Paralel Yapı; önceden “yargılanacaksınız” dediği Silahlı Terör Örgütü delillerini bulan Savcı ve Hakimlere “öldürüleceksiniz” diyor, cezaevindeki savcılara, “Konuşursanız sonunuz, Ekrem Yalvak gibi değil, Berkin Elvan davasına bakan Savcı gibi olur”, diye tehdit ediyor. Kumarbaz paralel Ekrem Yalvak itirafçı olmak istedi, örgüt için infaza kurban gitti. AHMED CELAL yazdı.
Paralel Yapı’dan, Silahlı Terör Örgütü’ne
AHMED CELAL YAZDI
Paralel Yapı; devletin eline Silahlı Terör Örgütü olduğuna dair yeni ve güçlü deliller geçmeye başladıkça, sadece akıl sağlığı bozuk insanların inanabileceği türden iddiaları gündeme getirmeye başladı.
O kadar paniğe kapıldı ki; 17-25 Aralık Operasyonlarının sahte delillerini yayınlamak amacıyla kurulan hesaplardan olan Fuat Avni’nin son iddiaları, travma yaşayan Paralel Yapı’nın ne kadar aciz ve çaresiz kaldığının ibretlik göstergesi.
Amaç, toplanan delilleri itibarsızlaştırmak.
Önce; 27 Haziran’a gidelim. Habertürk Gazetesi çok önemli bir habere imza attı.
Gazete; Reyhanlı patlamasında dönemin savcısı Özcan Şişman’ın, MİT’in 6 ay içinde 13 uyarı notu vermesine ve bizzat uyarmasına rağmen, bombacıları gözaltına aldırmayarak, saldırıyı bilerek ve isteyerek önlemediğini ortaya çıkaran tutanakları yayınladı.
5 Temmuz’da da başka bir haber düştü ajanslara; Tahşiye kumpasında Paralel Yapı’ya mensup 8 kişi gözaltına alınmıştı. Haberdeki; “şüphelilerin evlerinde yeni dinleme kasetleri bulunduğu” ayrıntısı çok önemli. Zira o kasetlerde, Paralel Yapı’nın şantaj amacıyla dinlediği kendi adamlarının konuşmaları yer alıyor.
Paralel Yapı’nın, Paralel Ergenekon Operasyonu: Tahşiye
Bir hatırlatma daha; Tahşiye Cemaati o dönem, Said-i Nursi’nin ‘Risale-i Nur’ adı verilen eseri için yazdıkları ‘Risale-i Nur Şerhleri’ ile ünlendi. Ancak Fetullah Gülen buna çok sert tepki gösterdi.
Sonrası malum. Gülen’den emir alan Paralel Yapı’ya mensup polis ve savcılar, sahte deliller üreterek, Tahşiye Cemaatine 2010’da operasyon gerçekleştirdi.
122 kişinin gözaltına alındığı operasyonda Tahşiyeciler, El Kaide ile bağlantılı Silahlı Terör Örgütü olarak gösterildi.
Bunun için; daha önce Poyrazköy davasına kanıt olarak gösterilen ve ‘Zir Vadisi’nde yapılan kazılarda bulunan 1365-27-000-4080 seri numaralı sis bombası, Tahşiyecilerin evinde bulunmuş gibi yapıldı.


İşte, bu iki gelişme Cemaat’in kimyasını bozdu. Bir zamanlar istedikleri rakip cemaate Silahlı Terör Örgütü suçlamasını yapabilecek kadar güçlü olan Paralel Yapı, MİT’in Bilal ERDOĞAN’a suikast düzenleyeceği iddiasıyla ne kadar çaresiz bir duruma düştüğünü göstermiş oldu.
Örgüt İçi İnfaz
Silahlı Terör Örgütü Paralel Yapı, sadece hükümeti ve rakiplerini tasfiye için dinleme ve izleme yapmadı. Kendi içindeki potansiyel itirafçıları da, zamanı geldiğinde şantaj için kullanmak amacıyla dinledi, takip etti.
Terör uzmanları bunu; “Örgüt İçi İnfaz” kavramıyla açıklar.
İşte; Reyhanlı ve Tahşiye gibi davalarla Paralel Yapı’nın Silahlı bir Terör Örgütü olduğunun ortaya çıkması, Paralel Yapı içinde paniğe neden oldu.
Örgüt İçi İnfaz’ın ilk kurbanı
Paniğe kapılanlardan Ekrem Yalvak, itirafçı olmak amacıyla girişimde bulundu. Paralel Yapı, zincirin zayıf halkasını tespit etti. Şantaj sonuç vermeyince, rakip gazete üzerinden adamını tasfiye etti.
Bir Taşla İki Kuş
Paralel Yapı, Ekrem Yalvak’ı tasfiye ederek, iki kesime gözdağı verdi. Emre Uslu’nun 7 Temmuz tarihli yazısına dikkat etmekte fayda var.

Fuat Avni hesabını kullanan beş kişiden bir olan Emre USLU yazısında;
“Fuat Avni’nin iddialarındaki asıl tehlike Sulh Ceza halimlerine saldırı ihtimalidir. Zira hatırlayın Berkin Elvan dosyasına bakan savcıyı göz göre göre öldürten zihniyetin amacı Berkin Elvan konusunu terörize edip gündemden düşürmekti.
Berkin Elvan eleştirilerinden çok bunalan hükümet Berkin Elvan davasına bakan savcıyı öldüren DHKP-C militanları tarafından eleştiriden kurtarıldı.”
diyerek, tam da Paralel Yapı’nın bilinçaltı amacını deşifre ediyor.
Paralel Yapı, Silahlı Terör Örgütü olduğunu itiraf ediyor.
Bu yazıyla, Paralel Yapı;
Hem, önceden “yargılanacaksınız” dediği Silahlı Terör Örgütü delillerini bulan Savcı ve Hakimlere “öldürüleceksiniz” diyor.
Hem de cezaevindeki savcılara, “Konuşursanız sonunuz, Ekrem Yalvak gibi değil, Berkin Elvan davasına bakan Savcı gibi olur”, demeye getiriyor.
Haksız mıyım ??