MEDYAGUNDEM.COM- Sekizinci Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal’ın zehirlenerek öldürüldüğü iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Ankara’da başladı. Özal’ın yakın çalışma arkadaşı, eski devlet bakanı ve Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli A Haber’de Satır Arası programında Duygu Leloğlu’nun sorularını yanıtladı. “Turgut Özal’ın zehirlendiği iddia ediliyorsa ciddiye alınmalıdır” diyen Pakdemirli bir vatandaş olarak Özal’ın nasıl vefat ettiğini bilmek istediğini de söyledi. Pakdemirli bu davanın bu kadar yıldır görülmemesinin ardında da “derin devlet”in olduğunu vurguladı.
DURUŞMANIN ERTELENECEĞİNİ TAHMİN EDİYORDUM
Bu davadan beklentimiz ortaya çıkmış olan bilgi kirliliğinde kurtulup bu ülkenin, bu milletin Cumhurbaşkanının hakikaten hakkın rahmetine kendi eceliyle mi yoksa bir suikast sonucu mu gittiğini öğrenmesi lazım. Tarihin bunu öğrenmeye hakkı vardır. Onun için tam 20 yılını doldurmadan evvel, savcılık alelacele, savcılık tüm yönleriyle tetkik etmeden dava açtı ve süreyi durdurdu. Ben zaten bu ilk duruşmadan bir şey çıkmayacağını, daha delillerin toplandığını ve bir çok yerden bilgi istendiği bildiğim için bir başka tarihe nakledileceğini biliyordum. Doğru yapılmıştır. Savcılık elinde olan tüm belgeleri hakime vermek ve hakim de vicdani kanaatini bildirmek durumundadır.
TURGUT ÖZAL’IN ZEHİRLENDİĞİ İDDİA EDİLİYORSA CİDDİYE ALINMALIDIR
(Levent Ersöz’ün avukatının “Özal eşi tarafından öldürüldü” iddiası ile ilgili) Ben öyle bir ihtimalin sıfır olduğunu düşünüyorum. Semra Hanım kocasına düşkün, ona çok sadık bir hemşire görevi yaptığını ben neredeyse yatak odalarından biliyorum. İlacını zamanında verir, yemeğine dikkat eder, sinirlendiği zaman teskin eder. Fevkalade iyi özen gösteren bir hanımdı. Ancak böyle bir iddia yapılabilir tabi, çünkü en yakınıdır. Bana göre dışarıdan bir el bunu organize etmiştir. % 100 mü dersiniz, hayır %100 değil. Ama bir zehirlenme konusunda iddia var ve Kanıtlar, bulgular O yönü güçlendiriyor. Ben de diyorum ki dışarıdan bir organizasyonla bu işlem yapılmıştır. Zaten Devlet denetlemenin hazırladığı raporda da servis yapan kadın ve mutfakta bulunan kimsenin de yurt dışına gittiği ve gittikleri ülkelerin de mücrim alışverişimizin olmadığı ülkeler olduğu söyleniyor. Bu gidişin ölümün birinci haftasında olduğu söyleniyor. Bu tabi kuşku yaratıyor. Bir insan Kanada’ya göç etmek istese onu hemen bir haftada halletmezler. Müracaatlar olur, o olur bu olur, dolayısıyla belki 6 ay, belki 1 yıl sonra ancak netice çıkar. Venezüella’ya gitmek istese aynı şekilde. Dolayısıyla ortada şüphe götüren bir çok eylem. Bunları devlet denetleme kurulu raporunda görüyoruz. Bunları savcıların tek tek, didik didik araması gerekiyor. Gerekiyorsa MİT gidecek bunları bavullayacak getirecek Türkiye’ye konuşturacak. Başka çaresi yok.
BİR VATANDAŞ OLARAK ÖZAL’IN NASIL VEFAT ETTİĞİNİ BİLMEK İSTİYORUM
Turgut Özal kendisine yapılan suikast girişimi ile ilgili bahsetmedi. Fakat dedi ki, ben olayı çözdüm ama Türkiye’deki dengeleri altüst etmemek için bunu kimseye söylemiyorum, eşime de söylemiyorum dedi bana ve yakınlarına. Ben yakalamak için çok çapraz soru sordum ama rahmetli ser verdi sır vermedi. Ben onun problemi çözdüğüne inanıyorum. Daha önce de söylemiştim, beş gruptan şüphe ediyorum. Ama bu benim kişisel şüphelerim. Savcıların işi bunları delillendirmek ortaya çıkarmak ve konuşturmak. Bir vatandaş olarak Özal’ın nasıl vefat ettiğini bilmek istiyorum.
Levent Ersöz bir çok karmaşık ve çapraşık ilişkilere girdiği için onun da parmağı olabilir. Ama grubun birisi maalesef askerlerin içindeki bazı hainlerdir.
Benim şüphelendiğim bir grup basının içindeki bazı insanlar. Bir grup karaborsacı işadamları grubu olabilir. Çünkü ekmeklerindeki tereyağı balı alınmıştır. Böyle beş gruptan şüphe ediyorum ama bunların biri, ikisi üçü bir araya gelip işbirliğinde de bulunmuş olabilir.
‘DERİN DEVLET’ DAVANIN BU KADAR YIL BOYUNCA GÖRÜLMESİNİ ENGELLEDİ
Aslında derin devlet bu kadar yıl sonra davanın açılmasını ortaya koyabildi. Engelledi bana göre. Eşi çıkıp da “benim eşim zehirlendi” diyorsa, savcının hareket etmemesini düşünemiyorum. O dönemde Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı, başsavcı da Nuh Mete Yüksel’di. Dava açmadı. Eşi diyor ki zehirlendi senin görevin dava açmak, hazırlık soruşturması yapmak ve fezlekeyi hazırlayıp hakime sunmak. Hakim ona evet der , hayır der o seni ilgilendirmez. Bir iddia varsa, kim iddiada bulunuyor? Eşi. Bundan daha yakın bir kimse olabilir mi? Ölüm anının görmüş. Ağzından köpükler geliyor diyor. Oradaki savcı bey oralı olmuyor. Bu acaba derin devletin bir engellemesi miydi? İnsanın aklına bu soru geliyor tabi.