MEDYAGÜNDEM- Birgün denilen sadece sadece 6 bin kişinin okuduğu “marjinal gazete”nin Başbakan Erdoğan’ın gözüne bant çektiği birinci sayfasından hareketle, önceki gün Akif Beki, Radikal’de “Militan gazeteciliğin intiharı” başlıklı bir yazı yazdı. Birgün’ün neye hizmet ettiğini deşifre etti.
Dün de yine Radikal’de Koray çalışkan, “Gazeteciliğin intiharı ve BirGün” başlıklı yazısıyla Akif Beki’ye laf sokuyordu. Birgün’e destek veren Çalışkan, “BirGün militan bir gazete değildir. BirGün’de yazanlar siyasi patronların neyden hoşlanacağını düşünüp yazmazlar. Türkiye basınında militan gazete görmek isteyenler gidip manşetten burç bölümüne Ak Parti güzellemesi yapmayı gazetecilik sanan onlarca yayın bulabilirler.” diyerek, Beki’ye laf yetiştiridiyordu esasında.
Son dönemde “entellektüel piyasa”dan da nasıl “tetikçi” çıktığının iyi bir örneği yazılarıyla dikkat çeken Çalışkan, “Militan gazeteciliğin nasıl yapıldığını merak edenler siyasetçi kuyruğu olup, nerede nasıl yaranırım, göz göze gelip gözlerimi nasıl da süzerim diyerek ortalarda âkillik taslarken sakillik heykeline dönenlere bir baksınlar. Bir, Müslüman olsunlar sonra dürüst gazetecilik yapmaya kalkana dil uzatsınlar.” satırlarıyla hedefinin Birgün’ü eleştiren Beki olduğu hemen anlaşılıyordu.
Bugün de Beki, Çalışkan’a haddini fena bildirdi. Çalışkan’ın başlattığı laf sokma yarışına Beki de katıldı.
“Ahmet Altan’laşma sendromu” başlıklı yazısında, Beki, şu satırlarıyla Çalışkan’a fena çaktı:
“Bizim meslek böyledir. Yan iş olarak aramıza katılanlar bile gazetecilik üzerine racon kesme hakkını görür kendinde. Mesleğin cilvelerinden diyelim. Biraz Molla Kasımlık mesleğidir çünkü bizimki. Biraz da Ahmet Altanlaşma hevesi mahvetmiş. Daha dün kenarından köşesinden tozuna bulaşan, bugün size gazeteciliği nasıl yapacağınızı öğütlemeye, otorite edasında vaaz vermeye kalkar.”
Kendisi aslen Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Çalışkan’a, “Bizim mesleğin başına, bir de kabadayılık özentisi musallat olmuş. Kimi meslektaşları yoldan çıkarıyor. ‘Ahmet Altanlaşma sendromu’ diyorum buna. Başbakan’a kafa tutma mesleği zannedilir olmuş gazetecilik. Yeniyetmeler bile rüştlerini ispat için olur olmaz efelenip dayılanmaya başlıyor.” diyerek de lafı fena soktu.
Beki’nin yazısında elbette asıl önemlisi medyada kanser gibi yayılan “Ahmet Altan’laşma sendromu” idi. Beki, “Kabadayılık taslamaya, Başbakan’la ego tokuşturup enaniyet yarıştırmaya gazetecilik denir olmuş. Ucuz, kolay ve kestirme bir yol, meslekte itibar kazanmak için.” diye yazıp, “İtibarsızlaştırma faaliyeti, gazetecilik faaliyetlerinden sayılıyor artık bizim meslekte. Basın hürriyeti, Başbakan’a hakaret özgürlüğüyle eş tutuluyor.” ifadesiyle de soruna dikkat çekti.
medyagundem.com