Fırat Kalkanı Harekatı’nda Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Suriye’nin kuzeyinde yaklaşık bin 200 kilometrekare toprağı teröristlerden arındırdı. DEAŞ kontrolündeki Bab ilçesinin 20 kilometre yakınına ulaşan harekat, PYD/PKK’nın tasarladığı koridorun içine girmeye başladı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin desteğiyle sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı’nda dün Suriye’nin Türkiye sınırındaki Azez-Cerablus ilçeleri arasında terör unsurlarından arındırılmış bölge güneye doğru genişlemeye devam ediyor.
DEAŞ’ın bir yayın organına adını veren Dabık, örgüt için sembolik öneme sahip. Örgüt, Dabık’ta “Müslüman olmadığına inandığı güçlerle” yapacağı savaşla “kıyamet”in başlayacağına inanıyor. Ancak örgüt elebaşı Ebubekir Bağdadi bekledikleri savaşın daha sonra olacağını iddia etmişti. Dabık’ın ÖSO tarafından alınması dün uluslararası kamuoyunda yankı bulmuştu.
PYD/PKK HEDEFİ ÇÖKÜYOR
Fırak Kalkanı Harekatı’nın 54. gününde ÖSO’nun terör örgütleri DAEŞ’ten ve Cerablus-Münbiç bölgesindeki PYD/PKK’dan arındırdığı alan yaklaşık bin 200 kilometre kareyi buldu.
Harekatın derinliği Cerablus tarafında 24 kilometre, Azez-Mare tarafında 20 kilometreye ulaştı.
DEAŞ’ın çok sayıda militanının bulunduğu Bab’a yönelen harekatta muhalifler, ilçeye 20 kilometreye kadar yaklaştı.
ÖSO’nun Bab’a yaklaşması, PYD/PKK’nın Suriye’nin Irak sınırından Hatay’ın karşısına uzanan hakimiyet kuşağını kurmasını da zora sokuyor.
Terör örgütü PYD/PKK’nın, Bab’ı ele geçirememesi halinde, örgüt açısından Fırat Nehri’nin batı yakasındaki Münbiç ilçesi ile Hatay’ın karşısına denk gelen Afrin ilçesinin arası kopuk kalacak.
RAKKA OPERASYONU
Türkiye, Bab’dan sonra DEAŞ’ın merkez üssü Rakka’ya yönelik operasyona bazı şartların karşılanması halinde sıcak baktığını bildirmişti.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 13 Ekim’de konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunmuştu:
“Uluslararası terörle mücadele koalisyonu çerçevesinde bu operasyonun gerçekleşmesi halinde DEAŞ’ın buradan temizlenmesi elbette bizim de destekleyeceğimiz bir netice olacaktır fakat biz yine Amerikalılara bir teklif getirdik, ‘Bunu YPG ile değil Cerablus’ta büyük bir başarı ortaya koyan ılımlı muhalifler ve Hür Suriye Ordusu ile yapalım’ diye. Eğer YPG bu operasyonun içerisinde yer alırsa Türkiye tabii ki bu operasyonda yer almayacaktır. Bu, YPG’yi zımnen tanımak, temasa geçmek anlamına gelir ki bizim böyle bir politikamız söz konusu değil. Rakka operasyonunu tıpkı Musul operasyonu gibi bir takvim sıkıştırması içerisinde yapmaya çalışmanın da birtakım mahsurları olabileceğini görüyoruz. Bu konu Amerikalı muhataplarımızın da dikkatini çekti, kamuoyunun da dikkatini buraya çekmek isterim.”