Anasayfa / ANALİZ / Özkök bugünkü yazısıyla kime şantaj yaptı?
ozkok-santaj

Özkök bugünkü yazısıyla kime şantaj yaptı?

MEDYAGÜNDEM- Ertuğrul Özkök bugün “Rabbim beni yine korudu” başlıklı yazısıyla medya gündemine bomba gibi düşen bir yazı yazdı. Özkök’ün yazısını okuduğunuzda aklınızda tek bir soru kalıyordu:

“Özkök kime şantaj yaptı?”

Los Angeles yolunda elinde içki kadehi ile Çetin Emeç’i düşündüğünü yazan Özkök, uçak Los Angeles’a doğru alçalmaya başladığında hayatının son 30 gözden geçirmiş!

Özkök’ün şu satırlarına dikkat:

“Çetin Bey’i, onun zarif siluetini, 40 derece sıcakta bile hiç bozulmayan kruvaze ceketini gözümün önüne getirdim. ‘İyi ki şarabım var’ dedim. Bu cümle bana iyi geldi, sonra o cümlenin devamı geldi: O deli cüretiyle, ‘İyi ki şarabım var, onun sayesinde bu yazıyı yazabildim’ dedim. O üç kadeh şarap ki, içimdeki öcüyü kovdu, korkuyu pestile çevirdi… Onun sayesinde ki, içimde otosansüre nanik yaptım, dümdüz gittim, kafa tuttum. İçimden geçeni yazabildim… Daha ileri de gidebilirdim. Ama 3-5 kadeh daha içmeliydim… Yirmi yıldır beni bombalara, kem gözlere, nazara karşı koruyan yüce Allah’ım yine beni korudu… Uçak inişe geçti. Ve içki servisi kesildi…”

Asıl bomba Özkök’ün köşesindeki “Çok önemli not” uyarısı:

“ÇOK ÖNEMLİ NOT: İçkinin fazlası zararlıdır. Kimseye içki tavsiye etmem. İçecekseniz bile benim gibi 2-3 kadehte durun. Gerisi çok tehlikelidir… Abuk sabuk konuşursunuz, başınıza bir iş gelebilir…”

Hürriyet’in bir suikast sonucu öldürülen yayın yönetmeni Çetin Emeç’li, içkili, “abuk sabuk konuşma”lı bu yazı da neyin nesi? Emeç’ten sonra Hürriyet’in tepesine oturup 20 yıl o koltukta kalan Özkök, patronu Aydın Doğan’a bir mesaj mı gönderiyor? “Bak konuşurum” diyerek Doğan’a şantaj mı yapıyor?

Özkök’ün bu yazısı medya kulislerinde “patronuyla ilgili sırlarına dair konuşursam bitersin” tehdidi olarak algılandı.

medyagundem.com

MEDYAGUNDEM

bylock2

FETÖ’den üç maymun emri!

FETÖ soruşturmalarda izlenecek savunma stratejisini, üyelerine ByLock’la yollamış: Kaçamak yanıt verin. Himmetleri ‘Ailem verdi, arabayı …

tsk2

TSK’ya darp kumpası

Hudut hattında yakalanan kaçaklara kötü muamele yapan askerlerin görüntülerinin yurt dışından servis edildiği belirlendi. Söz …

truk

İşte Türk budur!

İftira atıyorsunuz, dışlıyorsunuz ama bunu yaptığınız Türkler, korkusuzca vahşi saldırganı durdurup onlarca insanın hayata veda …

2 Yorumlar

  1. Her zaman gazete aldığım bayiden Bild Zeitung isteyince, adam hayretle yüzüme baktı ve “bir şey mi oldu?” dedi. Yüzüme bakıp da hasta olmadığımı anlayınca gazeteyi uzattı.

    Böyle davranmasının nedeni, Almanya’da Bild-Zeitung-Leser diye bir kavramın bulunmasıdır. Bild gazetesi okuyan kişi…

    Bu kişinin eğitim düzeyi sınırlıdır. Fazla düşünmekten hoşlanmaz. Kısacası ortalama ve hatta biraz geri bir insandır.

    Almanya’nın bu en çok satan gazetesi esas olarak bu insanlara hitap eder.

    Ama hakkını yememek gerek: Bild, Türkiye gazeteleri açısından bakılırsa yine de daha kaliteli sayılır.

    Gazetede her şey vardır: Çıplak kadın fotoğrafından, ucuz ve gerekli ilaçlara; futbol haberlerinden, Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Llosa’ya; son filmlerden dış haberlere; günlük faldan gazetenin dağıtıldığı bölgeden haberlere kadar çok sayıda fotoğrafla birlikte ne ararsanız vardır. Yazı ve haberlerin tamamına yakını kısacıktır. Birkaç cümleyle konu anlatılıverir. Böyle bir anlatım, kaçınılmaz olarak az sayıda örnekten büyük genellemeler yapılması yolunu izler.

    İlk sayfada sık sık soru işaretli manşetler görülür.

