Yeni Şafak gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Karagül, bugünkü yazısında paralel çetenin nasıl büyük bir ihanete ortak olduklarını, ülkelerini nasıl sattıklarını, İsrail’e nasıl servis yaptıklarını anlattı. Karagül yazısında Başbakan’ı dinleyen polislerin kendi aralarındaki yazışmaları da açıkladı. Ne küfürler, hakaretler, arsızlıklar… Türkiye böyle bir ihanet görmedi.
İşte yazısı:
KENDİ ARALARINDAKİ YAZIŞMALARDAN ÖRNEKLER
– Yurtdışından talimat geldi mi?
– Başbakan’ı ne zaman alıyoruz?
– Nefes aldırmayacağız onlara..
– Kabineyi toplayacağız burada..
Galiz küfürler, hakaretler, çirkinlikler, laubalilikler, arsızlıklar…
Başbakan’ı dinleyen emniyet mensuplarının, yani ‘paralel örgüt’ üyelerinin kendi aralarındaki yazışmalarından örnekler bunlar.
17 Aralık operasyonunu yapan ekibin adamları söylüyor bu sözleri. Birbirleriyle bunları konuşuyorlar. Bakanlar Kurulu’nun her üyesini gözaltına alıp, kabineyi emniyette toplayacaklarmış!
O KONUŞMALARDA NE İHANETLER VAR
Onlar operasyonel güç. Dinliyorlar. Bu ülkenin ne kadar mahremi varsa izliyorlar. Başka operasyonel güçler dosyalar hazırlıyor. Başkaları gözaltılar yapıyor. Başkaları mahkeme işlerini ayarlıyor. Proje böyle yürüyor.
Kim bilir daha neler var.. O konuşmalarda daha ne ihanetler var? Devletin zirvesindeki isimleri dinlerken kendi aralarında neler söylüyorlar? Bu bilgileri hangi ülkeye nasıl servis ediyorlar?
Daha çok şey çıkacak ortaya. Öyle görünüyor.
Ortalığa saçılan pislikleri görünce kahroluyoruz. İşbirliği yaptıkları ülkenin çıkarlarını ülkemizden üstün tutan, Türkiye’nin vergi ve imkanlarıyla o ülkelere çalışan ihanetin ayrıntıları ortaya çıkınca nutkumuz tutuluyor.
YURTDIŞINDAN KİMDEN TALİMAT GELİYORDU?
Kimlerin talimatıyla devletin polisi ülkenin Başbakanı’nın bileğine kelepçe takacaktı? Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ile böyle hesabı olan güçlerle bu insanların arasında nasıl bir ilişki vardı?
Yurtdışından talimatlar kimler üzerinden buradaki operasyonel ekiplere iletiliyordu? Cemaat üzerinden mi, başka bir hiyerarşik ilişki üzerinden mi?
Devlet içinde yuvalanan ve devlet imkan ve gücünü kullanan bu yapı, devleti ele geçirme arzusuyla gemileri yakmış, herkesi düşman bellemiş, herkese tuzaklar kurmuştur.
Başbakan’ı dinerken böyle konuşuyorlardı. Cumhurbaşkanı’nı, Genelkurmay Başkanı’nı, MİT Müsteşarı’nı, devlet iktidarını oluşturan isimleri dinlerken neler diyorlardı acaba?
Kripto telefonlar üzerinden bu telefonların verildiği herkesi dinlemişler. Başbakan’ın yabancı ülke liderleriyle konuşmalarını dinleyip başka ülkelere servis ederken neler konuşuyorlardı acaba? Nasıl bir pervasızlık vardı sözlerinde?
Türkiye ile alay mı ediyorlardı? Herkesi aptal yerine mi koyuyorlardı? Nasıl bir gözü dönmüşlük, güç sarhoşluğu ile hareket ediyorlardı?
