MEDYAGÜNDEM- A Haber’de Özge Özsağman’ın sunduğu, Avni Özgürel, Ali Bayramoğlu, Salih Tuna ve Prof. Dr. Ferhat Kentel’in katıldığı “Pazartesi Sendromu” programında Akil İnsanların saha çalışmaları, çözüm sürecinde atılan adımlar, CHP’de yenilikçi-ulusalcı kırılması ve Fazıl Say’a verilen 10 aylık hapis cezası masaya yatırıldı.
Programa damgasını ise Salih Tuna’nın “Kendimi yenilmiş bir ülkenin vatandaşı gibi hissediyorum” açıklamasını yapan ünlü Oyuncu Oktay Kaynarca’ya verdiği tepki vurdu. Tuna, “Oktay Kaynarca ‘Ben kendimi PKK’ya yenilmiş hissediyorum’ diyor. Demek ki böyle insanlar var, bunları yok sayamayız. Çözüm süreci doğası itibariyle resesif bir ifade. Yeniden Büyük Türkiye süreci olarak tanımlanması önemli. Türkler-Kürtler el ele yeniden büyük Türkiye’yi inşa ediyorlar” dedi. Başbakan’ın ifadesiyle 300 milyar doların bu belaya harcandığını belirten Tuna sözlerine şöyle devam etti:
“Ekonomik boyutuyla, demokratikleşmeyle topyekun düşündüğümüzde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Sağcı, Solcu kol kola yeniden Büyük Türkiye’yi inşa ediyor. O nedenle Oktay Kaynarca gibi kardeşlerimiz boşuna yenilgi psikolojisine girmesinler, kimse yenilmiyor. Sadece el ele, kol kola veriyorlar. Nasıl ki Kurtuluş Savaşı’nda birlikte bu ülkeyi kurtardılar, bir mücadele verdiler şimdi de bir inşa sürecinde bulunuyorlar. Yaşanılan ulus devletin bir rahatsızlığıydı, bir arızalı dönemdi. Toplumdaki bu semptomlar rehabilite edilmeli.”
“KENDİMİ YENİLMİŞ ÜLKENİN VATANDAŞI HİSSEDİYORUM”
Oktay Kaynarca, dün verdiği bir röportajda çözüm süreciyle ilgili şu açıklamaları yapmıştı:
“Neden yenilmiş bir ülkenin vatandaşı gibi hissediyorum kendimi bilmiyorum ama umarım yanılıyorum. 30 yıldır bu memleket savaşıyor. Savaşın biçimi de yanlış. İki tarafa da şu anlatılmalıydı. Ne için savaşılıyor farkında mısınız? Büyük resmi görün önce. Orduyla, polisle savaşanlar sadece teröristler değildi. Onların da piyon olduğu başka bir resim vardı ama onlar da ne için savaştıklarını göremediler. Onlar da bir takım tuhaf duygularla dağa çıkarılmış insanlar. Net gerçeği masaya yatırdığımızda ortaya şu durum çıkıyor. Biz manyak mıyız. Biz birbirimizi ne için öldürüyoruz. Bizim birbirimizi öldürmemiz için ortada bir sebep yok. Bir sorun varsa eğer o da ekonomiyle alakalı. Terörün bir Türk-Kürt meselesine dayandırılıyor olması bence büyük bir safsata. Sadece bu değil, bu işin yüzde 60-70’i ekonomiyle ilgili. O bölgede ekonomik anlamda yetersizliklerden kaynaklanan sorunlar, kayıt dışı ekonomi, uyuşturucu ekonomisi büyük bir etken olmaya başladı ve işin içinden çıkılmaz bir hal alınca kontrol elden gitti.”