    Örneğin geçenlerde bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Wulff, sadece Hıristiyanlık ve Museviliğin değil, İslam’ın da Almanya’ya ait olduğunu söylemişti. Bunun üzerine “oldu mu şimdi?” gibilerden bir soru sorulur.

    24 sayfalık gazetenin fiyatı da ucuzdur: 60 Cent.

    Gazeteyi baştan aşağıya gözden geçirip son sayfayı da bitirdiğiniz zaman, karışık bir çorbanın içinden çıkmış gibi olursunuz. Her şey vardır ve hiçbir şey yoktur.

    Sürekli olarak bu gazeteyi okursanız, kısa zamanda her konuda fikir sahibi olursunuz. Ne ki, bu fikriniz de birkaç cümleden öteye gitmez.

    HOŞ GELDİN ERTUĞRUL ÖZKÖK!

    Ertuğrul Özkök, birkaç gün önce, Hürriyet Gazetesi’nde “Bild’de de yazacağını” duyurdu. Ek olarak, yazılarıyla iyi provokasyon yaptığını belirtti ve “çok eğleneceğiz” diye eklemeyi de unutmadı.

    Kendisi, Hürriyet Gazetesi’ndeki yorumlarının kalitesiyle Bild gazetesine gerçekten de uyar.

    Bild, okunup unutulan bir gazetedir. Sabredip hepsini okusanız bile, birkaç saat sonra okuduklarınızın çoğunu unutursunuz. Aklınızda sadece birkaç tane büyük yazılmış başlık kalır, o kadar.

    Ertuğrul Özkök gerçekten de yerini bulmuş!

    Bir gazete sayfasının dörtte birini kaplayan ve her gün yayınlanan, girişi de ilk sayfadan verilen yazılarına genellikle bakmazdım. Yöntemi belliydi: Bir olayı alır ve hemen genelleme yapar. Bunu yapanın Paris’te sosyoloji doktorası yapmakla övünmesi de ayrı bir garipliktir.

    Paris deyince aklıma geldi…

    Özkök, kendi ifadesine göre, 1968’de Paris’tedir ve 1968 eylemlerinin içinde yaşamıştır.

    O yıllardan Özkök’ü tanıyan M. Şehmus Güzel, editörü olduğum Yazın Dergisi’ne yazdığı bir yazıda, bunun doğru olmadığını belirtmişti. Özkök, bırakın olayların içinde olmayı, o çevreden bile geçmezmiş.

    Hatırlarım, kendisi Hürriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olmadan önce, “Elveda Başkaldırı” adlı bir kitap yayınlamıştı. Kendisini tanıyanlar da, “Ne zaman başkaldırdın da elveda diyorsun?” diye sormuşlardı.

    Umarım Bild’de 1968’deki aşırı abartmalı anılarından söz etmez. Yoksa kısa sürede kapıyı gösterirler… Bu gazete her zaman açık bir 68 karşıtı olmuştur.

    KÖŞE YAZARI ENFLASYONU

    Türkçe gazeteleri biliyorsunuz, köşe yazarından geçilmez. Üstelik bunlar her gün yazı yazarlar. Bu kadar çok insan bir de her gün yazı yazınca, yazılanların çoğunun abuk subuk metinler olması kaçınılmazdır. Sık sık konu sıkıntısına düşen yazarlar, bu nedenle sürekli olarak birbirlerine de sataşırlar.

    Ertuğrul Özkök’e göre analiz yapan yazarların geleceği parlakmış.

    Bunu nereden biliyor diye sorarsanız, bir ABD kuruluşunun yaptığı araştırmadan böyle bir sonuç çıkmış.

    Tipik bir Bild gazetesi mantığı…

    ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde her gün yazan köşe yazarı yoktur. En fazla haftada birkaç kere yazanlar vardır. Onların yazıları da ciddi araştırmalara dayandığı için içerikli metinlerdir. Gelecekte bu tür yazarların daha fazla aranacaklarını söylemekle, Türkçe gazetelerdeki köşe yazarlarının ne ilgisi var?

    Bambaşka bir ülkedeki örneği alıp buraya taşımak ve bundan da işine gelen sonucu çıkarmak tipik bir Ertuğrul Özkök yöntemidir. Aynı yönteme dayanan yazıları Bild için de kuşkusuz yazacaktır.

    Umarım hiç olmazsa Bild’in düzeyini tutturur!

    Engin Erkiner

    Cumartesi, 09 Ekim 2010 13:45

    Dere Nahiyesi

  2. HAMBURG (hh) -Yıllarca Türkiye’de attığı manşetlerle gündemi belirledi. Yakın tarihe tanıklık etti. Sevenleri kadar sevmeyenleri de çoğaldı. Son bir yılda hedef tahtasına oturtuldu. Ve AK Parti’nin baskısı sonucu Hüriyet’teki 20 yıllık yayın yönetmeniğine nokta koydu..

    İşte Türkiye’nin ünlü gazetecisi Ertuğrul Özkök, şimdi de Almanya’nın en çok satan gazetesi BİLD’de köşe yazarlığı yapacak..

