MEDYAGÜNDEM- Rasim Ozan Kütahyalı bugün SABAH’taki köşesinde ilginç bir medya notu paylaştı. Son iki yıl içinde “demokrat” diye bilinen bazı yazarların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”a ısrarla ve inatla “Tek Adam” ve “Diktatör” diyerek niye cephe açtıklarının perde arkasına dair bir paylaşımda bulundu.
“Bu mesele etrafında hepsini yakından tanıdığım bu yazarlarla sık sık konuşmaya hatta onları buluşturmaya gayret ediyorum. Entelektüeller arası bu yarılma tamamen kopma ile sonuçlanmasın ve kalemden kılıçlar çekilmesin istiyorum…” diyen Kütahyalı farkettiği ilginç durumu da şöyle açıkladı:
“Öte yandan son dönemde bu yazarlarla yaptığım telefon konuşmalarında bir şeyi fark ettim.
Bu yazarların çoğunluğu dilleriyle ve kalemleriyle Erdoğan’a ‘Tek adamlaşıyor. Diktatörleşiyor’ deseler de gerçeğin böyle olmadığını çok iyi biliyorlar…
En azından içgüdüsel olarak mevcut ‘Yeni rejim’in gerçeklerini biliyorlar ama gerçekleri söylemeye ve yazmaya korkuyorlar…
Nereden mi biliyorum? Anlatayım.
Bu yazarlarla telefonda konuştuğumda hemen hepsiyle hep aynı şeyi yaşıyorum…
İsimleri şimdilik ben de saklı. Başlıyoruz konuşmaya.
‘Tek adam rejimi var. Baskı rejimi bu ülkede artık’ diyorlar.
‘Resmen diktatör bu Tayyip. Görmüyor musun?’ diyorlar.
‘Bu ülkede bir Erdoğan sorunu var artık. Anla artık bunu’ diyorlar.
Fakat aynı yazarlar başka netameli konulara girildiğinde dut yemiş bülbüle dönüyorlar…
Devlet içinden kimi kesimlerin Erdoğan’a karşı girişimleri, kimi tarihler ve somut isimleri konuştuğumuz an hemen hepsi nedense aynı tepkiyi veriyor… Ve aramızda hep aynı diyalog oluyor.
– Rasimcim bu konuları yüz yüze konuşalım.
ROK- Yahu n’oldu birden?
– Telefonda sağlıklı olmaz. Yüz yüze konuşalım.
– E deminden beri konuşuyorduk, n’oldu şimdi?
– Yok Rasimcim sonra konuşuruz, görüşmek üzere…”
O YAZARLARA ŞANTAJ MI YAPILDI?
Kütahyalı tuhaf duruma, “‘Tek adam rejimine gidiyoruz. Farkında değil misin?’ diye bana çıkışıyorlar. Ekranlarda da bunu haykırıyorlar. Fakat o ‘Tek Adam’ emir verdiğinde hizaya geçmesi gereken(?) memurların oluşturduğu kimi çevrelerden tir tir titriyorlar. Onlarla ilgili yüz yüze bir dostlarıyla konuşurken bile etraflarını kolaçan ediyorlar ve telefonlarını uzak bir yere atıyorlar…” diyerek dikkat çekti.
Soru da son derece manidar:
“Bu nasıl bir ‘Diktatör’ ki aydınlar bu ‘Diktatör’den daha çok o ‘Diktatör’den hiç hoşlanmayan kimi memurlardan korkuyor?”
Biz de Kütahyalı’nın sorularını daha da ileri taşıyıp şunları soralım: O sözde “demokrat” yazarlara kimler nasıl şantaj yaptı? Neyin karşılığı böylesi “tetikçi” haline getirildi? “CHP Genel Müdürü” Kılıçdaroğlu ile o sözde “demokrat” yazarlar nasıl aynı dalga boyunda buluştu?
medyagundem.com