MEDYAGUNDEM.COM- Kamuoyunda “askeri casusluk davası” olarak bilinen İzmir 12.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davadaki “paralel örgüt tezgahı” artık neredeyse kesin gibi..
Peki nedir bu davanın ayrıntısı… Deniz Kuvvetleri komutanlığına mensup 400’e yakın subay ile bunlarla irtibatlı olduğu sivil kişilerin yanı sıra kamuoyunda 500 bürokrat olarak bilinen gerçekte 830 bürokratın da eskort kızlar aracılığıyla bu çeteye bilgi ve belge servis ettiği iddia ediliyor.
Bu listenin, başta İçişleri Bakanı Efkan Ala olmak üzere, bazı MİT, Başbakanlık bürokratları, valiler, kaymakamlar olmak üzere hükümete yakın bir çok bürokrat, çoğu asker çocuğu, sol tandanslı ve belli bir mezhebe mensup kişiler ile Milli Görüş geleneğinden gelen kimselerden oluştuğu biliniyor.
İzmir’deki davanın savcısının usule aykırı olarak fişlenen kişilerin isimleri ve fişlemenin içeriğinin olduğu dosyaları tüm kurumlara ayıklama yapmadan gönderdiği ve ayrıca bazı medya kuruluşlarına servis ederek bu kişilerin kamuoyunda hem casus hem de eskort kızlarla ilişkisi olan ahlaksız insanlar şeklinde itibarsızlaştırılmalarının hedeflendiği iddia ediliyor. Gelen şikayetleri dikkate alan HSYK adı geçen savcı hakkında da soruşturma açmış durumda.
MESELENİN PERDE ARKASI
Olayın perde arkası aralandığında, 7 Şubat MİT krizinde istediği sonucu alamayan devlet içinde kümelenmiş “Paralel Yapı”ya mensup kişilerin, hükümetten intikam almak amacıyla bu fişleme işlemini gerçekleştirdiği konusunda çok güçlü bir kanaat oluştu. Paralel yapının önemli bir aktörü olan Emre Uslu’nun “Dindar nesil isteyen Erdoğan’ın hiç mi AHLAKLI ve Dindar BUROKRATI yok? Eskort kızların yatmadığı bürokrat kalmamış” diyerek attığı tweetindeki ifade, bu niyeti açıkça gösteriyor.
TEZGAH NASIL BAŞLADI?
Peki bu süreç nasıl gelişti? Öncelikle Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesindeki paralel yapı elemanları, kamudaki diğer uzantıları ile temasa geçerek bu paralel yapıyla sorunu olan yönetici ve/veya olası yönetici adayları tespit edildi ve bunların fişlenmesi için gerekli altyapı çalışmalarına başladılar.
KOPYA BAZ İSTASYONU İLE TEZGAH
Bunun için bu süreçten habersiz bazı eskort kızların telefonları ile fişlenecek kişilerin irtibatlandırılması için gayri yasal paralel istihbarat olarak nitelendirilen ‘Kopya’ baz istasyonu olarak kullanılan cihazdan yararlanıldı. Cihaz, telefonu dinlenilecek kişinin kullandığı baz istasyonunun bulunduğu bölgeye götürülüyor, baz istasyonunu kısmen devre dışı bırakıyor, dinlenilecek telefonların sinyallerini çekiyordu. Böylece seyyar bazın aracılık yaptığı görüşmeler dinlenip ve kayıt altına alınabiliyordu. Aynı cihaz ile karşılıklı hayali görüşmeler de yaratılarak bürokratların eskort kızlar ile irtibatları sağlanmış olunuyordu.
PANDORA İSİMLİ VERİ TABANI
Sonraki aşamada da bürokratları, T.C kimlik numaraları ile haklarında kurumlarından paralel yapıya yakın kişiler üzerinden temin edilen evrakları eskort kızlar üzerinden çeteye servis edilmiş gibi gösteriliyordu. Çoğunluğu düşük eğitim düzeyli eskort kızların kendi ağızlarından eğitim seviyeleri ile çelişik ama son derece profesyonel bir şekilde fişleme yapılmış ve sözde casusluk çetesi liderinin Sakarya’daki evine hiç kimsenin bulunmadığı bir gece yarısı yapılan baskında bilgisayarında “Pandora” isimli bir veri tabanıyla saklandı.
