Kendileri gibi düşünmeyen gazeteci, politikacı, işadamı ve kanaat önderleri için sahte belge üreterek, kumpas kurarak, yasadışı dinleme yaparak, kaset montajlarıyla kendilerine “hizmet” etmeyenlerin üzerinde baskı kuran paralel yapı, internet medyası üzerinden operasyonlarına tam gaz devam ediyor.
Yavuz Semerci ve Ünal Tanık’a ait sitelerden başta medya kuruluşları olmak üzere işadamları, politikacılar, gazeteciler, yazarlar yalan haberlerle hedef tahtasında.
ÇEVİR KAZI YANMASIN ÜNAL!
Örgütün tetikçiliğini üstlenen sitelerden Rotahaber, Gülen’in yaptığı hamlelere göre hizalanmayı alışkanlık haline getirmiş Ünal Tanık’a ait.
İsrail’in Mavi Marmara katliamı sonrası Fethullah Gülen’in bu katliamı ve İsrail’i haklı bulan açıklamaları üzerine Ünal Tanık, Gülen’in arkasında saf tutmuş ve Mavi Marmara’nın İsrail kuşatmasını kırmaya çalışmasının yanlış olduğunu savunmasıyla dikkatleri üzerine çekmişti.
DÜN ‘DIŞ GÜÇLERE DİKKAT’ DİYEN TANIK BUGÜN OPERASYONA NEDEN MAŞA OLDU?
11.10.2013 tarihli yazısında hükümeti seçim sürecinde dış güçlerin yapacağı operasyonlara karşı uyaran Ünal Tanık, bugün ise Gülen Örgütü ve dış destekçilerinin maşalığını yapıyor. Tanık, kendi kaleminden AK Parti’ye karşı yapılacak operasyonu şöyle anlatmıştı: “Şimdi “ipleri elinde tuttuğuna” inananlar, sizce 30 Mart seçimlerinin önemini kaçırmış olabilir mi?
İşte önümüzdeki seçimler bu kadar kritik bir öneme sahip.
Şimdi soru şu:
Türkiye’de yalnız cumhurbaşkanının belirlendiği seçimler öncesinde ülkeye kaos yaşatanlar, bu kadar kritik bir dönemeçte neler yaşatmak istemezler? Hangi kaos planlarını devreye sokmaya kalkmazlar?”
TANIK KAOS PLANLARINA DAHİL Mİ OLDU?
Yazısında bu uyarılara yer veren Ünal Tanık 17 Aralık operasyonu sonrası talimat almışçasına haber sitesinden Gülen Örgütü’ne hizmet etmeye başladı.
Ünal Tanık’ın hükümete yapılacak operasyonlara dikkat çekerken birden hükümet karşıtı operasyonda Gülen Örgütü’nün tetikçisi konumuna düşmesinin sebebi merak ediliyor.
TANIK VE SEMERCİ TEHDİT Mİ EDİLDİ?
Böylesine yanlı ve yalan haberler yapılması akıllara tehdit mi ediliyorlar sorusunu getirdi.
Kamuoyu şunları merak ediyor: “Vaazında hakim ve savcıları satın alın” diyen Gülen, Ünal Tanık ve Yavuz Semerci için de bir şey yapılmasını Paralel yapıdan istedi mi?
Sonuçta kendileri gibi düşünmeyen gazeteci, politikacı, işadamı ve kanaat önderleri için sahte belge üreterek, kumpas kurarak, yasadışı dinleme yaparak, kaset montajlarıyla “hizmet” etmeyenlerin üzerinde baskı kuran paralel yapı, Semerci ve Tanık’ı tehdit mi etti? (TAKVİM)
Bu ünal tanık yıllarca haber7 nin başındaydı. Haber7 de saç baş yolduran yazarlara ve yazılara imkan verdi. Osman Özsoy isimli fetoşist sürekli rahmetli Erbakan aleyhinde yazılar yazdı. Sürekli M.G. kökenlileri dışlayıcı, aşağılayıcı yayınlara imkan verdi çanak tuttu. Sinsice fetoşistleri haber7 ye sızdırdı. Halen daha fetoşistler aleyhine yapılan yorumlar sansürleniyor. Vebali haber7 nin sahiplerinedir. Hiçbir fetoşiste güvenilmeyeceğini sanırım artık öğrendiniz gafiller.
kesinlikle dogru,kanal7 ve daha sonrada ülke tv Ünal Tanik icin sicrama tahtasi oldu.Arkadaslar bu yeni olusan birsey degil.Ünal Tanik yaklasik 2 yildir fetocu örgüte destekci idi.Maskesinin düsmesi bugüne imis.
İnanamıyorum! Şoktayım! İki yıla yakın Rota Haber’de ufak tefek yorumlar yazdım. Sağlık nedeniyle yorumlara ara vermiştim, arada sırada göz atarken Rota Haber ve Ünal Tanık’taki değişimi gördükçe hayretler içinde kalıyordum. Top sakal çetesi tarafından sıkıştırıldığını yorumlardan görebiliyordum. Bugün gelinen noktada şaşkınlığın çok ötesindeyim. Hiç karşılaşmadım, ama sevdiğim bir insan olan Ünal Bey’e soruyorum; ne oldu Sayın Tanık? Gezi olayları sırasındaki o dik duruşuna, o çalışmaya ne oldu? Neden? Ünal Beye çağrım; yol yakınken bu yanlış yoldan dön, kasetinde olsa, başka şantaj malzemelerinde olsa çıkıp ben devletimin yanındayım, ne yapıyorsanız yapın diyeceğini tahmin ediyorum. Ünal Bey, sıradan bir insan olmadığınızı biliyorum, Rota Haber’de Topsakal çetesine karşı verdiğim mücadeleye sizde şahitsiniz, yol yakınken doğru olanın, Ülkenin yanında yer al demekten başka bir şey diyemiyorum. Hala şoktan kurtulamadığımdan dolayı yazacak kelime bulamıyorum. Ne yazacağımı bilmiyorum, olayları şimdi daha iyi değerlendirip, bana karşı tavır alan arkadaşlara haklısınız demekten başka bir lafım sözüm yoktur. Medyanın içerisinde olmadığımızdan, olayların hem perde arkasını, hem önünü değerlendirecek bir bilgiye sahip olmadığımızdan, sadece perdenin önündekileri görerek değerlendirmeler yaptığımızdan dolayı ‘her ne kadar sürçü lisan ettiysek affola’ demeden başka savunacağımız hiçbir şey yoktur. Son dönemlerde haksız yere itham edilen Hayrettin Hocamızın, kendi üzerime severek aldığım ‘Mecellemizin 26. Maddesi şöyle der: ‘Zarar-ı âmmı def’içün zarar-ı hâss ihtiyor olunur’.’ ifadelerini bugün için daha anlamlı buluyorum.