Ahmet Hakan’a yapılan saldırıdan sonra Taraf, Hürriyet, Sözcü, Zaman, Cumhuriyet gazeteleri Reis’in Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu ima eden başlıklarla çıktı. FETÖ’nün ve Doğan medyasının sosyal medyadaki tetikçileri Ahmet Hakan’a yapılan saldırıdan açık açık Erdoğan’ın sorumlu olduğunu iddia etti. Bu kadar tezvirattan sonra Hürriyet gazetesi dün “Kanlıcalı Reis kim” başlığı ile çıktı. Ahmet Hakan’a saldırıyı gerçekleştiren isimlerin emniyet ifadesinde bahsettikleri Reis’in “Kanlıcalı Reis” lakaplı bir mafya lideri olduğu ortaya çıktı. Bu gerçek ortaya çıktı ama FETÖ ve Doğan medyasından tek bir özür gelmedi. Star yazarı Ahmet Kekeç bugünkü yazısında bu gerçeği iki yüzlü medyanın yüzüne tokat gibi çarptı.
İŞTE AHMET KEKEÇ’İN BUGÜNKÜ YAZISINDAKİ ÇARPICI BÖLÜM
İŞİN İÇİNDE BİR REİS VAR AMA…
…Zanlılar, polis sorgusunda, “İşin içinde Reis var, MİT var, Emniyet var…” diye ifade vermişler. Sonra ifadelerini değiştirmişler… Emniyet’te öyle, Savcılık’ta böyle konuşmuşlar ama bunun bir önemi yok.
İşin içinde bir “Reis” var.
Burası kesin.
HASAN CEMAL SAZAN GİBİ ATLIYOR
Önceki gün “Doğan Medya Grubu” gazeteleri ve Pensilvanyalı refikleri “Reis” başlığıyla çıktılar. “İndirin” talimatı Reis’ten gelmiş… Emniyet ve MİT’çilerden oluşma yeni Susurluk çetesi de gereğini yapmış. (Burada bir not düşmemiz şart oldu: Doğan Medya Grubu öyle bir hava uyandırıyor, öyle sofistike ağlamalar yapıyor ki, sanırsınız Ahmet Hakan Coşkun öldürüldü… 25 yıldır gazetecilik yapıyorum; böyle abartılı rezil ağlama görmedim. Elbette lanetliyoruz ama alt tarafı iki yumruk yedi yahu!)
Hasan Cemal’i heyecanlara gark eden şey, işin içinde “Reis”in bulunması…
İşin içinde Reis varsa, bütün yollar “devlet”e çıkıyor demektir…
HEMEN SUÇU ERDOĞAN’A YIKIYORLAR!
Devletin başında da “Reis” namıyla maruf Recep Tayyip Erdoğan oturduğuna göre göre, “indirin” emrini veren kişi kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Yani şöyle oluyor (sevgili Süleyman Özışık’tan ödünç alarak yazıyorum):
Reis (yani Erdoğan), Ahmet Hakan Coşkun’un yazılarından ve programlarından aşırı derecede rahatsız oluyor. “Şunu indirin” diyerek MİT ve Emniyet’e görev veriyor. Bu iki kurum da bula bula AK Parti’ye üye olan üç gevşekle, PKK’lı bir teröristi buluyor. Bu üç gevşekle bir terörist Ahmet Hakan Coşkun’u dövdükten sonra
kaçıyor!
Sonra?
BU KADAR BASİRETSİZLER!
Sonra Reis’in polisleri bunları eliyle koymuş gibi şıppadanak buluyor ve Emniyet’teki sorgularında sıkıştırıyor! Artık nasıl bir sıkıştırma yapılmışsa zanlılar itiraflara başlıyor. İçlerinden biri, “Abi Reis MİT’e, MİT size, siz bize talimat verdiniz, biz de bunun üzerine gidip Ahmet Hakan Coşkun’u dövdük, unuttunuz mu?” diye hatırlatıyor.
Bunun üzerine Reis’in Emniyet Müdürü çıkıp diyor ki, “Zanlıları konuşturduk, olayı çözdük. İşin içinde biz varmışız, bizim MİT varmış. Biz de talimatı Reis’ten almışız!”
İşin içinde MİT var, Emniyet var, Reis var ama bula bula kendilerini ele verecek dört adam bulabilmişler.
Süleyman Özışık’a ek:
Saldırganların, ayrıca, Emniyet’te “sabıka kaydı” bulunan kişiler arasından seçilmesine özen göstermişler. Ki, Polis arama zahmetine katlanmasın, zanlıları armut gibi toplasın. Çete kurup adam pataklatan Reis, bu kadar da basiretsiz yani…
O REİS KANLICALI REİSMİŞ. ŞİMDİ NE OLACAK?
Fakat dün yeni bir gelişme oldu:
Reis’in, Erdoğan olmadığı anlaşıldı.
Bir başka Reis’miş bu: “Kanlıcalı Reis…”
Hasan Cemal’in “Susurluk” ve “Ergenekon” kurgusu çöktüğüne göre, Erdoğan’ı Kanlıca muhitiyle ilişkilendirecek yeni ve daha sıkı bir senaryo yazmak gerekiyor.
Bu işi Taraf ve Cumhuriyet gazeteleri üstlensin. Alanlarında en iyisi onlar çünkü.
