MEDYAGUNDEM.COM- Rasim Ozan Kütahyalı bugün de Sabah gazetesinde manifesto gibi bir yazıyla cemaat içindeki Emniyet-Yargı cuntasını yazdı.
Bazı polis şeflerinin yargıyı kontrol ettiğinin altını çizen Kütahyalı, “Mesela bu cunta bazı salak profesörleri ve gazetecileri ağına düşürüp ‘Erdoğan artık devletleşti. Devletin tamamına hâkim oldu. Parti-devlet haline gelindi’ gibi palavraları söyletiyor ama sokaktaki simitçi devletin içindeki güçlü bir yapılanmanın Erdoğan’ı zor duruma düşürmek ve indirmek istediğini çok iyi biliyor.” diye yazdı. Bazı muhafazakar aydınların da korkak ve sümsük olduğunu, yazar takımının da Emniyet-Yargı cuntasının kucağına oturduğunu kaydeden Kütahyalı’nın yazısı şöyle:
BAŞIMIZA VESAYETÇİ POLİSLERLE ONLARIN YARDAKÇISI SAVCILAR VE HAKİMLER ÇIKTI
Sivil siyasetin rakibi yine cuntalar bu ülkede. Halen ve yine cuntalar. Vesayetçi zihniyetten bir türlü kurtulamıyoruz. 11 yıldır o kadar yol gittiğimizi sandık oysa memur takımının zihniyeti birazcık bile değişmemiş. Vesayetçi askerlerden kurtulduk. O kurtulma sürecine vesayetçi MİT’çilerin hiç yardımı dokunmadı. Ardından başımıza vesayetçi polisler ve onların yardakçısı vesayetçi savcılar ve hâkimler çıktı. Emniyet-Yargı cuntası şu an aktif biçimde sivil hükümeti yıpratma faaliyetleri yürütüyor. Halen de bir bakıyorsunuz kavga halinde sanılan Emniyet ve MİT’in vesayetçileri ortak olmuş ve yine sivil hükümete operasyona teşebbüs ediyor. Lanet olsun bu devlet zihniyetine.
YARGI KURUMU YENİ TÜRKİYE’DE POLİS ŞEFLERİNİN KONTROLÜNDE
Keşke elimizde sihirli bir değnek olsa da TSK, Emniyet, MİT ve Yargı’yı baştan sona yeniden yapılandırsak. Bir anda devrim yapabilsek. Baştan sona bu kurumları evrensel demokratik standartlara getirsek. Keşke TSK, Emniyet ve MİT sivil otoritenin tamamen emrinde olmayı onur sayan insanlardan oluşsa. İşte o zaman bu kurumlar birbirine vesayet etmek için değil demokrasiye hizmet için çalışır. Yargı ise bu vesayetçi bürokratların kontrolünde olmasa evrensel hukuka tam bağlı hale gelse keşke. Yargı kurumunun omurgası Eski Türkiye’de generallerin Yeni Türkiye’de polis şeflerinin kontrolünde. Tam anlamıyla rezil bir manzara. Şu an ne demokrasiyiz ne de hukuk devletiyiz. Halkın kontrolünde olan tek şey var: Sandık.
EMNİYET-YARGI CUNTASI BAZI SALAK PROFESÖRLERİ VE GAZETECİLERİ AĞINA DÜŞÜRDÜ
Mesela bu cunta bazı salak profesörleri ve gazetecileri ağına düşürüp “Erdoğan artık devletleşti. Devletin tamamına hâkim oldu. Parti-devlet haline gelindi” gibi palavraları söyletiyor ama sokaktaki simitçi devletin içindeki güçlü bir yapılanmanın Erdoğan’ı zor duruma düşürmek ve indirmek istediğini çok iyi biliyor. Yapılan çirkinliklerin farkında. 27 Nisan 2007’den hiçbir farkı yok Türkiye’nin. Hatta daha bile zor bir dönemdeyiz.
MUHAFAZAKAR AYDINLARIN ÇOĞU KORKAK VE SÜMSÜK
Bu vahim tablo karşısında liberal ve demokrat sanılan aydınların bile hemen hepsi gaflet içinde. Muhafazakâr aydınların çoğu zaten korkak ve sümsük. Yazar takımının çok büyük kısmını ise Emniyet-Yargı cuntası kucağına almış. Kukla gibi oynatıyor. Aydınlar medya ve akademi adına utanç verici günlerden geçiyoruz.
Muhafazakâr aydınların çoğu zaten korkak ve sümsük. İfadenize aynen katılıyorum.
Acaba bu bahsettiğin kadrolar var da neden muhalif partilerin onlarca belediyelerine operasyon yapılırken neden iktidar partili belediyelere dokunulmuyor. Bir çelişki değil mi? Sokaktaki simitçi bile biliyor çocuklarına kurulan şirketlere verilen ihaleleri, iktidara dayanıp musluklardan testi dolduranları, o cunta iddiası doğruysa bırak illegal yolu hukuk sınırlarının dışına çıkmadan bile kolayca maskeyi düşürebilirler. YAZDIKLARIN sadece laf salatası.