MEDYAGÜNDEM- Milliyet’e sızdırılan “İmralı notları”nın ardından habere imza atan muhabir Namık Durukan hep sustu, hiç konuşmadı. Ortalığı karıştıran habere imza atan muhabirin ne diyeceği hep merak edildi ama o tartışmaların hedefi olmaktan uzak kaldı.
Soru basitti:
“İmralı notlarını Namık Durukan nasıl elde etti?”
O süreçte neler neler konuşulmadı ki?
Radikal genel yayın yönetmeni Eyüp Can çıktı “Çaycı sızdırdı” dedi. Ona Mehmet Baransu da katıldı, çaycının para karşılığı sızdırdığını kesin bir dille iddia etti.
Meseleye Baransu’nun da böylesine dahil olması ortada bir operasyon olduğunun göstergesiydi.
İşte o süreçte yazıları merakla beklenen, Türk medyasında yıldızı en parlak yazarlardan biri haline gelen MEDYAGÜNDEM yazarı Erdem Yavuz’un bir yazısı operasyonu deşifre ediyordu.
Milliyet’e yapılan sızdırmanın detaylarını ilk kez Erdem Yavuz şöyle yazdı:
(…)
26 Şubat Salı akşamı ise Milliyet ve Hürriyet gazetelerine, “Ankara Yıldız”dan birer zarf geliyor, içinde İmralı’da yapılan görüşmenin tutanakları olduğu izlenimi veren bir takım belgeler çıkıyor. Hürriyet bunun kirli bir dezenformasyon faaliyeti olduğunu anlayıp üstünde bile durmuyor. Ancak sonraki yorumlarında, Milliyet’te yayınlanan belgenin başka gazetelerin elinde olduğunu ima ediyor.
Milliyet ise tam tersini düşünerek ve “kurgulanan oyuna” gönüllü oluyor ve ertesi gün Milliyet Genel Yayın Yönetmeni teyit edilmesi şartıyla haberin yazılmasını istiyor. Ancak Namık Durukan’ın henüz olaydan haberi yok çünkü gazeteye gelmemiş, apar topar Namık Durukan’ı gazeteye çağırıyorlar, bir odaya girip, saat 14.00 toplantısında haberi yazıp bitiriyor ve ertesi günün haberlerinin belirlendiği gündem toplantısına yetiştiriliyor.
Toplantıda genel yayın yönetmeni haberin teyit edilip edilmediğini tekrar sorunca, bu defa görüşmeye katılan milletvekillerine ulaşma çabası başlıyor. Bunun üzerine Namık Durukan elinde haber Altan Tan’a koşuyor, rica minnet yanına girip, haberi gösteriyor.
Altan Tan çok şaşırıyor, kimden aldıklarını soruyor, ancak Namık Durukan’ın da bilgisi yok. Altan Tan kısmen doğruladığını söyleyince, gazeteye koşup İstanbul’a onay veriyorlar.
Haberin çıkış ve yazılma hikayesi aslında bu kadar basit, ne çaycı var ne de fotokopici. Kaynak, süreci baltalamak ve MİT’i açığa düşürmek isteyen milli duyguları olmayan, “emniyet istihbarat” içine çöreklenmiş profesyonel malum ekip.
(…)
NAMIK DURUKAN KONUŞTU ERDEM YAVUZ’UN HAKLILIĞI BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI
İşte o muhabir Namık Durukan, geçtiğimiz akşam İMC TV’ye konuktu. Durukan, “BDP haber yayınlandıktan sonra haberle ilgisi olmayan bir basın çalışanını işten çıkardı” dedi. Görüşmeye dair notlarla ilgili de “Ne milletvekilinden aldım bunu, ne fotokopiciden ne çaycıdan, böyle bir şey asla yok” dedi.
Ama Durukan belgeleri nasıl elde ettiğini açıklayamadı bile…
Sözleri ile hem Eyüp Can’ı hem Mehmet Baransu’yu, hem de BDP’yi açığa düşürdü.
Çünkü ona göre BDP’nin kendi içindeki “sızdırma operasyonu” da sorunlu. Durukan’a göre sızdırmayı yapan parti içindeki çalışanlar da değil…
Peki o halde sızdırmayı yapan kim?
Namık Durukan ortadaki tüm iddialara cevap verdi ama Erdem Yavuz’un açıkladıklarına hiçbir şey söyleyemedi bile..
İMC TV’deki açıklamalarına bakıldığında Durukan’ın İmralı notlarını kendi gazetecilik çabalarıyla elde etmesi mümkün değil… Sözleri kendisini fena halde ele veriyor… Çünkü Durukan o belgelerin nasıl ulaştırıldığını bilmiyor bile… Durukan’ın İmralı notları sızdırması ile tek ilgisi sadece o haberdeki imzasından ibaret… Haberin ne olduğundan bile bihaber…
Aslında İmralı notları sızdırması ile yapılmak istenen top sakalları aklama ve sürece zarar verme operasyonuydu.
Operasyon tutmadı, çuvalladılar…
Namık Durukan ise altına imzasını attığı haberle gazetecilik yaptığını sanıp, ödül bile aldı…
İMC TV’de “Ben işimi yaptım, kendim elde ettim” diyen Durukan’ın sözleri meseleye o kadar bihaber olduğunu gösterdi ki, Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz ay Hollanda’da gazete yöneticilerine yaptığı açıklamayla açığa düştüğünün farkında bile değildi… Erdoğan’ın Milliyet’in yayınladığı “İmralı notları” ile ilgili, “O süreçte metinler başka gazetelere de servis yapılmak istendi. Kabul etmediler.” sözleri Durukan’ın İMC TV’deki sözlerini boşa çıkarıyordu.
Kısacası gerçekten gazetecilik yapan ve tutanakları kendi çabalarıyla elde eden bir gazetecinin özgüveni ve meseleye hakimiyeti yok Durukan’da… Sadece gazetecilik yaptığını sanan ve hala “Niye haber değil de ben tartışılıyorum” diyen zavallı bir muhabirin “şaşkınlığı” var aslında üzerinde…
Son derece iddialıyız…
Namık Durukan’ın Erdem Yavuz’un yazdıklarına söyleyecek hiçbir şeyi yok, çünkü hiçbir şey bilmiyor…
İddia ediyoruz meseleyle ilgisi o habere imza atmaktan ibaret…
Durukan’ın İMC TV’deki açıklamaları için TIKLAYIN!
medyagundem.com
