Davet edildiği Çankaya Köşkü’nde bizzat ev sahibesi tarafından aşağılanan Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında tepkisini büyük bir olgunlukla gösterdi.
Gül çiftinin kendisine yolladığı resepsiyon davetiyesini köşesine koyan Selvi, “Davetli olduğum yerde, ev sahibesinin tavrına rağmen, ben kendime yakışanı yaptım…” diye yazdı.
Hayrünnisa Gül’ün Selvi’nin elini sıkmaması Abdullah Gül’ün veda resepsiyonuna damgasını vurmuştu. Bayan Gül, tepkisini de “Bu süreçte bazı yaşadıklarımızı, 28 Şubat döneminde benim başörtümün tartışıldığı günlerde bile bu kadarını görmedik” sözleriyle dile getirmişti.
Sürpriz bir tepkiyle karşılaşan Yeni Şafak gazetesi Selvi’nin vereceği cevap merak konusuydu.
Selvi, bugünkü köşesinde herkesin dilindeki olaya ilişkin mesajını davetiye üzerinden verdi. Ahmet Davutoğlu’nun muhtemel başbakanlığını değerlendiren Selvi, yazısının sonuda olaya ilişkin kısa bir açıklama yaptı.
BEN KENDİME YAKIŞANI YAPTIM
“Çankaya Köşkü’ndeki veda resepsiyonuna Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşi Hayrunnisa Hanım’ın daveti üzerine katıldım.
Özal’dan bu yana katıldığım resepsiyonlarda olduğu gibi görevimi yapmaya çalıştım. Ama ilk kez tatsız bir olay yaşadım. Eşi başörtülü olan Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olmasın diye Cumhuriyet mitingleri düzenleyip, “Tehlikenin farkında mısınız?” manşetlerini atanlara, 367 kararını alkışlayıp, 27 nisan e muhtırasını destekleyenlere inat, ben Abdullah Gül’ün yanında durmuştum.
Aynı yerdeyim.
Hayrunnisa Gül’ü, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başörtülü Cumhurbaşkanı eşi olarak görmeye devam ediyorum.
Davetli olduğum yerde, ev sahibesinin tavrına rağmen, ben kendime yakışanı yaptım…”
İntifadayı Müslümanlara layık gören kafalar bunu anlayabilir mi Hemşerim? Hatta İntifada ne diye sorsalar, Abdulkadir Selvi’ye yapılan terbiyesizlik diye adlandırabilecek zihniyet, yaptığın olgunluğunu anlayabilirler mi Hemşerim? Gadasını aldığım, Jurassic Park döneminin kafasına ne anlatırsan anlat onlar için asıl olan Gezi Parkçı İntifasıdır. Dünyayı ‘davul tozu, minare gölgesi’ olarak görenlere ‘kendine yakışanı yapsan’da onlar hala Gezi Parkçı İntifası diye tuttururlar.
kendine yapılan 28 şubat haksızlıklarını ve seni köşke layık görmeyenleri el üstünde tutacaksın, yürüdüğün siyasi çizginin muhalifleriyle (murat yetkin’le) iş pişireceksin; ama öte yandan seni köşke taşıyan, yaşamını, mücadelesini o yolda sürdüren gazeteciyi nezaketsiz bir üslupla azarlayacaksın… onca hakaretlere rağmen ağzını açamadığın günlerden bugünlere nasıl geldin?