AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç ile üniversite yönetimi hakkında ağır suçlamalarda bulundu. Rektör Prof.Dr. Saraç’ın ‘Paralel yapıya’ hizmet ettiğini öne süren İçten, 64 maddelik yolsuzluk, hırsızlık ve cemaate ilişkin iddialarda bulundu.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, Dicle Üniversitesi’nde (DÜ) birtakım yolsuzluk ve usulsüzlüklerin olduğunu iddia ederek “Rektör, rektör yardımcısı ve yönetimini istifaya davet ediyorum. Bütün güvenirliklerini yitirmişlerdir. Elimizde belgelerimiz var. Bunu savcılıkla paylaşacağız” dedi.
İçten, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) düzenlediği basın toplantısında, 17 Aralık’ın çözüm sürecine vurulmuş bir darbe olduğunu, birilerinin ülkenin büyümesinden ve gelişmesinden ciddi rahatsızlık duyduğunu söyledi.
“Hepsiyle mücadele edeceğiz. Diyarbakır milletvekili olarak Dicle Üniversitesi ile başlıyorum. Korkumuz yok. Kimsenin şahsi ve özel hayatıyla sorunumuz yok” diyen İçten, üniversitede, “yolsuzluk ve usulsüzlük” yapıldığını iddia etti.
Basın mensuplarına dağıttığı dosyada, üniversite yönetimine yanıtlamasını istediği 64 soru yönelten İçten, “Rektör, rektör yardımcısı ve yönetimini istifaya davet ediyorum. Bütün güvenirliklerini yitirmişlerdir. Elimizde belgelerimiz var. İki yıldır bu konuda çalışma yürütüyorum. Sayın Başbakanımızın da bu bilgilerden haberi var. Ben onların o pisliklerine göz yummayacağım. Önümüzdeki süreçte Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağım” diye konuştu.
“Derin güçlerle, Türkiye düşmanlarıyla işbirliği içerisinde olan F tipi örgütün, Haşhaşilerin, Gülenizm önderliğinde kurulan bu vakfın açtığı üniversitenin isminin Selahaddin Eyyübi olmasını istemiyorum. Sivil toplum kuruluşları bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturmalı. DÜ yönetiminin yanıtlamasını istediğimiz bazı husurlar var. Üniversitede yapılan ihalelerde yönetmeliğe uyuldu mu? İhalelerin yüzde 80’i davetiye ve teklif usülüyle yapılmışsa orada bir soru işareti vardır. Hangi şirkete, o şirketin sahibi kimdir biz bunları biliyoruz. Üniversite bunu açıklasın. Orayı finans eden, bütün binalarını yapmak için Maliye Bakanlığından ödenek yollayan AK Parti iktidarıdır.”
“Devletin üniversiteye tahsis ettiği araziler kimlere satıldı?” diyen İçten, şunları söyledi:
“O araziler kimlere peşkeş çekilmiştir. Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığınca tahsis edilen idari kadrolar, kimlere peşkeş çekildi. Rektör Ayşegül Jale Saraç hanım, o göreve gelmeden önce üniversitenin öğrenci ve öğretim elemanı sayısı kaçtır, çalışan sayısı kaçtır. Şimdi kaç olmuştur. Yüzde 200 bir artış olabilir mi? YÖK’ün tahsis ettiği akademik kadrolar nasıl ve ne şekilde kimlere verildi? İsimleri, geldikleri yerler, gelmeden öncedeki akademik kadroları ve geldikten sonraki akademik kadroları önemli. Bunların bütün detayları bizlerde mevcut.”
Üniversite yönetimine “Bu gelen yeni kadroların aldıkları maaşların yüzde 10 ile yüzde 20 arasında F tipi örgüte haraç olarak verildi mi?” sorusunu yönelten AK Parti Milletvekili İçten, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Rektör Ayşegül Jale Saraç hanım, gazetelere parayla haber yaptırıp, eski bakanlarımızdan, şuan genel başkan yardımcımız olan Hüseyin Çelik’in kendisine 4-5 yıl önce vermiş olduğu plaketi reklam olarak koyup, ‘Ben Haşhaşi değilim, üniversitede paralel yapı yok, ben paralelci değilim’ diye parayla ilan veriyor. Sen Haşhaşi değilsen, paralelci değilsen niye rahatsızsın. Gazeteye ilan vererek, kimse kendini temize çıkaramaz. ”
Korsan sekreterlik yapıyor
Üniversitede suç işlendiğini ileri süren İçten, şunları ifade etti:
“Üniversitenin genel sekreterini Sabri Eyigün olarak biliyordum. Öyle değilmiş. O göreve asaleten bakan biri olmasına rağmen Eyigün vekaleten bakan kişiymiş. Korsan sekreterlik yapıyor. Bu koltukta asaleten oturan biri varken, hangi hukuk normlarına göre vekaleten biri atanıyor. Asıl genel sekreter hiçbir evrağa imza atmazken, vekaleten bakan Eyigün, bütün evraklara imza atıyor. Ey YÖK nerdesin? Uyuyor musun? Bu kabul edilir birşey değil. Yasalara aykırı bir durum. Ama adamlar zaten ülkeyi ele geçirmiş. Hakim ondan, savcı ondan, emniyet müdürü ondan. Mahkemeye kim giderse gitsin her zaman DÜ lehine karar çıkar. Kararların yüzde 80-90’ı üniversitenin lehine çıkıyor.”