    Özkök’ün Bild gazetesindeki yazsını Almanca ve Türkçe olarak veriyoruz…

    Neue BILD-Kolumne des berühmtesten Journalisten der Türkei
    Hier schreibt ein Türke an seine Landsleute & die Deutschen

    Von Ertugrul Özkök

    Liebe BILD-Leserinnen und BILD-Leser,

    mein Name ist Ertugrul Özkök. Sie können es zwar nicht sehen, doch befindet sich normalerweise ein kleines, halbrundes Zeichen über dem „g“. Das zeigt, dass mein Name nach dem „türkisierten“ lateinischen Alphabet geschrieben ist. Ich wurde 1947 in Izmir geboren. Meine Eltern waren aus Bulgarien in die Türkei ausgewandert.

    Ich bin Moslem, bete aber nicht fünfmal am Tag, ich faste nicht im Monat Ramadan, ich besuche keine Moschee. Ich bin jedoch ein guter Weinkenner.
    Ich habe Politologie studiert und in Frankreich in Informationswissenschaften promoviert. Danach wurde ich Journalist und war 20 Jahre lang Chefredakteur der Tageszeitung „Hürriyet“.

    Nun mögen Sie denken: Was will denn ein Türke bei unserer BILD-Zeitung? Nun, ich bin ein recht lustiger Mensch. Seien Sie versichert: Wir werden viel Spaß zusammen haben.

    In Anlehnung an einen Romantitel von John Irving verspreche ich Ihnen „The world according to a Turk“ – ich werde Ihnen in meiner neuen BILD-Kolumne erzählen, wie die Welt mit den Augen eines „etwas anderen“, eines „nicht angepassten“ Türken aussieht.

    Ich liebe es, Risiken einzugehen.

    Ich werde vermintes Gebiet betreten.

    Manchmal werde ich Deutsche verärgern, manchmal Türken. Manchmal werden mich Muslime gut leiden können, manchmal Christen. Und manchmal werde ich beide Gruppen gegen mich aufbringen – provozieren kann ich gut.

    Wenn Sie wollen, gebe ich Ihnen schon mal eine Kostprobe: Sarrazins Sicht bezüglich Türken, zum Beispiel. Ich schwöre, ich teile seine Meinung voll und ganz. Ich habe auch so einige Gedanken zur Genetik von „dummen Türken“.

    Doch … An meine deutschen Leser und Leserinnen, die Herrn Sarrazin unterstützen: Freuen Sie sich nicht zu früh. Und an meine türkischen und kurdischen Leser- und Leserinnen: Auch Sie sollten sich nicht gleich freuen. Etwas Geduld …

    Versprochen. Wir werden Spaß miteinander haben.

    XXXX

    İşte Özkök’ün Almanca yazısının Türkçe çevirisi:

    ERTUGRUL OZKOK

    BU ADAM DA NEREDEN ÇIKTI

    Sevgili Bild okurları.

    Benim adım Ertugrul Ozkok.

    Siz görmüyorsunuz ama; “O’ların” üzerinde noktalar, “G’nin” üzerinde de işaret var.

    Bu, adımın Türkleştirilmiş Latin alfabesi ile yazıldığını gösteriyor.
    1947 yılında Izmir’de doğdum. Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmiş bir anne ve babanın çocuğuyum.

    Müslümanım, ama namaz kılmam, oruç tutmam, camiye gitmem.
    Buna karşılık iyi bir şarap uzmanıyım.

    Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudum. Fransa’da “Enformasyon bilimleri” dalında doktora yaptım.
    Sonra gazeteci oldum ve 20 yıl boyunca Hurriyet Gazetesi’nin genel yayın yönetmenliğini yaptım.
    Ben çok eğlenceli bir insanım. Emin olun birlikte epey eğleneceğiz.

    John Irving’in romanının başlığıyla size şunu vaat ediyorum:
    “The world acording to a Turk.” Yani, aykırı ve farklı bir Türk”ün gözüyle neler görünüyor anlatacağım.

    Risk almayı severim.
    Mayınlı arazilere gireceğim.
    Bazen Almanları kızdıracağım, bazen Türkleri.
    Bazen Müslümanların hoşuna gideceğim, bazen Hıristiyanların.
    Bazen ikisini birden kızdıracağım.
    Diyorum ya, provoke etmekte çok kabiliyetliyim.
    İsterseniz şimdiden bir örnek vereyim.
    Mesela Sarrazin’in Türkler’le ilgili görüşü.
    Vallahi adama tamamen katılıyorum.

    “Aptal Türklerle” ilgili benim de genetik görüşlerim var.
    Ama…
    Sarrazin’i destekleyen Alman okurlarım sakın hemen sevinmeyin.
    Sarrazin’e kızan Alman ve Türk okurlarım, tabii Kürt okurlarım da, sakın siz de hemen sinirlenmeyin.

    Biraz sabır…

    Söz. Birlikte eğleneceğiz.

    – hamburghaber.de

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir