Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün çarpıcı bir yazıyla paralel örgütle mücadelede en önemli eşiğe dikkat çekti. Eylül’de HSK seçimlerinde paralel çetenin etkisinin kırılması bir hayat meselesine haline geldi. Küçük de bunun önemini anlattı.
Yazısı şöyle:
25 ARALIK GECESİ SAVCI O LİSTEYİ İMZALATMIŞ OLSAYDI!
Başbakan Erdoğan birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada partisinin içindeki bazı isimleri paralel yapı konusunda ciddi biçimde uyardı. 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerine karşı mücadele veren kişi sayısı çok azdı. Medyada, siyasette, iş dünyasında neredeyse çoğunluk korkudan ağzını açamazken bir avuç insan kelimenin gerçek manasıyla ölümüne mücadele etti.
25 Aralık gecesi savcı, elindeki 41 kişilik gözaltı listesini İstanbul Emniyet Müdürü’ne imzalatmış olsaydı bugün çok başka şeyler tezahür etmiş olacaktı. O listeden sonra muhtemelen başka listeler devreye girecek, peşinden sözde Selam Terör Örgütü listeleriyle muhafazakar, dindar kesimin önde gelenleri cezaevine atılacaktı. Pensilvanya önünde engel kim varsa bir şekilde hepsini devre dışı bırakmanın hesaplarını yapıyordu. Gülenist savcı, hakim ve polisler eliyle kendi diktatörlüğünü kurmanın peşindeydi.
PARALEL YAPININ ERDOĞAN’I ALTETMESİ MÜMKÜN DEĞİL
30 Mart seçimleri AK Parti açısından zaferle sonuçlanınca bir nebze olsun nefes alındı. Şunun altını çizelim: Ne olursa olsun paralel yapının Erdoğan’ı altetmesi mümkün değil. Hesap hatası yapmaları, karşılarındaki gücü hafife almaları kendi sonları olacak. Tabii bu paralel yapı unsurlarının birer birer bulunup yargı önüne çıkarılması gerekiyor. Şu anda devlet içinde bu yönde çalışmalar devam ediyor. Paralel çetenin mali kaynakları, imamları vb hepsi tespit edilmiş durumda. Aralarında nasıl iletişim kurdukları da artık biliniyor. Kendisine çok güvenen Gülenistler karşılarında daha akıllı bir gücün varlığını hiç hesaba katmadılar.
BAZI BELEDİYE VE DEVLET DAİRELERİNDE PARALELLER CİRİT ATIYOR
Ortada mücadele açısından bazı kesif durumlar var. Bunların en önemlisi bazı belediye, milletvekili, diğer devlet dairelerinde paralel yapı elemanlarının cirit atması. Başbakan Erdoğan’ın önüne belli bir zaman önce bir rapor sunuldu. Bu rapora göre paralel çeteyle mücadelede bazı devlet görevlileri istenilen eforu harcamıyordu. Hatta alttan alan, çeteye müsamaha gösterenler bile vardı. Erdoğan Gülenistlerin yaptıklarının küçük bir kısmını kamuoyuna açıkladı. Açıklayacağı daha çok var. Başbakan bile dayanamayıp bürokrasi ve bazı belediyelerin daha etkin mücadele etmelerini istedi.
DEVLETİN BÜTÜN HABER ALMA SİSTEMİ PARALEL ÇETEYE ODAKLANDI
11 Ağustos’ta Erdoğan Cumhurbaşkanlığını kazandığında önceliklerinden biri paralel çetenin köküne kibrit suyu çakmak olacak. Bunun kolay olmayacağı malum. Şu an raporlar bazı isimlerin ya dosyalar ya da başka hesaplardan dolayı korktuğunu gösteriyor. Erdoğan bazı isimleri uyardı. Devletin bütün haber alma sistemi paralel çeteye odaklanmış durumda. Er ya da geç büyük ve geniş kapsamlı bir dava açılacak.
Eğer milli güvenliği tehdit eden, devleti hedef almış, başka ülkelerin istihbaratıyla iç içe geçmiş paralel yapıdan korkan varsa, onlara kol kanat geren varsa üzgünüm kendilerini pek de iyi günler beklemiyor. Geçenlerde TRT’de bazı şakirtlere yol verildi. Belirli bakanlıklarda cirit atanlar var. Devlet paralel yapıya kol kanat gerenleri isim isim biliyor. Yakında bunlara bir uyarı gidecektir. Paralel medya cadı avı diye olayı başka yere çekmek istiyor ama işin aslı böyle değil.
EN ÖNEMLİ MESELE HSYK SEÇİMLERİ
Neticede önümüzde bir suç örgütü var. Bu örgütün ahtapot gibi saran kolları birer birer kesilecek. Bu konuda en önemli meselelerden biri Eylül’deki HSYK seçimleri. Cumhurbaşkanlığı seçimlerden ziyade beni daha çok heyecanlandıran Eylül’deki HSYK seçimleri. Paralel yapının polis teşkilatında kritik adamlarına müdahale edildi. Geçmiş davalarda ihmalleri olan polis şeflerine hesap sorulacak. Yargı ayağı böyle değil. 2010 referandumundan sonra paralel yargı Yargıtay, Danıştay ve HSYK’da ciddi güç kazandı. Demokratik güçlerin Eylül seçimlerinde gücü eline geçirmesi lazım. Yoksa paralel çeteyle mücadelenin bir ayağı eksik kalır.
Hükümetin ve Adalet Bakanlığı’nın bu konuyu asla hafife almaması gerekir. Niçin mi? Başbakan’ın ofisine böcek koyan polisleri bir mahkeme tutuklarken, diğeri serbest bırakıyor. Yargı eliyle çete direnmeye çalışıyor. Bir yandan da HSYK’da etkili pozisyonlarını korumaya çalışacaklardır. Çünkü bir savcı ve hakim için önemli olan HSYK’dır. Sicillerini yazan, amiri konumundaki yer orası.
HSYK’DA CEMAAT ETKİSİ KIRILIRSA SAVCI VE HAKİMLER RAHAT EDER
HSYK seçimlerinde cemaat etkisi kırılırsa rahatlayacak olan çok savcı ve hakim kendinden daha emin çalışacaktır. Pensilvanya elemanlarına bu seçimlere sıkı sıkı asılmaları konusunda talimatlar veriyor. Onlar da bunun son kaleleri olduğunun farkındalar. 2 yıl sonra tekrar güçlenecekleri yönünde propagandalar yapıyorlar.
Artık toplumda hiçbir itibarı kalmamış cemaat unsurlarının bazıları neredeyse kafayı yeme pozisyonuna geldiler. Başbakan’a hakarette sınır tanımıyorlar. Filistinli kardeşlerimize terörist diyorlar. Güneydeki ülkeye tapıyorlar ve bunu saklamıyorlar. Ama milletin gönlünde bittiklerinin farkına vardıklarında iş işten çoktan geçmiş olacak.
HSYK seçimleri 30 Mart’la beraber bu yılın en önemli konusudur. Bu safhayı atlatmak için herkese iş düşüyor. Unutulmasın, bu çete herkesin varlığına tehdit. Safları netleştirmek ve sıklaştırmak lazım.
Artık hic birsey önemli degil hukuki yollar tükenirse bunlarla bas edemessek.Gücücmüzün yettigi kadar KELLELERİNİ alırız.Bunlar ASALADAN PKK DAN DAHA TEHLİKELİ.Biz bunları bitirmessek bunlar bizi bitirecek