Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir’in STV’de yer alan bir dizide itibarsızlaştırılmasına yönelik çabalara medya mensupları sessiz kalmamalı. Meslek kuruluşlarını ve gazetecileri Yükselir’e yönelik linç kampanyasına karşı olmaya çağırıyoruz.
Sevilay Yükselir’in Sabah gazetesindeki köşesinde bugün yer alan açıklamada, senaryosu Fethullah Gülen tarafından onaylanan Şefkat Tepesi dizisinde bulunan Karanlık Kurul’da kendisine yönelik çarpıtmalara yönelik açtığı davayı anlattı.
Yükselir, yaptığı açıklamada, cemaate ait STV’de yayınlanan ve senaryosu Fethullah Gülen tarafından onaylanan Şefkat Tepe’deki Karanlık Kurul’da şahsının itibarsızlaştırılarak hedef gösterildiğini söylüyor. Yükselir, bu çerçevede STV ve Gülen hakkında yasal yollara başvurduğunu iletiyor.
BASIN KURULUŞLARINA VE GAZETECİLERE ÇAĞRI
Bir gazetecinin bir dizi filminin senaryosu vasıtasıyla itibarsızlaştırılıp hedef gösterilmesine meslektaşları ve basın kuruluşlarının sessiz kalmaması gerekir. Biz medya mensupları olarak, köşesinde yazdığı düşüncelerden dolayı hedef gösterilen ve itibarsızlaştırılan tüm gazeteciler için meslek kuruluşları ve meslektaşlarının sahaya çıkması gerektiği çağrısında bulunuyoruz..
İŞTE SABAH GAZETESİ’NDE SEVİLAY YÜKSELİR’E AİT O AÇIKLAMA:
‘Amaç toplum gözünde beni küçük düşürmek’
Sevilay Yükselir, kanala ve Gülen’e açtığı dava hakkında şu açıklamayı yaptı: “Bir gazeteci olarak son dönemde yaptığım yayınlar ve yazılarım nedeniyle sürekli olarak Cemaat medyası ve onun sosyal medyadaki uzantıları tarafından ağır
eleştirilere uğradığımı herkes görüyor. Bunların üstüne örgüt lideri Fethullah Gülen de birçok köşe yazım nedeniyle hakkımda şikâyetçi oldu. Söz konusu şahıs ve ona bağlı yayın organları bu hareketleri ile beni yıldıracaklarını ve sindireceklerini sandılar.
Ben hakaret olmaması koşuluyla her tür eleştiriye saygı duyan, bu eleştirileri işin bir gereği olarak kabul eden bir yazarım. Ancak ülkeyi kaosa sürüklemeyi hedef olarak belirlemiş bu güruh, son dönemde eleştiri sınırını fersah fersah aşarak, olayı ağır hakarete taşımaya başladı.
Özellikle Şefkat Tepe dizisinde Karanlık Kurul adındaki sözde yapıda sürekli şekilde adım zikredilmeksizin ancak herkesin bahsedilen kişinin ben olduğumu anlayacağı
şekilde yayınlar yapıldı. Bu yayınlarda kişilik haklarım ve itibarım hedef alındı, buradaki amacın beni toplum nezdinde küçük düşürmek olduğu herkesçe bilinmektedir. Son yayınlarda ise malzeme bulamayınca, benim üzerimden hükümetin
yıpratılmaya çalışıldığı, bağımsız gazetecilik anlayışımın sorgulanmaya çalışıldığını tespit ettim.
‘KİMİN İFTİRA ATTIĞI ORTADA’
Bu hafta durumu avukatımla müzakere ettim. Yayınlarda adımın geçmemesi nedeniyle işlem yapılamayacağını
sanıyordum.
Ancak avukatım TCK 126’ncı maddesinin çok açık olduğunu kanun maddesini okuyarak gösterdi. Ben de bunun üzerine
suç duyurusunda bulunmaya karar verdim.
Amacım bu yayın organlarının bu saldırılarına artık sessiz kalmayacağımı göstermekti. Tüm bunların ötesinde bu kurula
ilişkin diyalogların örgüt lideri Fethullah Gülen’in onayından geçtiğini tüm Türkiye gördü. İnsanlara iftira atan, şeref ve haysiyeti ile oynamaya kalkan şahsın kim olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Bu yayınların, ülkenin yabancı devlet ajanları tarafından yönetildiği safsatalarıyla, AK Parti hükümetinin devletvari örgütlerle, çetelerle işbirliği içinde ya da himayesi altında çalıştığı izlenimi verilmek suretiyle bir itibarsızlaştırma faaliyeti olduğu ortadadır. Bunlara sessiz kalmayı artık içime sindiremiyorum. Pervasızca yapılan bu yayınlarla belirli kesimler adeta uyuşturulup, hezeyanlarla dolu hayal dahi edilemeyecek saçmalıklar, şahsıma yönelik bir takım benzetmelerle gerçekmiş gibi sunulmaya çalışılmaktadır.
Bu nedenle Fethullah Gülen ve ilgili yayın grubu hakkında yasal süreci bugün (dün) itibari ile başlattım. Soruşturma
sonucunda ve yargılama bitiminde bu kişilerin mahkûmiyetine karar verilmesi, yayınlarının da niyetlerinin de resmi
belgesi olacaktır.” (stargazete.com)
