Anasayfa / ANALİZ / Paralel elebaşı yine beddua etti!
gulen-beddua

Paralel elebaşı yine beddua etti!

MEDYAGUNDEM.COM- Son bedduasından bu yana milletin yüzüne bakacak hali kalmamıştı. Öyle bir sustu ki… Pensilvanya’da adamlarıyla beddua seansları dışında kamuoyuna açık bir mesajı olmadı.

Gülen aylar sonra yine beddua ederek sahneye çıktı.

Fethullah Gülen aylar sonra yayınlanan yeni bamteli sohbetinde yine kendisini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterdi. Paralel elebaşı Gülen, “Kim paralelse, Allah onun belasını versin…” diye beddua etti. Gülen’in saydığı hr kötülüğü bizzat kendi paralel örgütü işledi, haram da yediler, mlletin hakkını sınav sorularını çalarak yediler, şantajla, tehditle haram yedileri her kötülüğü yaptılar… Bu durumda Gülen’in bedduasının kendi örgütünü vurması kesin… Çünkü bu kadar paralel örgüt mağduru, mazlumunun ahı mutlaka başlarına inecektir…

Paralel bir örgüt kurup sonra da “kim paralelse Allah belasını versin” diyene o zaman “AMİN” diyor, Allah tez zamanda Gülen’in de, paralel örgütünün de belasını versin diyoruz.

Bamteli sohbetlerine bir süredir ara veren Fethullah Gülen yeni sohbeti, Herkul.org sitesinde yayınlandı.

İşte Gülen’in yeni bedduası:

FETHULLAH GÜLEN’DEN PARALEL CEVABI: KİM PARALELSE ALLAH ONUN BELASINI VERSİN

*Şeytan sürekli aleyhimizdeki bazı şeyleri önümüze sürer, “Haydi siz de bir şey söyleyin bunlara karşı, hep sükût mu edeceksiniz?” der. Belki bazen sûret-i haktan da görünerek bir şeyler dürtükler; biz de hiç farkına varmadan onun dürtüklediği şeyleri söyleriz. Mesela “paralel” dediler bize. “Paralel” paranoyanın nesebi gayr-ı sahih veledidir. Biz de onlara diyelim: “Siz paralelsiniz!” Hayır, böyle mukabele etmemeli!.. Mesela, “sülük” dediler. Nedir? Kanı emen! Hakikaten birileri milletin kanını emiyor, kansız bırakıyor onu. Fakat mukâbele-i bi’l-misil kâide-i zâlimânesine girerek “Kan emen sülükler sizsiniz!” dememeli!.. İlle de bir şey demek istiyorsanız; karbondioksit atma manasında, şöyle dersiniz: “Kim paralelse, Allah onun belasını versin. Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Bizsek yani. Kim çeteyse… kim örgütse… kim silahlı örgütse… kim milletine kötülük yapmak istiyorsa… kim milletin hakkı olan arpa kadar bir haram yemişse, Allah onun belasını versin!” Bunu söylerken kendi adınıza söyleyin!

DENSİZ DEMEYİ BİLE TERBİYEME, SAYGIMA UYGUN BULMADIM

*Densiz demeyi bile terbiyeme, saygıma uygun bulmadım. Onlar densizliğin her türlüsünü söylediler. Dedikleri ettikleri şeyleri saydılar, yakın tarihe kadar 200 tane küfür, tel’în, lanet lafından bahsettiler. Hepsini hatırımda tutmadım. Orada da Cenab-ı Hakk’ın bana verdiği nisyan hakkını kullandım. Demedik şey, atmadıkları iftira, söylemedikleri yalan ve sizi uğratmadıkları gadr bırakmamışlar.. etmedikleri emanete hıyanet bırakmamışlar. Fakat bütün bunları -Halk ifadesiyle, onu demek de doğru mu? Nezaketmizle telif edilebilir mi? Karakterimizin sesi soluğu olur mu? Değilse Allah bizi affetsin, mâşerî vicdan da bizi bağışlasın- buldukları bir günah keçisine yüklediler. Bir gün insanlık cennete gitme yoluna girse, sıratı da geçse, orada bir şeye takılsa, “Hele durun size bir şey soracağız!” dense, yine onların o paranoyasından doğan nesebi gayr-ı sahih paralel mülahazasına verecek ve diyecekler ki, “Bunların yüzünden oldu!” Şimdi öyle bir mantık ve öyle bir felsefe, zedelenmiş, yaralanmış, bir yönüyle ayıp örtme duygusuyla kıvranıp duran insanların ruhuna öyle hâkim olmuş ki, bütün mesâvîyi birilerine yüklemeyi o işin içinden sıyrılmanın tek yolu olarak görüyorlar. Fakat, bütün bunlara karşı centilmence davranmak size düşüyor.

