MEDYAGUNDEM.COM- Kara propaganda sitesi olan ve “karakter suikasti” ve “haysiyet cellatlığı” ile maruf Postmedya sitesine Akın İpek’in sahibi olduğu Bugün gazetesinden verilen büyük desteği sorguladık, BUGÜN cephesinde bir panik başladı ki sormayın…
Postmedya isimli yalan ve iftira merkezine BUGÜN yazarı Ali Atıf Bir’in “PR” yapmasındaki soru işaretlerini yazdık, nasıl karşılık vereceklerini şaşırdılar.
Bugün Ali Atıf Bir, öyle bir zorlama, öyle bir panik, öyle bir saçma yazıyla cevap verdi ki, akıllara ziyan bir durum ortaya çıktı. Kendisi de aşırı zorladığını farkındaydı ki, “Hoca delirdi” demeyin notunu bile düştü.
Patronu Akın İpek’in Postmedya isimli kara propaganda sitesiyle ilgisinin olmadığını anlatmak için Ali Atıf Bir köşesini zorlama bir senaryoya ayırdı.
Kendince “mizah” yaptığını sanan Bir’in yazısını aynen yayınlıyoruz ki, siz de eğer gülebilirseniz gülün diye:
(…)
Asrın en büyük kara propaganda örgütü: KAPÖ
Dört yıl önce üniversitede bir ders sırasında cep telefonum çaldı. Bir kadın sesi “Akın Bey arıyor” dedi. Hemen hazır ola geçtim. Kısa süre sonra Akın Bey’in sesi duyuldu “Atıf Hoca görevin var” dedi. “Buyurun komutanım” dedim. “Ankara’ya gelmen lazım.”
Özellikle reklamcılar, Brad Pitt’in başrolünü oynadığı Guy Ritchie’nin “Snatch” (Kapışma) isimli ünlü filmindeki 30 saniyelik Londra’ya uçma sahnesini iyi bilirler. Aynen öyle oldu ve 30 saniyede Ankara’ya Akın Bey’in karargâhına ışınlandım.
Kapıda Akrepli iki koruma üzerimi aradı. Üç saniye sonra Akın Bey’in odasındaydım. Ne göreyim, Vietnam’da birlikte savaştığımız Nuh Gönültaş da orada.
Akın İpek; o gün ilk ve son defa komando elbiseleri içinde gördüm. Başında da ilginç bir bere vardı, üzerine değişik bir kartal amblemi işlenmişti. Hemen arkasındaki dolaptan komando elbiselerimizi ve kartal bereli şapkalarımızı çıkarıp bize verdi. Giydik.
Akın İpek odanın ortasındaki kartal heykelinin yanına gitti. Biz de öyle yaptık. Ellerimizi kartal heykelinin üzerinde birleştirdi. Birden oda ışıltıyla aydınlanıp duvara kocaman “Asrın En Büyük Kara Propaganda Örgütü: KAPÖ” yazısı bindirildi.
“Çocuklar göreviniz” dediğinde hem Nuh hem de ben heyecanın zirvesine ulaşmıştık. (Bir çeşit Nirvana gibi.)
“Buyurun komutanım” diye haykırdık…
İki dakika sonra içeri bembeyaz elbiseler içinde kendini hayır işlerine adamış Melek İpek ve İpek Holding’in yatırım kararları için dünya pazarlarını incelerken gürültümüzle rahatsız ettiğimiz Tekin İpek girdi.
Bizi el ele ve o kıyafetlerle görünce haliyle biraz şaşırdılar. Ama bir şey de diyemediler. Akın Bey onlara kaş göz yapıp “sessizce” dışarı çıkmalarını istedi. Bir ara bocaladılar ama baktılar iş ciddi, dışarı çıktılar. Dışarı çıkarken “Vah vah iyi sıhhatte olsunlar” gibi bir şeyler duyduk ama çok da alınmadık.
Kaldığımız yerden devam ettik. Akın Bey görevimizi kısaca özetledi:
“Çocuklar dört yıl sonra kurulacak haber sitesi var, şimdiden görüyorum. Bu siteyi ezmemiz lazım. Bu yüzden hoca sen git Medyatava’ya çak, oradan da Postmedya sitesine övgüler düz!”
Nuh araya girdi: Ya ben komutanım!
“Sen dört yıl bekleyeceksin Nuh! Bir çeşit ‘uyuma’ durumu. Sonra bu site kurulunca da hemen bir liste yapıp Postmedya sitesini üçüncü olarak sunacaksın!”
Ben araya giriyorum: “Peki biz bunları yapınca ne oluyor komutanım!”
Akın İpek sinirleniyor: “Soru sorma hoca, soru sorma! Biz sana ve Nuh’a niye para veriyoruz. Benim başka işim yok, benim işim bu. 350 milyon dolara falan üniversite kurmak, geleceğe eser bırakmak bunlar boş işler. Önemli olan internette anlamsız anlamsız kara propaganda yapmak! Sağa sola sataşmak.” (O sırada zamanın Bizans filmlerinde Bilal İnci’nin yaptığı gibi Coca-Cola’sını içer ve ağzına üzüm atar, koluyla da ağzını siler.)
Nuh ve ben korkudan titriyoruz. “Daha ne duruyorsunuz! Dağılın” diye bağırıyor Akın Bey. Hemen çıkıp 30 saniyede İstanbul’da buluyoruz kendimizi ve planı uygulamaya koyuyoruz. Aradan dört yıl geçiyor. Söz konusu site olayın farkına varıyor. Kader ağlarını örüyor. Inınınnnnn…
“Hoca delirdi” diyorsunuz değil mi? Deliren varsa benim olmadığım kesin. İnternet haber siteleri dikkat çekebilmek için “asparagas”ın dibine vurmaya başladı. Kendine “haber sitesi” diyen bir site sanırım “gündem” olabilmek için hemen hemen yukarıdaki gibi bir senaryo üretmiş.
Sevgili çocuklar, öğrencilerim, çekirgeler!
Bu öykü yetmediyse başka bir öyküm daha var. Orada Akın Bey, Nuh ile bizi Rusya’ya çağırıyor. Kremlin’deyiz…Bunu da mı beğenmediniz? Hımm bir tane daha var. Biraz klasik orada katil uşak çıkıyor.
Allah aşkına saçmalamayın olur mu! Ben saçmalayınca neler olabileceğini bu yazıda görüyorsunuz. Bir saçmalarsam…
(…)