Terörle Mücadele ve Organize Şube Müdürlüklerinin düzenlediği ‘casusluk’ ve ‘yasadışı dinleme’ operasyonlarında gözaltına alınan şüphelilerle ilgili işlemler sürerken, operasyon sürecine dair detaylar ortaya çıkmaya başladı. ‘Selam’ örgütü, ve yasadışı dinlemelere yönelik operasyonlara giden süreçte, şüphelilerle ilgili teknik ve fiziki takip yapılmadığı ortaya çıktı.
DELİLLER YETERLİ
Bazı eksiklikler ve hak ihlalleri nedeniyle yeniden görülmesi kararı verilen Ergenekon, Balyoz, Şike gibi kritik davalarda, şüpheliler bazen yıllar süren fiziksel ve teknik takibata uğrar, bir kısmı yasadışı olan dinlemelerle şüphelilerin savunma hakkı zorlaştırılırdı. Paralel yapıya yönelik bu operasyonda ise, mahkemelerden teknik ve fiziki takip kararı talebine bile gerek duyulmadı. Şüphelilere yönelik herhangi bir takip yapılmamasının nedeninin, veri tabanında yapılan çalışmalarla elde edilen delillerin yeterli görülmesi, yeni delile ihtiyaç duyulmaması olduğu öğrenildi.
İZİN DİNLEMEDEN SONRA
Polis başmüfettişlerinin, Selam örgütü dosyasına yönelik incelemesinde, soruşturma sürecindeki çarpıklıklar da tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildi. ‘Örgüt üyesi olduğu’ iddiasıyla 2 kişiyi mahkeme kararı olmadan takibe alan paralel şebekenin, bununla ilgili gerekli izni takibe başladıktan 1 hafta sonra aldığı belirlendi. Birçok izleme faaliyetinde bu yönteme başvurulurken, gözaltındaki şüphelilere yöneltilen sorulardan birinin de bununla ilgili olduğu kaydedildi. Başka bir detay ise soruşturma dosyası savcılığa teslim edilince de dinlemelerin devam etmesi oldu. Hükümete yönelik darbe girişiminde soruşturma dosyasının 17 Aralık’ta savcılığa gönderildiği halde, 18 Aralık tarihinde, 62 e-posta adresinin ve 132 kişinin telefon trafiğinin takipte tutulmaya devam edildiği öğrenildi.
Tercüman üzerinden Başbakan dinlendi
Emniyetteki paralel yapının Başbakan Erdoğan’ın Somali ve Filistin Devlet Başkanları ile yaptığı görüşmeleri tercüman üzerinden dinlediği ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, emniyette ‘paralel yapı’ iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan polislere yönelik yapılan operasyonun detayları ortaya çıktı. Şüphelilere, dinlemelere ilişkin birçok soru yöneltildi. Şüphelilerin bir kısmına yöneltilen en dikkati çekici soru, Başbakan Erdoğan, Bakanlar Ahmet Davutoğlu, Taner Yıldız, Mehdi Eker, Mehmet Şimşek ve MİT Müsteşarı Fidan’ı hangi yetkiyle dinledikleri ve kayıt altına aldıkları oldu.
DANIŞMAN DA TAKİPTE
Selam örgütü soruşturma dosyasına göre Başbakan Danışmanı Mustafa Varank şüpheli olarak yer alıyor. Dosyada, Başbakan Erdoğan’ın, kimi zaman danışmanı Varank’ın telefonu üzerinden görüşmeler yaptığı kaydedildi. Bu kapsamda 25 Kasım 2013’te Varank’ın dinlenilen telefonundan Başbakan Erdoğan’ın, Abdülkadir isimli biriyle görüşme yaptığı, yine bir gün sonra aynı telefondan İsmail isimli biriyle, üç gün sonra da Ahmet Mahmut Ünlü ile görüştüğü belirtildi. Varank’ın telefonu dinlenildiği için tüm bu görüşmelerin teknik takibe takıldığı ve kayda alındığı ifade edildi. Böylece Başbakan Erdoğan’ın, danışmanı Varank üzerinden de dinlenilip kayda alındığı aktarıldı. Başbakan Erdoğan’ın Filistin lideri Abbas ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeler ise tercüman üzeriden dinlendi.
80 kriptolu telefonu takip ettiler
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, TÜBİTAK’ta düzenlenen iftarda soruları cevapladı. Işık, TİB’de ki kayıtların 30-40 defa silindiğini belirterek kenarda köşede kalmış bilgi kırıntılarından yaptıkları çalışmada devlet adamlarına verilmiş toplam 164 kriptolu telefonun 80 adetinin kesin dinlendiğini belirlediklerini söyledi. Bakan Işık yeni kriptolu telefonlarla ilgili TÜBİTAK’ın çalışma yaptığını belirterek, yılbaşına yeni telefonların hazır olacağını kaydetti.
‘İmam’ dosyası hasıraltı edildi
Yargıtay’da ‘paralel yapı’nın imamı olduğu iddiasıyla ilgili başlatılan incelemenin ‘bilgi ve belge yok’ diye kapatılmasını tepki geldi. Yargıtay’da cemaat imamı olduğu iddiasını gündeme getiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, dosyanın incele yapılmadan kapatıldığı söyledi. Şahin özetle şunları kaydetti: ‘Hasıraltı ettiler, kapattılar. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, bu dosyayla ilgili ne bu şahitleri çağırdı ne benim numarasını ve ismini verdiğim ceza dosyasını inceledi. Bütün bunları Yargıtay Başkanının araştırması ve kamuoyuna açıklama yapması gerekir. Yargıtay Başkanlığı beni yalanlama yarışına girmemelidir. Şahitlerin ikisini çağırın, çocuklar konuşacaktır. Kimse inkar etmesin. Yargıtayın içinde de paralel yapı var, yargının içinde de paralel yapı var, emniyette de var. Bu, artık ayan beyan ortadadır’ (YENİ ŞAFAK)