FETHULLAH GÜLEN AYLARDAN BERİ NEDEN KONUŞMADI?

*Biraz rahatsızlığımdan, biraz da bunlara cevap vermemek için, aylardan beri burada sizin karşınıza çıkmadım. Şayet sizin karşınıza çıkarken, birilerinin yaptığı fenalıklar karşısında hislerimi işin içine katarak konuşursam, bu marz-ı ilâhîye uygun düşmez, ihlasa muvafık düşmez, ihsan şuuruyla telif edilemez, yakîn ile telif edilemez; böyle olmayınca da o beş para etmez. Beş para etmeyen insanlar gayr-ı merğûb metâlarını her gün maşerî vicdan pazarlarına, panayırlarına sürseler bile, bize bu mevzuda yine karakterimizin gereğini ortaya koymak düşer. Karakterinizi bozmanız, onun gereğine göre laf etmemeniz, öyle bir davranışta bulunmamanız, kendi namusunuza dokunmak kadar çirkin ve şenî’ bir şeydir. Başkaları da kendi karakterlerinin gereğini sergiliyorlarmış, o bizi alakadar etmez.

MEDYAGUNDEM

feto2

Teröristbaşının şifresi çözüldü

Teröristbaşı Gülen’in 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümünde Amerikan gazetesine verdiği röportajında kullanılan fotoğrafın şifreleri çözüldü. …

darbe

Allah’a değil Feto’ya tapan sapıklar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1’i …

feto

Teröristbaşının son oyunu!

Teröristbaşı Fetullah Gülen, dün bir Mısır gazetesine “darbeyi Atatürkçü ve laik subaylar yaptı, bizim ilgimiz yok” …

2 Yorumlar

  1. Kim paralelse Allah belasını versin, Amin Amin Amin!

    -‘paranoyanın nesebi gayr-ı sahih veledidir.’/El cevap; nesebi veledi zina olanlar için ne buyurursunuz. Serap Çil gibi!

    -‘karbondioksit atma manasında, şöyle dersiniz: “Kim paralelse, Allah onun belasını versin. Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Bizsek yani. Kim çeteyse… kim örgütse… kim silahlı örgütse… kim milletine kötülük yapmak istiyorsa… kim milletin hakkı olan arpa kadar bir haram yemişse, Allah onun belasını versin!”/ Versin Feto versin! El Cevap; Feto, konuşma dilinde yellenme olarak geçen osuruk temel olarak beş çeşit gazdan oluşur; Karbondioksit (CO2), nitrojen (N2), hidrojen (H2), Metan (CH4), Oksijen (O2). Bu bilimsel bir izahattır. Şimdi adama sormazlar mı (tabi adam olana); tövbe haşa, külli haşa sen ‘karbondioksit gazını atma manasında’ Allah’ı zikrederek böyle şerefsizce, adice nasıl kullanabilirsin? Sende hiç Allah korkusu yok mu ulan! Eyyyy Cemaat, eyyy millet bakın bakın bu herif karbondioksit yani osurmayı-yellenmeyi nasıl yapıyormuş! Tühh senin Allah belanı versin! Alim olmayı bırak senden insan bile olmaz. Süslü laflar konuşarak tabanını illüzyonla kandırırken o süslü laflarının ne manaya geldiği bugüne kadar sorgulayan çıkmamış olabilir, ama bu olay süslü laflarının ne anlamlar ifade ettiğini sorgulayanlar için bundan sonra büyük ehemmiyet taşıyacaktır. Dün ‘ayşeceren’ rumuzuyla Önder, pozitif ve manevi ilimlere nasıl, ne kadar sahip olduğundan dem vuruyordu, al işte senin maddi manevi ilim sahibi dediğin kişi budur. Allah sizleri bildiği gibi yapsın!

