25 Ağustos 2011’de Eyüp Mezarlığı’nda cinayete kurban giden işadamı Garih’in dosyası, paralel yapı ile irtibatı sonradan ortaya çıkan Zekeriya Öz, Muammer Akkaş ve Cihan Kansız döneminde sırra kadem bastı.
13 yıl önce Eyüp Sultan Mezarlığı’nda 10 yerinden bıçaklanarak öldürülen Musevi asıllı işadamı Üzeyir Garih cinayetine ilişkin dava dosyasının kayıp olduğu ortaya çıktı. Soruşturmaya daha önce bakan operasyon savcıları Zekeriya Öz, Cihan Kansız ve Muammer Akkaş’ın ise hiçbir işlem yapmadıkları ve mesailerini yargı darbesi odaklı soruşturmalara harcadıkları tespit edildi. 25 Ağustos 2001 yılında Eyüp Sultan Mezarlığı’nda 10 yerinden bıçaklanarak öldürülen Alarko Şirketler Topluluğu Başkanı Üzeyir Garih cinayeti dava dosyası kayıp.
Paralel yapıyla ilişkili mi
17 ve 25 Aralık yargı darbesi girişimlerinin ardından paralel yapıyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Emniyet’ten son yıllarda yaşanan önemli eylemlerin araştırılması istenmişti. Savcılığın konuyla ilgili talimat yazısında “Cemaat üyelerinin Türkiye’nin son 10 yılında işlenen önemli olaylara azmettiren, yardım eden ya da doğrudan suç işleyen sıfatıyla katılıp katılmadıklarının belirlenmesi, cemaat üyelerinin rolleri bulunduğu iddia edilen Rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink’in öldürülmesi, Danıştay saldırısı, Zirve Kitabevi Katliamı, Necip Hablemitoğlu ve Üzeyir Garih’in öldürülmesi gibi olaylar ile irtibatlarının araştırılması…” ifadeleri yer almıştı. Bir yandan bu iddialar araştırılırken diğer yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda süren Garih cinayeti soruşturmasında önemli bir gelişme yaşandı. Soruşturmayı derinleştirmek için harekete geçen savcı, dava dosyasını istedi ancak dosyanın kayıp olduğu bildirildi.
2008’de yeniden başladı
17 ve 25 Aralık yargı darbesi girişimlerinin ardından HSYK tarafından yapılan atamalar ve Meclis’te çıkartılan yeni yasal düzenlemeler sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda önemli düzenlemeler yapıldı. HSYK, yargı darbesi operasyonlarının başında bulunan birçok savcının görev yerini değiştirirken, yasal düzenlemeler gereği özel yetkili savcılık ve mahkemeler de kaldırılmıştı. Paralel yapının yargı içindeki uzantılarının yürüttüğü birçok soruşturma ve dava dosyası sil baştan ele alınarak incelendi. Bu dosyalardan biri de işadamı Üzeyir Garih cinayeti.
Üç savcı da bağlantılı çıktı
İhmaller olduğu gerekçesiyle yeniden açılan dosyaya Ergenekon soruşturmasının başında olan savcı Zekeriya Öz, katil zanlısı Yener Yermez’in ifadesini alarak başlamıştı. Dosya daha sonra savcı Cihan Kansız’a devredilmişti. Dosya 2010 yılında 25 Aralık soruşturmasının bildirici savcısı Muammer Akkaş’a verildi. Akkaş’ın, gazeteci Hrant Dink cinayeti soruşturmasında olduğu gibi Garih cinayetindeki iddiaları da hiç incelemediği ortaya çıktı.
Muammer Akkaş’ın görev yerinin değişmesiyle beraber elindeki tüm soruşturma dosyaları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla başka savcıya devredildi. Garih cinayeti soruşturma dosyasını inceleyen yeni savcı, 6 yıl boyunca hiçbir tahkikat yapılmadığını tespit etti. Soruşturmayı sil baştan ele alan yeni savcı, incelemek üzere şu an Bakırköy Adliyesi’nde bulunan dava dosyasını istedi. Dosyayı bekleyen savcıya gelen cevapta “Üzeyir Garih cinayetiyle ilgili yapılan yargılama dosyası arşivimizde bulunanamıştır” denildi. Dosyanın kayıp olmasını manidar bulan savcılık, katil zanlısı olan ve Tokat Cezaevi’nde kalan Yener Yenmez’i ifadeye çağırdı. Savcı şimdi dosyayı arıyor. (STAR)
Biri donu düşük ibne, diğeri sokak hareketlerinin bildiricisi, ötekisi zaten kansız! Yaparlar mı, yaparlar bunlardan her melanet beklenir. Bunlar on 10-15 yılda postal-paralel yapı tarafından işlenmiş cinayetleri, pislikleri tasfiye etmek üzere oluşturulmuş ekibin yargı ayaklarıdır. Hablemitoğlu, Dost Tarikatı dosyaları yerli yerinde mi? Yerinde olabilir, bu davalar bir daha açılmayacağını sanarak hazırlıksız yakalandılar, bu dosyalarla ilgilenilmezse akıbeti Garih cinayeti gibi olacaktır. Çok garip, yanlış hatırlamıyorsam, Üzeyir Garih cinayetinde Ergenekon sanıklarından Kuvvayi Milliye Derneği’nin kurucusu emekli kurmay Albay Fikri Mehmet Karadağ ve Astsubay Oktay Yıldırım, cinayeti işleyen Yener Yenmez’in askerlik yaptığı Hasdal’da komutan olarak görev yaptığı ortaya çıkmış, tabi böyle olunca Albay Fikri Mehmet Karadağ ile cinayeti işleyen Yener Yenmez ve Astsubay Oktay Yıldırım irtibatlandırılmaya çalışılmıştı, aynen böyle olmuştur. Albay Fikri Mehmet Karadağ ve Astsubay Oktay Yıldırım’ın Üzeyir Garih cinayetiyle irtibatı ispatlanamasa da Ergenekon davasından yüklü cezalar almışlardır. Ergenekoncuları aklama gibi bir niyetimizin olmadığını öncelikler vurgulayalım. Ama bu cinayette tıpkı Hablemitoğlu ve Dost Tarikatı lideri İhsan Güven ve eşi cinayetini başkalarının üzerine yıkmak için yapılan tertiplere nasıl benziyor! Zekeriya Öz tarafından, Dost Tarikatı lideri İhsan Güven ve eşi cinayetini İBDA-C’liler işledi deyip Ergenekon davasıyla birleştirme çabalarının tıpkısının aynısı değil mi? Tıpkı Selam ve Tevhid suçlaması gibi, sakın Ergenekon davası da cinayetlerinizi, pisliklerinizi aklama-paklama, hukukla tasfiye etme sahalarınız-alanlarınız olmasın??? İnan ki öyle gözüküyor.