Hrant Dink cinayeti kapsamında mahkemeye sevk edilen Emniyet Genel Müdürlüğü eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, tutuklandı.
Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında mahkemeye sevkedilen dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tutuklandı. Akyürek’in sorgusunda eski İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah’ın ifadeleri dikkat çekti. Cerrah, Akyürek’in kendileriyle bilgi paylaşmadığını söylüyor.
Ramazan Akyürek “İhmali davranış sebebiyle ölüme sebebiyet vermek”, “Resmi evrakta sahtecilik” ve “Görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla sevkedildiği mahkemede tutuklandı. Soruşturma savcısı Gökalp Kürkçü, şüpheli sıfatıyla ifadesini aldığı Akyürek’e 4 saatte 17 soru yöneltti. Akyürek, savcının 17 sorusunu, 15 sayfada yanıtladı. Ramazan Akyürek’in, Savcı Gökalp Kökçü’ye verdiği 15 sayfalık ifadesinde daha önce ifadesi alınan eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın sözleri de ilk kez yer aldı. Savcının Akyürek’e okuduğu ifadesinde Cerrah Akyürek’i ‘bilgi paylaşmamakla’ suçluyor ve şunları anlatıyor:
“Bana Hrant Dink’in ne zaman öldürüldüğü, nasıl öldürüldüğü bilgileri yanında flu şekilde Ogün Samast’ın resmi gösterildi. Bunun dışında elimizde herhangi bir delil yok dediler. Ben fotoğrafı aldım makama geçtim. Makamımda İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, MİT Bölge Başkanı, İstanbul Alay Komutanı, İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Terör Daire Başkanı Selim Akyıldız ve İstanbul Valisi Muammer Güler orada idi. Bakanlarımız bana cinayetle ilgili son gelişmeleri sordular. Ben de kendilerine elimizde bir fotoğrafın olduğunu, bu fotoğrafı basına vermek istediğimi, bu şekilde kişinin tespit edilebileceği yönünde görüşlerimi belirttim. Hatta o sırada İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek orada olduğu için bu konuda sizde herhangi bir bilgi, belge, gelişme var mı diye sordum. Ramazan Akyürek yok dedi.”
‘Neden bilgi paylaşmadınız?’
Akyürek’e bu ifade hatırlatılarak “Failleri bulmak için çalışan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’a bu konularda bilginiz olmadığını söyleyerek, cinayetin çözümü ve faillerin yakalanması hususunda kolluk amiri sıfatıyla neden yardımcı olmadınız, niçin bilgileri paylaşmadınız?” diye soruldu. Akyürek ise buna “Emniyet müdürümüzün yardımcı olmadığım ifadesi tamamen gerçeğe aykırıdır” dedi.
Savcının okuduğu Celalettin Cerrah’a ait bir başka ifadede de şu bilgiler yer aldı:
“Cinayet şüphelileri Ogün Samast, Erhan Tuncel, Yasin Hayal adli makamlara sevk edilmeden önce EGM, İDB, İDB C Şube Müdürlüğü, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanı olduğu bilgisi ile Yasin Hayal’in cinayetin azmettiricisi olduğu yönünde İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bilgi aktarılmadı. Ne zaman ki Erhan Tuncel’in sorguda ben yardımcı istihbarat elemanıyım demesi üzerine ben Ramazan Akyürek’i aradım. ‘Ramazan bu şahıs yardımcı istihbarat elemanı olduğunu söylüyor, İstanbul’a gel. Bunu kim yardımcı istihbarat elemanı yapmış ise onlar da gelsin, sorguda yardımcı olsunlar’ dedim. Ramazan bana ‘abi, sen onu kendine yardımcı istihbarat elemanı yap’ dedi. ‘Ya kardeşim cinayet işlenmiş, yardımcı istihbarat elemanı mı kalmış, gelin gereğini yapın’ dedim. Anlam veremediğim bir konuşma idi. Herhalde panik vardı. Bunun üzerine ben İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’yu aradım. ‘Ramazan Akyürek gelmiyor, ben bu Erhan Tuncel’i de pazartesi diğer şüpheliler ile birlikte mahkemeye göndermem gerekiyor. Ramazan’ın mutlaka gelmesi lazım. Ondan bilgi almam lazım’ dedim. hatırladığım kadarıyla pazartesi biz şüphelileri adliyeye sevk ettikten sonra akşam saatlerinde geldi. Yani iş işten geçtikten sonra geldi, kısa kaldı ve Ankara’ya geri döndü.”
‘Neden bilgi sakladın?’
Bu ifadenin ardından Ramazan Akyürek’e “Neden bilgi sakladın?” diye soruldu. Akyürek, “Hem İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne hem de İstihbarat Daire Başkanlığına bilgi veren bir emniyet müdürü olarak bilgi sakladığım şeklindeki soruya katılmıyorum” karşılığını verdi.
Cerrah’ın ifadesindeki şu bölüm de Akyürek’e okundu:
“Ramazan Akyürek, Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından ‘ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceği’ konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi. Bu konuda hiçbir zaman bana bilgi vermedi. Bu cinayetle ilgili görüşmeler devam ederken ben kendisine bu kişiler ile ilgili yani Ogün Samast ile ilgili ve daha sonra Erhan Tuncel ile ilgili bilgi olup olmadığını sormama rağmen bana bilgi vermedi.”
Akyürek ise Cerrah’ın ifadelerine “Cinayetin muhtemel failini Trabzon Emniyet Müdürü olarak İstanbul Emniyetine ve İstihbarat Dairesin resmi yazı ile bildirmiştim” yanıtını verdi.
