MEDYAGÜNDEM- Şimdiye kadar teröre, teröristlere karşı polisi yerin dibine sokmaya çalışan, polisi yıpratmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan “bir kısım medya” polis savunuculuğuna soyundu… Ak Partili bir vekilin oğlu bir karakolda kendisini darp ettiği iddia edilen polisleri teşhis etmek için çağrılmış, savcının talimatıyla polisler teşhis edilmesi için darp edildiğini iddia eden gencin karşısına çıkarılmış… Şimdi bu görüntüler kullanılarak polis teşkilatı Ak Parti’ye karşı kışkırtılmaya çalışılıyor. Polis katillerine, bombacılara, toplu katliamlar yapan canileri bile polis karşısında “masum” ve “mağdur” olarak gösteren, polisi ise “işkenceci”, “faşişt” olarak gösteren medye ise bu işi iştahla yapıyor…
Şüphesiz ki bu görüntüler iyi görüntüler değil… Kendisini görevine adamış tertemiz, pırıl pırıl gençlerin bu görüntüsü insanı rahatsız ediyor. Ancak teşhis için yapılacak başka bir yol olmadığını en iyi polisler bilir… Eğer kötü muamele gördüğünü, dayak yediğini iddia eden bir örgüt mensubu, ya da örgüt sempatizanı olsaydı medyanın tavrı nasıl olacaktı? Geçmişteki örneklerini bir hatırlayın bakalım?
Aynı medya yalan yanlış bilgiler üzerinden İstanbul’da terörle mücadeleden sorumlu en düzey polis müdürünü yıpratmaya çalışırken, bir taraftan da “polise sahip çıkıyoruz” görüntüsü altında kışkırtıcılık yapıyor. Aslında her iki olay ve faaliyetlerin arkasındaki “art niyet” aynı…
Sözü uzatmaya gerek yok, ana fikri söyleyip bitirelim:
1. Danıştay Başkanı’nın hiç alakası olmadığı halde bir yolsuzluk dosyasına bulaştırılması,
2. İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Sedat Selim Ay hakkındaki iddialar,
3. Hatay Dörtyol’daki bu görüntülerin art niyetli ve kışkırtıcı bir şekilde gündeme getirilmesi,
Bütün bu olayların arkasındaki evcilik oyunu seviyesindeki “stratejikcilik oyunu” cıvık hal almaya başlıyor.
Sayın Başbakan’ın sözüyle bitirelim:
“Bu gittiğiniz yol, iyi bir yol değil!”
medyagundem.com