Gülen Örgütü’ne operasyon kapsamında dün öğlen saatlerinde tutuklanan ve Paşakapısı Cezaevi’ne götürülen 8 polisin, buradan da Metris Cezaevi’ne götürüldüğü öğrenildi. Cemaat yayınları ise bu konuda dezenformasyona devam ediyor.
Zaman gazetesinde yer alan habere göre Cemaatçi polisler, burada DHKP-C’lilerin tutuklu bulunduğu koğuşa yerleştirildi. Zaman gazetesinin haberine göre 8 tutuklu Metris ‘1-T’ tipi’ kapalı cezaevine gönderildi. Gazete, talimatın Efkan Ala’dan geldiğini iddia etti.
Ancak Cemaat’in bu iddiası doğru değil.
Metris Cezaevi tutuklananlar için bir sevk noktası. Ergenekon davasında da Odatv davasında da Balyoz davasında da diğer siyasi davalarda da sanıklar önce buraya getiriliyor. Daha sonra buradan kalacakları Cezaevi’ne naklediliyor. Bu Cezaevi Silivri ya da Kandıra olabiliyor.
Cemaat polisleri dahil tutuklananlar diğer hükümlülerle aynı koğuşa yerleştirilmiyor.
Aksine geçici bir koğuşta tutuluyor.
DHKP-C’ilerle aynı koğuşa koydular iddiası tıpkı gözaltında kaloriferleri açtılar, karşılarında yemek yediler gibi bir uydurma ve dezenformasyondan ibaret.
Adamların reklam, ajitasyon, show, slogan… vesaire bütün altyapı çalışmalarını DHKP-C den aldıkları ta ilk günden beri söylüyoruz. Bütün çalışmaları DHKP-C den olan birilerinin, DHKP-C ipine sarılmaları, onlardan yardım almalarını normal karşılamak gerekir. PKK ile aralarının olmaması DHKP-C ile yağlı balı olmaları, Gezi Kalkışmasında yakalanan DHKP-C’lieri ipten kurtarmaları ortak ibadethane açmaları boşuna mı? Bunlarda sadece dinler arası diyalog yok ki, mezhepler ve mezhepsizlik arası diyalogda var. Madem DHKP-C’lilerin koğuşundalar yakında ayin yaparak görürsek, eksik kalan hatimlerini böyle tamamlarlarsa şaşırmamak gerekir, onlar için nasıl olsa fark etmiyor.