BÖYLE SAHTE DELİL ÜRETTİLER
Fişlenen bu bürokratlarla ilgili Ankara Cumhuriyet Savcılığı mağdur sıfatıyla ifadelerine başvurdu. Başbakanlık, MİT, Dışişleri, İçişleri, Ekonomi Bakanlığı gibi bakanlıkların büyük bir kısmı disiplin soruşması açmamış veya usulen açıp kapattı. Ancak bazı kurumlar TCMB, BDDK, Hazine Müsteşarlığı,BTK gibi paralel yapının baskısı ile soruşturma açıp adı geçen personeline disiplin cezaları verdiler. Paralel yapı bu süreçte kurumlara ciddi baskı yaparak, bazı kurumlara savcıları göndererek tereddütte olan kurum yöneticilerini ikna etti. Teftiş kurulları aracılığıyla soruşturma açan kurumların Emniyete yazı ile fişlenen kişiler hakkında bilgi istemeleri sağlandı, bu şekilde daha önce Emniyetteki paralel yapı elemanlarınca 830 bürokrat hakkında yalan yanlış dinleme ve otel kayıtları ile hazırlanan kabarık dosyalar kurumlara gönderilerek, kurumların ceza vermelerine zemin hazırlandı. Ancak, idare mahkemesine dava açan bazı bürokratlar Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) telefonların HTS kayıtlarını istedi, TİB emniyetin aksine eskort kızlar ya da sözde çetenin elemanlarıyla konuşma kayıtları (HTS) olmadığını mahkemeye bildirdi. Bu da emniyetteki çetenin hayali konuşma kayıtları ile sahte delil ürettiğinin açık bir kanıtıydı.
KURGU CD’LERLE OPERASYON
Sürecin birinci aşaması tamamlandıktan sonra paralel yapının yargı ayağı İzmir cumhuriyet savcılığı aracılığıyla bazı boş evlere baskın yapılarak daha önce hazırlanmış kurgu CD’ler bu evlerde bulunmuş gibi işlem yapıldı.
SÜRECİN MEDYA AYAĞINI OLUŞTURAN İSİMLER
Zaman gazetesi güvenlik muhabiri Bayram Kaya ile eski Zaman gazetesi muhabiri ve Kanaltürk muhabiri Turan Görüryılmaz ile halen operasyon gazetesi olarak bilinen Taraf’ın muhabiri olan Hüseyin Özay ile eski Taraf gazetesi muhabiri Arzu Yıldız, bu sürecin en aktif medya ayağını oluşturdular. Twitter’da bu muhabirler ile Zaman, STV ve Today’s Zaman yazar ve muhabirlerinin yanı sıra; Emre Uslu, Mehmet Baransu, Önder Aytaç, İbrahim Öztürk bu süreçte adı geçen bürokratların ne kadar ahlaksız ve güvenilmez insanlar oldukları konusunda kamuoyu oluşturma (PR) çalışmaları yapmaları da manidardı.
Halen Başbakanlık, MİT, İçişleri Teftiş Kurulu Başkanlıkları ile koordineli olarak eski Emniyet İstihbarat birim amir ve memurları ile bunların irtibat halinde olduğu kamu kuruluşlarında paralel yapı adına servis yapan bürokratların tespiti için yoğun bir çalışmadan söz ediliyor.
KOPYA BAZ İSTASYONU OLARAK KULLANILAN CİHAZLARI İMHA ETTİLER
Bu çerçevede, basında çıkan bazı haberlere göre, öncelikle paralel istihbarat olarak nitelendirilen ‘Kopya’ baz istasyonu olarak kullanılan cihazların akıbeti araştırıldı ve bu cihazların bir kısmının bir ‘imha tutanağı’ ile nasıl imha edildiği ve tutanakla, cihazın bozuk olduğu için imha edildiği İstihbarat Dairesi’nde görevli bazı polis memurlarının imzasını taşıyan raporda bulundu. Müfettişler, kayıp dinleme cihazıyla ilgili 2 yıllık dinleme arşivinin olduğu konusunda önemli bilgi ve belgelere ulaştı.
Eski polis şefi Hanefi Avcı’nın 19 Ocak tarihinde Ali Bayramoğlu’na verdiği mülakatta kullandığı aşağıdaki ifadeler son derece manidar:
“İşin çapı büyük. Cemaat kendi parasıyla dinleme cihazı alıp bunları emniyet istihbaratta tutup kullanıyor, TİB de kendi kanallarıyla dinleme yapıyorlar. Sahtecilik operasyonunu onlar yapıyor. İzmir (casusluk) süreci bir reziliktir. Cemaatin istihbarattaki adamları, istihbaratın kendi fişlerini, kendileri için hazırladıkları fişleri seçip subayların bilgisayarına koymuşlar. Bir istihbaratçı olarak, bu adamları yetiştirmiş biri olarak, bunu görür görmez anlarım.”
Vay namussuzlar! Ordunun içinde yabancı servislerin kullandığı eskort kızların Türk subaylarıyla ilişkiye girerek onlardan devletin en mahrem askeri sırlarını şantajla elde ettikleri haberini okuyunca beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Bir Türk subayı sırf uçkuru için nasıl böyle bir ihanetin içinde olabilirdi? Hafsalam almıyordu. Evet herkesin zaafları olabilir. Ancak devlet sırrı bu kadar ucuz mu? Bu bir ihanettir ve ihanetin tek bir cezası vardır: Ölüm, diyordum. Şimdi anlıyorum ki bütün bunlar Türk ordusunu yıpratmaya yönelik kumpasmış. Doğrusu rahatladım. Ama bu alçakların yaptığı da yanlarına kar kalmamalı.