    ‘Bunu söylerken kendi adınıza söyleyin!’ Ekliyor, bunu (beddua) söylerken de kendi adınıza söyleyin haaa, diyerek! Uyanıklığa bak ya! Maşa dururken ne diye kendi ateşi tutsun ki! Aynı uyanıklığı Fetullah Gülen 2011 yılında yayınlanan “Ümit Burcu” isimli kitabında 297. sayfasında kendi kaleminden ‘Ben demesem de, bu bedduaları üslûbuma ve kulluk anlayışıma ters bulsam da, ANADOLU’DA BUNU DİYEN BİR SÜRÜ MASUM VE MUZTAR İNSAN VARDIR şu anda.’ demedi mi, demiyor mu? İşi bilecen, işe gitmeyecen, gönderecen! Adam kullanmanın üstadı, tam bir adam kullanma üstadı. Yavrum taban hala uyuyun, Mehdi gelecekte, sizleri ya zengin edecek, ya da devleti idare ettirecek! Teeeyy! Adam karbondioksiti nasıl çıkardığını iyi görün iyi, imanın sıfırlandığı noktadayız.

    Ey Cemaat; ‘Bunu söylerken kendi adınıza söyleyin!’ ya da ‘Ben demesem de, Anadolu’da bunu söyleyecek bir sürü enayi-keriz söylesin’ diye de ekleme yapıyor, hala uyanamıyoruz.

    Aman ha, Feto bize ‘söyle dedi’ demeyin ha! Yazıklar olsun.

    -‘200 tane küfür, tel’în, lanet lafından bahsettiler. Hepsini hatırımda tutmadım.’/ El Cevap; hatırında kalanları söyleyeydin! Yalan söylüyorsun Feto yalan, bu 200 tane küfürü Takvim Gazetesi senin süslü laflarının arasından bulup çıkardı. Utanmadan yalan söyleme, bu 200 tane küfür sana ait olduğunu Takvim Gazetesi tarafından tespit ettiği senin küfürlerin! Yaşından başından utan!

    -‘Orada da Cenab-ı Hakk’ın bana verdiği nisyan hakkını kullandım.’/ El Cevap; Feto, ne hikmetse insanlar Cenab-ı Hakk’ın verdiği nisyan hakkını kullandığı zaman kendileri ‘Örgüt’ suçundan içeride buldular. Ecücek bunun nasıl olduğuna da değinseydin. Iııı!

    -‘Densiz demeyi bile terbiyeme, saygıma uygun bulmadım.’/ El Cevap; ya arkadaşlar ne diyor bu ya! Sabah akşam küfür-beddua edeceksin sonra da, ‘Densiz demeyi bile terbiyeme, saygıma uygun bulmadım.’ Diyeceksin. Sen var ya sen, tam bir yalan insanısın!

    -Bir gün insanlık cennete gitme yoluna girse, sıratı da geçse, orada bir şeye takılsa, “Hele durun size bir şey soracağız!” dense, yine onların o paranoyasından doğan nesebi gayr-ı sahih paralel mülahazasına verecek ve diyecekler ki, “Bunların yüzünden oldu!” / El Cevap; bah bah ajiteye bah! Gel abi gel sende ajiteye gel! Kendilerine nağadar önem atfediyor. Feto, korkma kimse o alçaklığı yapmaz. Herkes Allah’ın rızasına boyun eğer. Bu dünyanın kayıt alınan görüntüleri olacağından dolayı o yola kimse tevessül edip seni kibirlendirecek bir pozisyona gireceğini hiç tahmin etmiyorum.

    -‘marz-ı ilâhîye uygun düşmez’/ El Cevap; ‘karbondioksit atma manasında’ nasıl attığı manasında söyleyen bak yaa! Sanki karbondioksiti atma tarifini ben yaptım. Allah Allah olacak iş değil yaa!

    -‘Beş para etmeyen insanlar’ / El Cevap; beş para etmeyen insanlar heee! Kendinizin dışındakiler beş para etmez değil mi Feto?

    -‘Karakterinizi bozmanız, onun gereğine göre laf etmemeniz, öyle bir davranışta bulunmamanız, kendi namusunuza dokunmak kadar çirkin ve şenî’ bir şeydir.’/ El Cevap; milletin yatak odalarının görüntüleri karakterinizi bozmaz değil mi? Onun içinde namusunuza dokunmaz değil mi?

    Şu zırvalıklarından ciltler dolusu kitap yazılır, amma değmez, değmezsin.

    Kim paralelse Allah belasını versin, Amin Amin Amin!

  2. Mehmet Çelikdemir

    Bunun beyni tam sulanmış, kendine ve taraftarlarına beddua ediyor, bir sürü aptal da amin diyor iyi mi? Tabi kendileri neyi kastettiğini iyi biliyor. Bedduan seni bumerang gibi vuracak bence.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir