MEDYAGUNDEM.COM- Paralel örgüt medyasının özellikle Zaman gazetesi eliyle MEDYAGÜNDEM’i imha operasyonunu daha önce uzun uzun anlattık. 5 paralel gazeteci olan Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Bülent Keneş, Celil Sağır ve Kerim Balcı’nın MEDYAGÜNDEM’e 17 Aralık darbe sürecinde kurdukları komployu tüm detaylarıyla yazdık.
MEDYAGÜNDEM’i illegal dinleten, sahte suç isnadı ve hukuku yasadışı yollarla paralel biçimde kullanan bu ekibin maskesi düşmekle kalmadı, haklarında da örgüt soruşturması açıldı.
İşleri, güçleri şantaj ve tehdit olan bu yapı şimdi de yargı yoluyla yapılmak istenen paralel tezgahı bozan savcıyı hedefe koydular.
Kurdukları komploya kendileri düşünce panikle oyunlarını bozan savcıyı tehdite başlayan paralel Zaman gazetesi bugün birinci sayfasından “Kara propaganda sitesine takipsizlik veren savcıya terfi” diye bir haber girerek, paralel komploya dur diyerek hukuktan yana tavır alan savcıyla uğraşmaya başladılar.
Asıl kendisi tek merkezden yönetilen yalan ve kara propaganda gazetesi Zaman, savcı Mehmet Aydın’ı hedef gösterdiği haberinde utanmazca yalanlarına devam etti.
MEDYAGÜNDEM’i susturmak için paralel yargı ve emniyet kadrolarıyla kurdukları kumpasta illegal dinleme, sahte delil yaratma gibi ne kadar yasadışı işlem varsa yapıldığını gören savcının takipsizlik kararıyla tezgahı bozmasını, “Kara propaganda sitelerinden aralarında Zaman Gazetesi yazarı ve yöneticilerinin de yer aldığı çok sayıda gazeteci şikayetçi olmuştu. Söz konusu sitelere yönelik açılan soruşturmada sitelerin aynı merkezden yönetildiği tespit edilmişti. Sitelerde, tek merkezde üretilen dezenformasyon haberlerinin benzer başlıklarla yer aldığı belirlenmişti.” gibi tamamen yalan ve suçlarını örten biçimde ifadelerle gözteren Zaman gazetesi, gazetecilere kurulan komployu böyle de meşrulaştırmaya çalıştı. Adamlar sanki “hakaret davası” açmış gibi gösteriyorlar oysa yaptıkları sahte bir suç isnadı ile “örgüt davası” açtırmaktı.
Daha önce de Ekrem Dumanlı savcı Mehmet Aydın’ı nerdeye tehdit eden bir yazı kaleme almıştı.
HAŞHAŞİLERİN NAMUSUYLA DEVLETİ VE MİLLETİ İÇİN HAYIRLI İŞLER YAPAN KAHRAMANLARA SALDIRISI NE İLKTİR NE DE SON OLACAKTIR. HAŞHAŞİLER CESUR KENDİLERİNDEN KORKMAYAN BÜROKRATLARIN İTİBAR VE ŞEREFLERİNE KASTEN SALDIRIR VE BASIN YOLUYLA LİNÇ EDERLER. AMA ARTIK KİMSE ONLARIN BU BASİT OYUNLARINA KANMIYOR…MALUM ŞEYTANIN HİLESİ BASİTTİR YETER Kİ İNSANLAR NEFİSLERİNİN KÖLESİ OLMASIN UYUŞTURUCU MÜPTELASI BU HAŞHAŞİLER GİBİ.
