MEDYAGUNDEM.COM- Hatay’da 10 Eylül günü yapılan gösteriler esnasında 4 katlı binanın çatısından düşerek yaşamını yitiren Ahmet Atakan (23) soruşturmasında çarpıcı bir gelişme ortaya çıktı. Atakan’a isabet ettiği öne sürülen gaz kapsülü üzerinde yapılan Jandarma Kriminal incelemesinde, kan lekesinin Atakan’a ait olmadığı belirlendi.
“Ulusolcu” faşist gazetelerle, Taraf gazetesi ve karanlık “ODA”k, “İşte Ahmet Atakan’ı polisin öldürdüğünün delili” manşetleri atmışlardı.
Hurriyet.com.tr’nin haberine göre başsavcılık o kapsülü incelenmek üzere Ankara’ya gönderdi. Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı Jandarma Kriminal Dairesi kapsül üzerindeki incelemesini tamamladı ve bir sayfa olarak Başsavcılığa sundu.
Raporda, kapsül üzerindeki kan lekesinin Ahmet Atakan’a ait olmadığı belirlendi, ancak kan lekesinin kime ait olduğu konusunda ise bir belirlemeye gidilmediği öğrenildi.
Soner Yalçın’ın Oda TV’yi nasıl bir provokatör ve dezenformasyn merkezi olarak kullandığı da bir kez daha ortaya çıktı.
Devletin burada yaptığı bir hata, eksikliği var; bu ve buna benzer olaylarda darp edilen, iftira atılan, hedef gösterilen güvenlik güçlerimizin bu olayları eylemleri gerçekleştirenler hakkında bireysel olarak şikayetçi olmalarını teşvik etmesi gerekiyor. Bu olaylar sırasında, sözüm ona sanatçı, yazarçizer takımının polisimizi suçlayıcı mahiyette twittleri yazıları şunları bunları çıktı, güvenlik güçlerimizi adeta kan emiciler gibi gösterilirken, hemen bireysel şikayetçi olarak mahkemelere müracaat edilse bir daha bunların yapılması söz konusu bile olamaz. Devletin, Taksim, Kızılay vesaire olaylara karışıp sözlü, yazılı, cebri saldırılarına maruz kalan güvenlik güçlerimiz için, acilen tek tek bireysel davalar açtırması gerekmektedir. Çok etkili, isabetli olacağından kimsenin şüphesi olmasın.