Cemaatin hükümete başkaldırması, baronları harekete geçirdi. Stratejik ortak olarak cemaat seçildi. Başbakan Erdoğan’ı düşürüp eski güçlerine kavuşmak isteyen iş adamları, soluğu Pensilvanya’da aldı.
17 Aralık Operasyonu ile gün yüzüne çıkan paralel devlet, sadece bürokrasiye değil iş dünyasının milyarlık patronlarına kadar uzandı. Hükümetin, baronlardan sıyrılıp milli ekonomi için attığı adımlar eski düzenin adamlarını rahatsız ederken, eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşan baronlar, düğmeye bastı.
ESKİ TÜRKİYE SEVDALILARI
Tüm dünya kriz içinde çırpınırken, Türkiye’nin 3. Havalimanı, 3. Köprü, Kanal İstanbul, Irak petrolü ve doğalgazı, İzmit köprü geçişi, Marmaray, Hızlı Tren gibi milyarlarca dolarlık projeleri hayata bir bir geçirmesi ile operasyonlar başladı. Baronların devlet içindeki uzantıları önce 7 Şubat 2012 MİT krizi, ardından Gezi olayları ve sonrasında 17 Aralık Operasyonu ile darbe yapmaya kalkıştı.
PAPERMOON’UN MÜDAVİMLERİ
Amaç Yeni Türkiye’nin şahlanışını engellemekti. Bunun için de Yeni Türkiye’nin yeni filizlenen patronları hedef alındı. Erdoğan’ı bitirmeyi kafaya koyan baronların Türkiye’deki patronları yapılan operasyonların hedefine ulaşması için kendilerine paralel bir rota çizdi. AK Parti döneminde zenginliklerine zenginlik katan iş dünyasının önde gelenleri, Eski Türkiye hayallerini gerçekleştirmek için yeni ortaklarının haritadaki karşılığı olarak Pensilvanya’yı seçti. Beyaz Türkler’in kalesi PaperMoon’da buluşan Türkiye’nin en önemli iş adamları, Pensilvanya’ya stratejik ortaklık turları düzenledi.
LİSTEDEKİ İSİMLER ANKARA’DA
Hiç akla gelmeyecek isimler, Gülen’i ziyaret edip bağlılığını bildirdi. Erdoğan’dan kurtulmak için Etiler ve Pensilvanya ortaklığı kuruldu. İş adamları Hizmet’e milyonlarca liralık bağış ve himmetlerde bulundu. Kimileri bunu elden teslim ederken kimileri ise gizli hesaplar kullandı. Özellikle 17 Aralık’ta Mustafa Süzer’in ziyaretiyle gün yüzüne çıkan Pensilvanya turları, bu olayın ardından hız kazandı. Bazıları Pensilvanya-Ankara hattında mekik dokudu. Önce ABD’ye bağlılıklarını bildirmeye gidip ardından da apar topar Erdoğan’ın Uzakdoğu gezisine yetişmeyi ihmal etmeyenler de oldu. O isimlerin listesi ise anında Ankara’ya iletildi. Ankara ise paralel yapıyla işbirliği yapan iş adamlarının bu ortaklık çalışması üzerine harekete geçti. Ankara kulislerinde eski Türkiye sevdalısı patronlar için 28 Şubat Davası’nın sivil ayağının da yakın süre içinde masaya yatırılacağı iddiaları dolaşmaya başladı.
PESİAD ESPRİSİ
Türkiye’nin en önemli iş adamlarının turistik geziye gider gibi Pensilvanya’ya uçarken, arada ilginç durumlar da oluşuyor. Randevular öncelikle Cemaat’e yakın gazetecilerden alınırken, milyarlık patronlardan bazıları bu görüşmeleri birbirlerinden bile gizli tutuyor. Ancak nüfusu bin kişiyi zor geçen küçücük Saylorsburg kasabasında randevuları çakışanlar enteresan karşılaşmalar da yaşıyor. Bu ziyaretleri gizlemeyen iş adamları için ise ‘Pensilvanya Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’ anlamında PESİAD ismi bile espriyle karışık telaffuz ediliyor.
ADRES: SAYLORSBURG
21 Mart 1999’da ABD’ye giden Fethullah Gülen, kısa süre New Jersey’de kaldıktan sonra yaklaşık 15 yıldır Saylorsburg’daki malikanede yaşıyor. Malikanenin arazisi 1993’te Gülen’in yakın arkadaşı Necdet Başaran tarafından Golden Generation (Altın Nesil) Vakfı adına satın alındı. Gülen’in 15 yıldır yaşadığı Pocono Dağı eteklerinde yer alan 10 dönümlük bu arazideki komplekste 9 müstakil ev var. Odalar genellikle ziyaretçiler için misafirhane, yemekhane, mescit, kütüphane ve konferans salonu olarak kullanılıyor.
3,5 MİLYON EURO’LUK BAĞIŞ
Erdoğan’ı devirmek için Cemaat ile işbirliğine giren patronlar, Hizmet’e milyonlarca Euro’luk bağışlar da yapıyor. Son olarak bir iş adamının 3,5 milyon Euro’yu çantasından çıkarıp verdiği iddia edildi. (TAKVİM)
Yıllarca bu ülkeyi Matild Manukyan’ın vergi rekortmenliğine mahkum eden alçaklar yeri, zamanı geldiğinde ‘Bas Bas Paraları Leyla’ya’ dan da kaçınmamışlar. Hatırlarsanız 6 kez vergi rekortmeni olan Matild Manukyan, vergi rekortmenleri törenine çağrılırdı ama plaketi medya önünde verilmezdi. İkincinin, üçüncünün plaketleri verilirken Madam Manukyan’a sadece orada bulunmak düşerdi. Yalan mı? Bunların müsebbipleri sizler, o gün ülkeyi idare eden ve ettirenler değil miydiniz? Türkiye’yi bu duruma getirmiş baronlara soruyorum; 980 kadının kazandığını yüz binlerce emekçi çalıştıran sizler, beyler sizlere söylüyorum, sizler kazanmıyor muydunuz? Kazanamıyorsanız Forbes’ta dünyanın en zengin kişileri arasına girip utanmadan sıkılmadan hava atmasını nasıl becerebiliyordunuz? Evet, bu ülkenin iliğini kanını emen vampirler, eğer bu ülkedeki gelişmeleri göremiyorsanız, Recep Tayyip Erdoğan Hükümeti öncesi genelev patronu Matild Manukyan’ın vergi rekortmenliğine bakın orada bu vatana nasıl hizmet ettiğinizi çok iyi görürsünüz. O dönemlerde bu devletten, milletten esirgediğiniz paraları şimdide bu ülkenin yıkımında nasıl kullandığınız çok iyi görüyoruz. Amacın tekrar bu ülkeyi Matild Manukyan’ın vergi rekortmenliği dönemine geri çevirmek olduğuna artık bu milletin uyandığını göremiyorsanız, yakında görürsünüz.