TİB’de yapılan inceleme, paralel yapının ulusal güvenliğe yönelik ihanetini ortaya koydu. TİB’in 2012 öncesine ait tüm dijital dinleme kayıt ve belgelerinin çalındığı öğrenildi.
Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) yeni başkanı Cemalettin Çelik’in talebi üzerine inceleme başlatan Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK) ulusal güvenliğin karşı karşıya olduğu tehdidin boyutlarını ortaya çıkardı. Yapılan incelemelerde 2012 öncesine ait tüm dijital kayıtların silindiği ya da çalındığı ortaya çıktı. Silinen kayıtlarda ‘tape’ olarak bilinen dinleme kayıtlarının yanı sıra kimin kimi, hangi kararla dinlediğine ilişkin veriler de yer alıyor. Bu TİB’in dev arşivinin çalınmış ya da silinmiş olduğu anlamına geliyor. Gelişmeler üzerine çalışmalar derinleştirilirken ilk inceleme sonuçları şöyle:
LOG KAYITLARI: Dijital dünyada “parmak izi” olarak bilinen ve sistemi kimin kullandığı, hangi işlemlerin yapıldığı verilerini tutan log kayıtları sistematik olarak tutulmadı. Bu nedenle sistemende kimin ne yaptığı, arşivi kimin sildiği tespit edilemiyor. Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan bile dinlenmiş olsa log kayıtları olmadığı için bunların tespit edilmesi oldukça güç.
3 CASUS ÇANAK : TİB binasında 1 değil 3 uydu çanağı tespit edildi. Bunlardan birinin yabancı uyduya dönük olduğu anlaşılınca 3 anten de çalışamaz duruma getirildi.
ŞİRKETLERE İNCELEME: TİB’in çalıştığı firmalar da mercek altına alındı. NGİNE isimli internet araştırma firmasının sözleşmesi feshedildi. Bu firmayla eski TİB yönetiminin 9.5 milyon TL’lik sözleşme imzalandığı anlaşıldı. TİB’in alt yapısıyla ilgili çalışan ve Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Kaynak Holding’e ait Sürat AŞ. de mercek altına alındı. TİB personelinin yazılım ve donanıma ilişkin teknik bilgisinin istenen düzeyde olmadığı ve bu nedenle birkaç şirkete bağımlı kılındığı tespit edildi. Alım-satımlar da müfettişler tarafından incelenirken, tüm dinleme ve kodlamalarda şirketlere bağımlı olunduğu kaydedildi.
ÇALIŞANLARA TEHDİT: TİB çalışanlarının bazılarının, paralel yapı tarafından tehdit edildiği tespit edildi. Buna göre çalışanlara, yeni yönetimle hareket etmemeleri konusunda uyarıların yapıldığı, “Bu devir geçecek, hepiniz hapis yatacaksınız” şeklinde tacizlerde bulunulduğu yönetime yapılan şikayetlere yansıdı.
GÜVENLİK TAHKİKATI YAPILMADI: TİB, ulusal güvenlikle yakından ilgili bir kurum olmasına karşın çalışanlarla ilgili detaylı inceleme yapmadan personel alımına gitmiş. Personelin yüzde 90’ı homojen. TİB’in casusluk faaliyetlerine karşı savunmasız olduğu ve devletin iletişim güvenliğinin tehlike altında olduğu vurgulandı.
GİRİŞ KARTI VERMİŞLER: Bilgi güvenliğini tehlikeye atan diğer bir konu, söz konusu şirket çalışanlarına TİB giriş kartı tahsis edilmiş olması. Bu durum “TİB’in mahremiyeti kalmamış” olarak değerlendirildi.
DENETLENMEMİŞ: TİB’in denetlenmesi konusunda ciddi eksiklikler olduğu belirtildi. TİB’in anormal derecede karmaşık teknik altyapısının olduğu, fakat denetleme ve hesap verme konusunda istismara açık olduğu değerlendirildi. TİB, 2007’den bu yana sadece 2009’da Devlet Denetleme Kurulu tarafından denetlenmiş. (SABAH)