Bunlarin tek yapacaklari koro halinde gazel okumak.HSYK nin yaz atamalarida bunlarin morallerini bozuyor.Merkez Bankasindaki görevden almalarda.meshur atasözü var “it ürür,kervan yürür”.Sen yürüyorsun medeye gündem,bizlerle:-)
Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Bülent Keneş, Celil Sağır ve Kerim Balcı bitti bitti, alem buysa kral benim günleriniz bitti, bunu hala anlayamıyorsanız zekanızda sorun var demektir. Ama çok iyi anlıyorsunuz, hem de çok iyi anlıyorsunuz. Yaptığınız, yapmak istediğiniz Anayasa Mahkemesinden tehdit, şantaj, baskıyla Medya Gündem aleyhinde karar çıkartmak için yeni taktikler peşinde olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Anayasa Mahkemesini psikolojik baskı altına almaya çalışıyorsunuz. Kahpelik parayla değil ya! Aslında Anayasa Mahkemesine ‘Bizim İstediğimiz Kararı Çıkartmazsanız Sizinde Sonunuz Böyle Olacak’ diyorsunuz. Bitti bitti! O şantajla, baskıyla mahkemelerden karar çıkartma dönemi bitti.
Anayasa Mahkemesinden Medya Gündem aleyhinde çıkacak bir kararın karşılığı;
– F.Gülen’in “Adliye’de, Mülkiye’de veya bir başka hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır” ifadelerinin tezahüründen, gerçekleşmesinden başka bir şeye olmayacağını herkesin bilmesi gerekir.
-Yine F. Gülen’in, “Belki bizim aczimiz ve eksimiz burada; icabında Mahkemenin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın!.. Arkadaşlara diyorum ki, gerekirse bin döktüreceksin belki geriye biri dönecek. Bir milyar lira vereceksiniz, 10 milyon tazminat davaları alacaksınız. Önemli olan mahkûm ettirmektir. Yani, Avukat da kiralayacaksınız, Hâkim de kiralayacaksınız…” ifadelerinin tezahürü, gerçekleşmesi,
-Ve yine F. Gülen’in “ Kuvvet dengesi olmadığı yerde teknik esastır. Sen karşı tarafı teknik nakavt edeceksin. ” ifadelerinin hayata geçirilmesinden başka ne olabilir ki?
Herkesin bunları konuşmadığını mı, konuşmayacağını mı sanıyorsunuz?
Evet, herkes F. Gülen emir verdi, emirleri hayata geçirildi deneceğini de böylece bilmiş olun.
Şimdiden Anayasa Mahkemesinin önünün kesilmesi için yaptığınız bu çalışmaları sanıyorum Anayasa Mahkemesi üyeleri de böyle değerlendirecektir.
F. Gülen; “Allah onların yuvalarını başlarına yıksın, evlerine ateş salsın, düzenlerini başlarına geçirsin, yer parça parça olsun da yerin dibine batsınlar” diyeyim. Ben demesem de, bu BEDDUALARI üslûbuma ve kulluk anlayışıma ters bulsam da, Anadolu’da bunu diyen bir sürü masum ve muztar insan vardır şu anda.” böyle diyor.
Bu ifade yer alan “Ben demesem de, bu BEDDUALARI üslûbuma ve kulluk anlayışıma ters bulsam da, Anadolu’da bunu diyen bir sürü masum ve muztar insan vardır şu anda.” İfadesini tüm çalışma prensiplerine uyguladığımızda şu karşımıza çıkıyor; Ben buradan yapamasam da Medya Gündem’i İMHA etme görevini Anadolu’da bunu yapacak devletin kurumlarına sızmış bir sürü örgüt mensubum var demek istemiyor mu?
Her zaman ki taktik, Anadolu insanına havale edip Medya Gündem’i İMHA ettirmeye çalıştığı açık seçik ortada, bakalım Anayasa Mahkemesi bu emirlere boyun eğecek mi? Ekrem Dumanlı ve yandaşları eliyle yaptığı baskı ne gibi bir sonuç verecektir. Dünya hukuk tarihinde, ilminde master-doktora yapılacak bir konu daha ortaya kendiliğinden çıkmadı, bir örgüt tarafından çıkarıldı. Beyler bizlerde, dünyada sizleri izlemeye devam ediyoruz. Hem de büyük bir zevkle!