Anasayfa / GENEL / Paralel Eyüp Can’ın o operasyonunun şifreleri!
eyup

Paralel Eyüp Can’ın o operasyonunun şifreleri!

Yeni Şafak gazetesinde bugün Markar Esayan çarpıcı bir yazıya imza atarak, dün Radikal’de paralel gazeteci Eyüp Can’ın imza attığı “operasyonu” yazdı.

Radikal’in dünkü “Erdoğan Köşk’e, Gül kongreye” manşetine imza atan Eyüp Can’ın  neye “hizmet” ettiğini anlamak açısından Esayan’ın yazısı birebir..

Yazı şöyle:

EYÜP CAN’IN YALANI

Gerçekten Eyüp Can’ın dünkü Radikal’in manşetine taşıdığı ‘bilgiler’ oldukça yakıcıydı. Can’a göre Abdullah Gül, Erdoğan’ın adaylığına ‘hakkınızdır’ demiş, ancak Eylül-Ekim gibi Kongre’ye giderek AK Parti’yi Erdoğan’ın elinden almaya, yani bayrak açmaya karar vermişti. Can, Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanlığı hedefinin önüne geçmeye Gül’ün kararlı olduğunu yazıyordu. Gül, reformların aksadığını, Kongre’de genel başkan seçilerek partiyi Erdoğan’dan bağımsız bir hale getireceğini, böylelikle Erdoğan’sız AK Parti hedefinde şimendifer rolünü üstleneceğini söylemiş oluyordu.

Neyse ki söylememiş. Erdoğan ile Gül arasında böyle bir görüşme hiç geçmemiş. Bu konu daha görüşülmemiş. Ama yakında görüşülecekmiş. Yazılanlar Eyüp Can’ın ara ara yalanlanan haberlerinden biri veya bir grubun temennisiymiş.

Ancak, Radikal böyle bir şeyi amaçsız yapmaz. Belki Can, Erdoğan ile görüşmede Gül’ün aşağı yukarı hangi pozisyonda olacağını öğrenmiş ve yazmıştır. Veya Can’ın yazdığı opsiyon üzerinde Gül henüz netleşmemiştir de, bu haber Gül’ü netleştirmeye itmek üzere hazırlanmıştır.

EYÜP CAN’IN KORKUNÇ SENARYOSU

Ya da yapılacak görüşme öncesi, başbakanlığın reddedilmesi halinde, Gül’ün aklındakinin ne olduğuna dair Erdoğan’a mesaj verilmek istenmiştir. Bir çeşit siyasi ihsası rey.

Dünkü yalanlamayı bu senaryonun hiç var olmadığı veya var idiyse bile bundan vazgeçildiği şeklinde okursak da, Gül’ün hayatının en doğru kararını verdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Her makamın çevresinde, o makam sahibinin vazgeçilmezliğine vurgu yapan algı oluşturucular vardır. Bu belki normaldir. Ama makam sahibinin farkı da, gerçeklikle kurduğu ilişkide ortaya çıkar. Mesela zamanın ruhunun nereye işaret ettiğini fark etmek gibi.

Peki, Eyüp Can’ın dünkü korkunç senaryosu doğru olsaydı, neler olabilecekti? Biraz spekülasyon yapalım.

Can ne kadar güzellemeye çalışsa da, Erdoğan-Gül zirvesinden bir mutabakat çıktığını söylemek gerçekçi ve ahlaki bulunmayacaktı. Gerçekçi olmayacaktı, çünkü Erdoğan’ın kendi adaylığı konusunda kimseden icazet almaya ihtiyacı yok. Erdoğan, Gül’ün 2007 yılında Çankaya’ya çekildiği günden beri verdiği mücadele ve 30 Mart’ta atlattığı darbe ile tüm diyetlerini ödedi.

İçeriği böyle olan bir görüşme gerçekçi olmayacağı gibi ahlaki de olmazdı. Türkiye’nin şu momentumunda, Erdoğan’a rağmen kongreye giderek partiyi Erdoğan’dan almaya ve onu Çankaya’da izole etmeye dönük bir hamle, ister istemez ‘Erdoğan’sız AK Parti’ projesi ile çakışacak ve bunu tabana da, örgüte de başka türlü anlatmak imkânsız olacaktı. Buna Erdoğan da seyirci kalmayacağına göre, zaten zorunlu olarak ittifak yapılacak müttefik Erdoğan karşıtı blok olacaktı.