Akademik sınav sorularının cevapları dağıtıldı iddiası
“Akademik kadrolar dağıtılırken yapılan sınavlar öncesinde sınava girecek kendi elemanlarına sınavdan bir, iki gün önce sınav sorularının cevapları dağıtılıp bilgiler verildi mi?” diye soran İçten, şöyle dedi:
“Üniversite, F tipi örgüt lideri olan zatın vakıflarına kaç defa finansör oldu. Selçuk Üniversitesi’nin yaklaşık 100 bin öğrencisi var. Yaklaşık 5 bin personel hizmet veriyor. Dicle Üniversitesi’nin 26 bin öğrencisi var 5 binin üzerinde personel ile hizmet veriliyor. DÜ adama göre iş veriyor, işe göre adam değil. Akademik personel olan ve derslere girdi gibi gösterilen, evrak üzerinde görev yapıyor gibi gözüküp fiili olarak çalışmadığı halde bankamatik memuru olan kaç öğretim elemanı var? ÖSYM ve Açık Öğretim Fakültesi sınavlarında görev verilen personeller üniversiteden olması gerekirken kurumun dışında üniversite ile ilgisi olmayan ve hatta kamu görevlisi olmayan kişilere görev verildi mi? Bunlar kimdir? Kimlerin referansı ile bu görevler verilmiştir. Acaba bunlar sınava girenlere cevapları dağıtmak için mi görev aldılar.”
“Kendisine oy vermeyenleri fişledi”
Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın rektör seçilmeden önce AK Parti’nin milletvekili adayı olduğunu hatırlatan İçten, “Rektörlük seçiminde 112 oy alarak 3. olmuş, bunlara rağmen AK Parti’nin kurucusu olan ve şuan bu ülkede Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül tarafından atanıyor. Göreve geldiğinden bu yana 500 öğretim üyesi ithal etmiş, gelenlere de ona oy verme şartı koşarak ikinci seçimlerde en yüksek oyu bu şekilde almıştır. Nitekim kendisine oy vermeyenleri de fişleyerek üniversiteden uzaklaştırmıştır” ifadesini kullandı.
Sayıştay incelemesi
“Rektör Saraç ve onun Pensilvanya’dan emir alanları, seçim günü ithal ettiği öğretim elemanlarına mesaj atarak, ‘oyunuzu AK Parti dışında bir partiye verdirterek, verdiğiniz oyun resmini çekip isminizi yazarak şu mail adresine yollayın’ denildi mi?” diyen İçten, şu iddialarda bulundu:
“2007 dönemine ait üniversite hesaplarını Sayıştay incelenmeye aldı, sonuç olarak birçok kalemde yaklaşık 200 milyon lira yolsuzluk tespit etti. Sayıştay kamu zararının giderilmesi ile ilgili mevcut şu anki yönetime ilgililer hakkında gerekli adli ve idari işlerin yapılmasını raporda istediği halde bu konu hakkında neden bir işlem yapılmadı?”
Dicle Üniversitesi’ndeki karşıt görüşlü iki grup arasında yaşanan gerginliğe de değinen İçten, “Çözüm sürecinde üniversitede öğrenciler arasında olan çatışmalarda ve Türkiye’ye sıçrayan olaylarda üniversite yönetimin katkısı var mı? Çözüm sürecinde 900 ağaç kimler tarafından seçim sürecine girerken maksatlı kesildi amaçları neydi?” dedi.
“Paralel yapının adliye ayağı ile üniversitenin arasında ciddi ilişki yumağı vardır” iddiasında bulunan İçten, “Şimdisi için söylemiyorum. Rektör hanımın geldiği süreçleri konuşuyorum. Rektör ve DÜ ile ilgili Allah kimseyi mahkemeye düşürmesin. Mahkemeye düşenin hayatı kaydı. Ne yaparsanız yapın DÜ her zaman haklıdır. Mahkeme kararlarında araştırabilirsiniz” diye konuştu.
İçten, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“DÜ Yabancı Diller Merkezinde yapılan Uluslararası İngilizce Sınav Sistemi’nde (IELTS) yaklaşık 48 kişi sınava girmiş, bunlardan 45’in üzeri sınavı kazanmıştır. YÖK, Türkiye’de bu örnekler arttı diye dikkat ediyor ve bunların sınavlarını kabul ettikten sonra sıkıntı var diyerek sınavı kaldırıyor. YDS’de DÜ’de yüksek puan alan kaç öğretim elemanı vardır. Bunlar yarın bir sözlü sınav yapıldığında gerçekte bu dilleri biliyorlar mı? Haşhaşi oldukları iddia ettiğimiz zatlar, Diyarbakır’da haftalık, aylık sözde cemaat toplantılarına iştirak etmişler mi? Bu toplantılar kendi evlerinde yapıldı mı? Diyarbakır halkının dahi içeriye alınmadığı kampüs içlerine milletvekillerinde dahi olmayan özel giriş kartları bazı hakim ve savcılara neden verildi?”
Hata yapmayacağı anlamına gelmez
İçten, basın mensuplarının “DÜ Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç’ın başörtüsü takmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Maşallah diyoruz. Allah hayırlı uğurlu etsin. Ben niyetleri sorgulamam. Bizim başörtüsünü takanlarla derdimiz olur ama başörtüsüyle derdimiz olmaz. Birinin dindar olması, başını örtmesi farklı ideolojilere sahip olması o insanın dört dörtlük olduğu, hata yapmayacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla sapla samanı birbirinden ayırt etmek lazım. Bu onun özel hayatıdır. Hayırlı olsun, Allah daim etsin.”
Yerel seçim sonuçlarını da değerlendiren İçten, “Diyarbakır’daki seçim sonuçlarından ben şahsen memnun değilim. Kendimi başta başarısız olarak görüp, ilan ediyorum. Diyarbakır’da memnun olmadığımız bir sonuçla karşılaştık. Biz şapkamızı önümüze koyacağız, yeni bir yola devam edeceğiz” dedi.