muhtar, Başbakan’ın otuz altı tane danışmanı olduğuna dikkat çekip, “Niye bu mesele memleketin en değerli meselesi haline geldi ki?.. Bir acayip tetiklenme yaşadık ve hep beraber söylenmeye başladık: ‘Yiğit Bulutlaştırdıklarımızdan mısınız, Yiğit Bulutlaştıramadıklamızdan mısınız?..’” dedi.
Muhtar Başbakan başdanışmanı olarak 51 bin lira maaş aldığı iddiası ortaya atılan Yiğit Bulut’un maaşını da araştırmış.
“Sordum soruşturdum” diyen Muhtar, maaşın da 6 bin lira olduğunu yazdı.
Sonra da isim vermediği biriyle yaptığı diyalogu şöyle yazdı Muhtar:
(…)
– “Kimin ailesinin damadı Yiğit Bulut bilmiyor musun yoksa?..”
– “Yahu bilmez olur muyum?.. Bizim Şule Zeybek’in eski kocası… Şule Zeybek de bizim Namık Kemal Zeybek’in kızı… Namık Kemal Zeybek de…” derken duruverdim…
Muhatabım devam etti:
– “Namık Kemal Zeybek, Aydın Doğan’ın bacanağı… Şule Zeybek; Aydın Doğan’ın eşinin öz yeğeni… Yiğit Bulut yeğeninin öz kızının babası… Doğan ailesinin eski damadı ve aralarında kan bağı var artık…”
Durumu anlamıştım da sessiz duruyordum, bakayım arkasından muhatabım ne söyleyecek diye?..
– “Aydın Doğan’ın son zamanlarda Başbakan’la arası pek iyi değil… Bu biliniyor… Doğan grubundan problemli ayrılan Yiğit Bulut’un, şimdi Başbakan’a başdanışman olması rahatsızlık veriyor…”
Muhatabım konuştukça anlamaya başlıyordum “Yiğit Bulut” meselesindeki “ince ayarların kodlarını…”
Baştan fark etmemiştim çünkü…
Ortalıkta ne kadar değişen, dönüşen dönekleşen, “dönme”lerin ideolojisini yapan, dönüşlere muhteşem değişim adını takan bunca zevat varken, neden “Yiğit Bulut dönekliği” aradan sıyrılıp efsane oluyordu?..
Vurulacaktı vurulmasına da…
Neden 6 bin lira maaşlı Yiğit Bulut bu memleketin en efsanevi döneği muamelesine tabi tutuluyordu?..
Bir türlü çıkaramamıştım…
Şimdi aydınlanıyordu gözümde mesele…
Muhatabım “İşte böyle” gibisinden durumun vahametini anlatırcasına bakıyordu yüzüme…
Ben ise “iyimser” bakmayı yeğledim olaya…
– “Belli olmaz…” dedim…
– “Bir de bakarsın, eski damat yeni başdanışman aradaki sorunları gideriverir… Olmaz olmaz deme her şey olabilir bu memlekette…”
Pek bir tepki vermedi…
Yürüdü ve gitti…
(…)
Burada bir yanlış var. Maaş en az 150 bin. Bence Boğazda yeni kiraladığı o luks villayi, özel koruma hizmetçi ve söförüde hesaba katmak lazım. Oğlanın öğretmeni de mi varmış?