Bingöl’deki hain saldırıdan bir gün önce, polisin istihbarata dayanarak yaptığı ‘arama ve el koyma’ talebi hâkimden döndü. Terörist Ali Bozan da 2 ay önce trafik kontrolüne takıldı, ancak şüpheli durumuna rağmen savcı arama izni vermedi.
Bingöl’de Emniyet Müdürü Atalay Ürker’in yaralanması, yardımcısı Atıf Şahin ile Güvenlik Şube Müdür Vekili Hüseyin Hatipoğlu’nun şehit olmasıyla sonuçlanan saldırının göstere göstere geldiği ortaya çıktı. Bingöl Emniyeti’nin saldırıdan 1 gün önce olası terör eylemlerine karşı Sulh Ceza Hâkimliği’ne müracaat ettiği ve “Adli ve Önleme Araması” çerçevesinde “Arama ve El Koyma” talebinde bulunduğu ancak Hâkim Emre Danışman’ın onay vermediği belirtildi. Aynı şekilde saldırı sonrası ölü ele geçirilen örgüt elemanlarından Ali Bozan’ın da 2 ay önce trafik ekiplerinin yaptığı uygulamaya takıldığı ancak savcının arama izni vermediği öğrenildi.
BİLANÇOYU ANLATIP İZİN İSTEDİLER
Türkiye’yi yasa boğan Bingöl’deki terör saldırısının ardından herkesi hayretler içinde bırakacak detaylar ortaya çıktı. Terör saldırısının yapıldığı 9 Ekim’den önce Bingöl Emniyet Müdürlüğü, Sulh Ceza Hakimliği’ne 8 Ekim’de “Adli ve Önleme Araması” için talepte bulundu. Emniyetin, 2 sayfalık gerekçe yazısında, IŞİD’in Kobaniye yönelik saldırılarını sebep göstererek düzenlenenen eylemlere ve sonuçlarına yer verilerek çıkan olaylar yer, tarih ve saatleriyle tek tek anlatıldı. Doğu ve Güneydoğu’da yapılan eylemlerde 17 kişinin öldüğü ayrıca atılan molotoflarla bir polis aracının yakıldığı, yine bu olayda 1 polis müdürü ile 7 polis memurunun yaralandığı kaydedildi. PKK ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda ölü ve yaralı sayısının arttığına dikkat çekildi. Yazıda, terör örgütünün güdümünde yayın yapan haber sitelerinden, saldırıların çoğaltılarak devam ettirilmesi yönünde talimat verildiği ve bu yönde güçlü istihbari bilgilere ulaşıldığının altı çizildi. Bu gerekçeleri sıralayan emniyet, Adli ve Önleme Aramaları yönetmeliği 19. maddesi çerçevesinde, “Önümüzdeki günlerde gerçekleştirilmesi muhtemel eylemlerin önlenmesi, hak ve hürriyetlerinin korunması” amacıyla Sulh Ceza Hâkimliği’ne müracaat etti.
‘TOPLUMU TEDİRGİN EDER’ DİYE…
14 mahalleye bağlı bazı cadde, sokak, alışveriş merkezi ile kamu tesislerinin bulunduğu noktalarda şahısların üstleri, araçları ve yanlarında bulunan çanta ile poşetlerinde arama yapılması ve suç teşkil eden eşyaya el konulması için, saldırının yaşandığı 9 Ekim’den itibaren 10 gün süreyle “Arama Kararı” ve “El Koyma Kararı” talebinde bulunuldu. Fakat Sulh Ceza Hâkimliği “Talep yazısında kuvvetli suç şüphesini gösterir somut deliller olmadığı, bu durumun geniş ve ucu açık bir yetkiye sebebiyet verebileceği ve toplumda tedirginlik yaratabileceği” gerekçesiyle talebi geri çevirdi. Red kararından bir gün sonra da kanlı saldırı gerçekleşti. Benzer bir olayın ağustos ayında da yaşandığı ortaya çıktı. Saldırı sonrası ölü olarak ele geçirilen terörist Ali Bozan’ın, 3 kişiyle içinde bulunduğu 12 AV … plakalı araç 12 Ağustos günü polis tarafından durduruldu ve kimlik kontrolü yaptı. Araç içinde hazır bulunması gereken ekipmanların kontrolü sırasında bagajda 1’i şeffaf 2’si siyah olmak üzere 3 poşet fark eden polis, şeffaf poşette çok miktarda enjektör, ilaç ve tıbbi malzeme gördü.
SAVCI: ARAMADAN BIRAKIN
Siyah poşetlerin içeriğini göremeyen polis, durumdan şüphelenerek Ali Bozan ve yanındakilere bazı sorular yöneltti. Şahısların pikniğe gittiklerini ancak birbirlerini tanımadıklarını belirtmesi üzerine polis, telefona sarılıp günün nöbetçi savcısı Mahide Şeker Can’ı aradı. Durumu savcıya özetleyerek arama izni istedi. Ancak savcının bu talebe olumsuz yanıt vererek şahısların ve aracın aranmadan bırakılması talimatı verdiği belirlendi. Savcının talimatı üzerine şahısları herhangi bir işleme tabi tutmadan gönderen trafik ekibi, yaşananları da tutanak altına aldı. (SABAH)