‘Alarm durumunu da bildirmemiş!’
Akyürek’e, Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un ifadeleri de soruldu. Uzun’un 8 Mayıs 2014 tarihindeki ifadesinin şu bölümü sorguda okundu:
“Yasin Hayal tarafından geliştirilen Hrant Dink cinayeti tasarısı konusunda, Hrant Dink’in ne pahasına olursa olsun mutlaka öldürüleceğine dair F4 raporuna konu olan bilgiyi veren Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığından (YİE) çıkarılması polis tabiriyle alarm durumdur. YİE önce bu olay hakkında ve örgüt hakkında bilgi verdi, sonra elemanlıktan vazgeçti. Bu durumda örgüte veya olaya katıldı veya fikir olarak karşı tarafı onaylar duruma geldi demektir. Bu durumda İDB’nin hemen İstanbul Emniyet Müdürü’nü en acil şekilde önce telefonla bilgilendirmesi gerekir. Sonra Hrant Dink’in öldürüleceğini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne yazılı olarak bildirmesi gerekirdi.”
‘Bu konuyu ilk kez duyuyorum’
Hrant Dink cinayeti davasına bakan mahkemenin başkanı Erkan Canak’ın sahte isimle dinlenilmesi de hatırlatılan Akyürek’e, “Sahte resmi belgelerle neden sizin adınıza dinleme talebinde bulunuldu?” sorusu soruldu. Akyürek, “Bu konuyu ilk kez burada öğrendim” dedi. Daha önce şüpheli olarak ifade veren eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in ifadesinde kendisine “İstanbul’u derhal terk et” dendiğini ve bunun sebebini Akyürek’e sorduğunda da “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” cevabını aldığı şeklindeki ifadesi de Akyürek’e soruldu. Akyürek’e, “Bu iddialar doğru mudur? Kendisinden İstanbul’u terk etmesini neden istediniz?” sorusu soruldu. Akyürek ise Güler’in performans düşüklüğü sebebi ile şube müdürü değişikliğine karar verdiğini söyledi. Ancak Akyürek, “Arkadaşlar bana ne derse onu yaparım” ifadesini kullanmadığını söyledi.
Samast’ın iddiaları
Akyürek, Ogün Samast’ın “Trabzon’a dönerken seni Samsun’dan alacaklar, eğer burada alınırsan Ramazan müdür açığa çıkar” sözlerine de Samast’ın bu “Tamamen saçma buluyorum ve kabul etmiyorum” dedi. Akyürek’e kamera kayıtları gösterilerek Samast’ı takip eden kişileri tanıyıp tanımadığı soruldu. Akyürek ise bu şahısları tanımadığını ve Samast’ı takip etmek için kimseyi görevlendirmediğini söyledi.
Kamera görüntülerini TEM’den önce almışlar
Cinayetten önce Hrant Dink’in ve şüphelilere ilişkin görüntülerin olabileceği değerlendirilen Akbank Pangaltı şubesindeki kamera kayıtlarının Terörle Mücadele Şube polislerinden önce İstihbarat Şube görevlileri tarafından alındığını söyleyen savcı Akyürek’e “Bu konu ile ilgili herhangi bir görevlendirmeniz ya da talimatınız oldu mu?” diye sordu. Akyürek ise, konuyu ilk defa savcıdan duyduğunu belirterek, “Hiçbir zaman böyle bir görevlendirme yapmadım. Ayrıca böyle bir görevlendirmeye de yetkili değilim” dedi.
Akyürek’e okunan ifadeler arasında en dikkat çekeni eski Malatya İstihbarat Şube Müdürü Loğoğlu’nun ifadeleri oldu Loğoğlu istanbul istihbaratını Dink bilgilerini kapatmakla suçluyor.
‘İstihbarat Dink bilgilerini kapattı’
Sorgusunda eski Malatya İstihbarat Şube Müdürü Ali Loğoğlu’nun ifadeleri de Akyürek’e soruldu. Ali Loğoğlu cinayet sırasında, Hrant Dink’in Malatyalı olması ve Malatya’da da Ermeni vatandaşların çok olması sebebiyle İstihbarat Daire Başkanlığı’na ait bir programda Hrant Dink ismini sorgulattığını anlattı:
“F3 ve F4 raporlarında sadece bu raporları düzenleyen il ile gönderilen İstihbarat Daire Başkanlığı görebilmektedir. Başka iller F3 ve F4 raporlarını göremezler, ancak bütün iller Hrant Dink sorgulaması yaptığında benim gördüğüm İDP bilgilerine ulaşabilirlerdi” dedi. Sorgulamayı yaptığında Yasin Hayal’in Hrant Dink’e karşı eylem yapacağı bilgisine ve telefon numarasına ulaştığını anlatan Loğoğlu, “Telefon numarasına ulaşmam nedeniyle Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde cep telefonu DATA sisteminden Yasin Hayal ile ilgili sorgulamayı yaptım. Ben Hrant Dink ile ilgili İDP kayıtlarına baktıktan hemen sonra İstihbarat Daire Başkanlığınca Hrant Dink’e ait İDP kayıtları kapatıldı. Bir daha İDP kayıtlarından Hrant Dink dosyasına giremedik” dedi.
Bu ifade üzerine sayfanın neden kapatıldığını soran savcıya Akyürek, bu konuyu da ilk kez öğrendiğini belirterek o dönemde bu problemin kendisine iletilmediğini söyledi.
(AL JAZEERA TURK)