BAŞBAKAN İLE MAHMUD ABBAS’IN GÖRÜŞMESİNİ KAYDA ALIP İSRAİL’E SERVİS ETMİŞLER
Başbakan ile Mahmud Abbas’ın görüşmesini kayda alıp İsrail’e servis etmişler.
Gazze’de kıyımların yaşandığı bir dönemde bu gerçeği öğrenmek yeterince yürek dağlayıcı.
Bunu yapanlar, Gazze’de öldürülen o çocukların katilidir!
Neocon ve İsrail aşırı sağına mensup efendilerine hizmet etmek için ülkeyi sattılar, kurumları sattılar, değerleri sattılar, Filistin davasını sattılar, Müslüman dünyada değer verilen ne varsa pazarlık malzemesine dönüştürdüler.
İSİM LİSTESİNİ İSRAİL VERDİ ELLERİNE
Selam örgütü ya da soruşturması dedikleri dosya İsrail istihbaratı tarafından hazırlanmış, bunlar üzerinden uygulamaya konulmuştur.
İsrail’in Türkiye’de rahatsız olduğu, ABD istihbaratındaki İsrail aşırı sağına mensup çevrelerin İran projesi için hazırlanan bir senaryodur.
Birbiriyle alakasız herkesi aynı dosyaya koymuşlar. Ellerine bir liste tutuşturulmuş. Buradaki paralel ekip de ihaleyi aldığı gibi bu dosya üzerinden darbe yapmaya, rejim değiştirmeye girişmiş.
İsimler ve listeler hep o kaynaklarca belirlenmiş. İsrail’i eleştiren, ABD’nin Irak işgalini eleştiren herkes dosyaya konulmuş. Onları ömür boyu susturmak istemişler.
Allah korusun, bunu başaramazlarsa belki de bir çoğunu ortadan kaldıracaklardı!
Ülkenin Başbakanı’nı bile bu dosyaya koymuşlar. İtibarsızlaştırıp güçten düşürmek, hapse atıp çürütmek, Türkiye ile ilgili projelerinin önündeki en büyük engeli ortadan kaldırmak istemişler.
Dün İstanbul merkezli büyük bir operasyon yapıldı. Bir çok polis yetkilisi gözaltına alındı. Görünüşe göre daha çok alınacak. Türkiye’ye tuzak kuranlardan bu ülke hesap sorar. Er geç sorar.
Hatası olanlar hesabını verir. Olmayanlar için zaten bir endişe yoktur.
BÜYÜK BİR İHANET DEŞİFRE OLACAK
Ama emniyet içindeki o derin ve dış bağlantılı yapılanmanın daha çok kirli dosyalarını göreceğiz. Bana öyle geliyor. Belki de büyük bir ihanet deşifre olacak.
İzleyip göreceğiz. Ama yukarıda yazılanlar sanıyorum ihanetin boyutlarını ortaya koyacak kadar var.
Hala bu haldeyken bile insanları tehdit edebiliyorlar. Bunları yazanların hücrelerde çürüyeceğini söylüyorlar!
gazzede israilin yaptığı katliamda fethullahın verdirdiği istihbaratın anahtar olduğunu düşünüyorum.Bu katliamı Akp ve başbakan içerdeki seçimler ve parazit hainlerle uğraşırken gazzeyi sahipsiz yakalama planı başsiyon fethullah neoconlar ve yahudi lobisi pensilvanyadaki malikanede beraber planladıkları anlaşılıyor.Sayın R.tayyip erdoğan cumhurun başkanı olunca ne oldu da israil ateşkese razı oldu?
Hain fetoşu yakında pensilvanya kanalizasyonlarına layık olduğu yere siyonist dostları gönderecek.Çünkü vazifesi bitti.beceremedi.Bu aziz milletin koruyucusu kur an ve Allah fetoş gibi masonlar değil.Yalnız buradaki borazan yalakaları yüzme öğrensinler çünkü millet onları kaçamazlarsa tükürükler denizinde boğacak .Vatana ihanetin cezası dünyanın her yerinde aynıdır..Şirkin ve ihanetin affı yoktur.