GÜL’ÜN RASYONELLİĞİNE TEZAT ÖĞELER

Gül’ün yalanlaması, kendisini önemseyen bir vatandaş olarak beni çok memnun etti. Zaten Can’ın resmettiği görüşme ve içerik, Gül’ün rasyonelliğine tezat öğeler barındırıyordu. Gül’ün böyle bir yanılsama içinde olması çok kötü olurdu.

Çankaya günleri sona erdiği anda, Gül bir AK Partili’dir ve Erdoğan onun da lideridir. Gerçekçi olalım, iki isim arasında eşitler arasında birinci, ikinci gibi bir durum yoktur. Erdoğan AK Parti’nin tartışılmaz kurucusu ve lideridir. Ona rağmen bir şey yapmak veya yapmak zorunda bırakmak mümkün değildir. Mümkündür de, gerçekçi ve etik değildir.

Bir an için diyelim ki Can’ın aktardığı görüşme doğru olsun. Bu içerik o zaman da Can’ın sihirli dokunuşlarıyla sanki Gül bu güce sahipmiş gibi yansıtılmış olacaktı. Gül tabii ki Erdoğan’ın Çankaya adaylığı karşısında adaylığını koymayacak, başbakanlığa talip olacak, olumsuz cevap halinde kongre imasında bulunacaktı. Burada Erdoğan’ın cevabını tahmin etmek güç değil. O da ‘Hodri meydan kardeşim’ olacaktır.

CİDDİ RAHATSIZLIK YARATAN GÖRÜNTÜ

Ben bunların tamamen hayal mahsulü veya Erdoğan karşıtı ittifakın temennisi olduğunu düşünmek istiyorum. Gül’ün acil yalanlaması da şimdilik bunu gösteriyor.

Ancak Gül de bu durumlara fırsat vermemeye daha özen göstermeli. Kuveyt’te kullandığı dil çok sorunluydu. Dünkü açıklama bile öyle… ‘Daha görüşmedik, benim de kendi hakkımda söyleyeceklerim önemli olacak’ türünden sözler tabanda çok ciddi rahatsızlık yaratıyor; bir makam için pazarlık yapılıyor görüntüsü veriyor.

Bu arada, Gül’ün 2007’den beri siyaseten ne kadar farklılaştığını bilemiyoruz. Eğer Erdoğan’a çok tezat bir noktaya gelinmiş ise, o zaman da AK Parti üzerinden bir güç mücadelesine girmek yerine, başka bir oluşumun liderliğine soyunmak daha ilkeli bir tutum olur.

Şu darbe sürecinde Gül’e yakışan Erdoğan’a güç taşımak, onun arkasında olduğunu daha açık şekilde kamuoyuna hissettirmektir. Tarih ve olaylar öyle bir şekillenmiştir ki, bazen de bunu herhangi bir görevi üstlenmekten kaçınarak yerine getirirsiniz. Gül’e her türlü ‘Recep Tayyip Erdoğan kardeşim’ demek yakışır, randevu vermek değil. Bu mütevazılık, halkın gönlünde en yüce makam kadar değerli olur, eninde sonunda da size her şekliyle döner.

Bunlar Eyüp Can’ın senaryosu geçerli olması halinde yazacağım şeylerdi.

Yalanlama içimizi ferahlattı.

ESAYAN’IN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

MEDYAGUNDEM

ab2

Bir AB ülkesinden Türkiye aleyhine kampanya için 5 milyar dolarlık fon

Akşam gazetesinde Markar Esayan’ın “Mesele dolar değil anlamadın mı?” başlıklı yazısı şöyle: Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’nin …

barbaros6

FETÖ’nün Doğan grubu imamı o mu?

Doğan medyasındaki FETÖ’cü kadrolaşmanın sorumlusu o isim mi?  Bugün Akşam’ın deşifre ettiği manşetteki isim FETÖ’nün …

kemal-caps1

Ya siyasete tecavüz eden CHP’nin suçu ne olacak?

Akşam gazetesinde Markar Esayan’ın “’Siyaseti istismar etme suçu’ ne olacak?” başlıklı yazısı şöyle: Dün, bu …

1 Yorum yapıldı

  1. İlahi Takdiri Göreceğiz

    Firavun’un küçük veledlerinin büyük yalanlarında bazı konular var ki onları dikkate almamak büyük hata olur. Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanlığı da bir nevi pasifsize veya enterne edilmesi demek değil mi? Paralel yapılanma Sayın Başbakanımızın Cumhurbaşkanlığını bir kurtuluş olarak gördüğünden kimsenin şüphesi olmasa gerekir.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir