Oda TV “FETÖ darbemizi çaldı, biz şimdi nasıl darbe yapacağız” krizine
medyagundem.com
15 Temmuz’da TSK içindeki FETÖ’cü teröristlerin kalkıştığı darbeye bugün Türkiye’de bazıları karşı çıkıyorsa bunun sebebi, darbeye karşı olduklarından değil, kendilerinin yapmak istedikleri darbeyi FETÖ’nün çalmış olmasındandır.
O “bazıları”na en çarpıcı örnekse Oda TV’dir. Soner Yalçın’ın sitesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirme konusunda FETÖ’den az bir öfke ve nefrete sahip değildir. FETÖ kadar Erdoğan’dan kurtulmayı arzu ederler. Bunun için kendilerinden olan askerlerin darbe yapması için yapmayacakları şey yoktur. Nitekim yapıyorlar da… Oda TV’nin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni darbeye kışkırtma konusundaki algı operasyonları arşivlerinde hala durmaktadır.
Dedik ya Oda TV’ciler FETÖ’ye kendi yapmak istedikleri darbeyi çaldığı ve zaman kaybettirdiği için öfkeliler. Yani darbe, Erdoğan’ı devirmek için en çok arzu ettikleri şey.
Kanıt mı istiyorsunuz?
Bugün Oda TV’de Mümtaz İdil imzalı yazıya bakıverin bir zahmet… Oyuncağı elinden alınmış bir ergen öfkesiyle oturmuş yazmamış sadece kusmuş İdil… Baştan sona bir Erdoğan nefreti…
Temennilerine de “Erdoğan en zayıf günlerini yaşıyor” başlığını vermiş.
Yazıda hiçbir somut veri, bilgi yok, dayanaksız tehdit dolu satırlar…
Oda TV’ci Mümtaz İdil, öfkesinden ve çaresizliğinden şu duygularını açık etmiş; “bizimkiler darbe yapacaktı FETÖ darbemizi çaldı, Erdoğan’dan da kurtulamadık, kahretsin…”
Hala da bir umut acaba “bizim çocuklar asıl darbeyi başarabilirler mi” umudunu taşıyor.
Erdoğan’dan kurtulamadıkları için ve de darbeye artık çıkan bir yol kalmayıp da çıkmaz sokakta öfke bunalımları yaşarken de Mümtaz İdil, kalemiyle kin kusmuş.
Ama nasıl bi darbeci olduklarını da bolca açık ederek…
“Şu anda Türkiye öylesine karmaşık günlerden geçiyor ki, bir sonraki günü tahmin etmek neredeyse imkânsız. Bu da doğal olarak insanları hırçınlaştırıyor, umutsuzlandırıyor ve daha da önemlisi belirsizleştiriyor. Sabah kalktığında kendisini aynada hayran hayran izleyen insanlar, daha akşam olmadan “depresyon” denilen belanın tam ortasına düşüveriyor. Aynaya bakmıyor, çünkü artık hayran olduğu kişi orada değil, onu biliyor.” diye yazan adam aslında kendini tarif ediyor. Umutsuz, çaresiz ve depresyonda… O da öfkesini Erdoğan’a şu satırlarla kusuyor:
“AKP ile Erdoğan’ın “kuvvetli” bağları koptu kopacak. Artık AKP, tüm liderlik vasıflarına rağmen daha fazla Erdoğan’ı sırtlanmak istemiyor. AKP’nin hepsi değil, ama önemli ağır topları Erdoğan’dan rahatsız. Fethullah Gülen ve örgütüne karşı verdiği “sanal” mücadelenin inandırıcı olmadığı düşüncesindeler. Aslında kendilerine bulaşmadığı sürece bu mücadele onları pek ilgilendirmiyor. Asıl mesele bundan sonra AKP’nin nasıl ayakta duracağı. Güneydoğu’dan gelen ölüm haberleri sıklaştıkça, terör denen belanın AKP’yi zayıflattığına inanıyorlar. Bu arada Suriye’nin kuzeyine balıklama dalan Türk ordusunun oralarda ne yaptığı konusunda da kimsenin bir fikri yok. Medya başlarda büyük harflerle neredeyse savaştayız manşetleri atmaya başlamıştı, şimdi onlar da kesti, zira orada savaş filan olmadığını öğrendiler.”
İdil Ak Parti ile Erdoğan’ın “kuvvetli” bağlarını koptuğunu bir öfke bunalımı ile darbeden ümidini kesmiş bir looser hezeyanıyla yazısına boca ediyor. Dedik ya başaramadılar, FETÖ darbeyi ellerinden çaldı, bunlar da Erdoğan ile Ak Parti arasında acaba bir fitne çıkarır mıyız hesabı yapıyorlar…
Şu satırları yazanın bir kez daha tekrarlayalım derdi analiz yapmak ve durum tespiti değil, Erdoğan’ı hala muhtemel bir darbeyle tehdit edip, darbeyi düşünenler varsa da onları cesaretlendirmek:
“Erdoğan’ın gerek cumhurbaşkanlığında gerekse Türkiye siyasetinde fazla ömrü kalmadı. Her yönden sıkıştırılıyor. ABD, iç siyaset, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, komşular vb., artık Erdoğan’ı istemiyor. Bir tek dayanak noktası kaldı, ki onu da bence kendi yarattı, kendisine taparcasına boyun eğen tabanı. Onların ise ne siyasetle ne de ülkenin geleceği ile ilgileri var. Günübirlik yaşıyorlar ve davranıyorlar. Oysa Erdoğan’ın ihtiyacı o değil. Onların sokaklara dökülmesi ise, Erdoğan’ın siyasetten zorunlu olarak uzaklaşmasını engelleyemeyecek.”
Sanal abd karşıtları bunlar.Birdahaki sefere seninkilerinde kıçından kan alırız şahsiyetsiz mümtaz!