MİT, gazeteci Mehmet Altan’ın dinlenmesiyle ilgili davada, asıl hedefin Altan olmadığını, zarar görmemesi için sahte isim kullandığını belirtti.
Radikal’in haberine göre, gazeteci Mehmet Altan ’ın MİT tarafından ‘sahte isimlerle’ dinlenmesine ilişkin davanın ilk duruşması dün görüldü. İstanbul 5. İdare Mahkemesi’ndeki dava, duruşma listesinde özel olarak sona bırakıldı. Yargıç, MİT’in isteği üzerine gizlilik kararı alındığını açıkladı. Altan’ın avukatı Ergin Cinmen, bu kararın adil yargılanma ilkesine aykırı olduğunu, davanın devletin güvenliği ya da bütünlüğüyle ilgili değil, müvekkilinin telefonlarının dinlenmesiyle ilgili olduğunu belirterek, karardan dönülmesini istedi. Mahkeme duruşmaya, kapalı şekilde devam etti.
Zarar görmesin diye
MİT yetkililerinin sundukları dilekçede, Altan ve diğer Taraf yazarlarının ‘casusluk ve uluslararası terör faaliyet yürüttüğü şüphesi ile faaliyetleri izlenen yabancı unsurlar ile irtibatlı olduğu’ istihbaratı üzerine ‘istihbari’ kapsamda dinlendiği, asıl hedefin Altan olmadığı kaydedildi. Davacının zarar görmemesi için sahte isimlerle dinleme yapıldığı kaydedilerek, “Gerçek ismin zikredilmemesinin nedeni; saygın bir yazar ve akademisyen olan davacının isminin zarar görmemesine, dinleme yapıldığı için kendisine farklı bir yaklaşım olmamasının teminine, çalışma konusuna vâkıf istihbaratçılar dışında kimsenin istihbari konu ve dinlenenin kimliğini bilmemesini sağlamaya yöneliktir. Dinleme talep yazısında açık kimliğin yer almaması, kod isim belirtilmesi, konunun önem ve hassasiyeti nedenine dayanmakta olup bu nedenle açık isim, İstanbul ünitemize dahi bildirilmemiş, merkez ünitemizde yetkili amirler ve ‘bilmesi gereken personel’ dışında, konu hakkında hiç kimseye bilgi verilmemiştir” denildi. Altan’ın iki telefonundan birinin 14 ay, diğerinin ise 13 ay süreyle dinlendiği, dinleme sonrası kayıtların imha edildiği kaydedildi. Mevzuta göre istihbari dinlemelerde, işlem bittikten sonra şüphelilere bildirimde bulunulmadığı vurgulandı.
Bu arada MİT, gazetecilerin dinlenmesi ve dinleme kararlarının uzatılması için 2008 yılında mahkemelere sunduğu yazıları da dosyaya sundu. Söz konusu yazılarda gazeteciler için özetle, “Casusluk ve uluslararası terör faaliyeti yürüttüğü şüphesi ile faaliyetleri izlenen yabancı unsurlar ile irtibatlı olduğu istihbar olunan” ifadesi kullanılıyor.
MİT’in dinleme davasında, “casusluk ve uluslararası terör faaliyeti yürüttüğü şüphesiyle faaliyetleri izlenen yabancı unsurlarla bağlantılı” yazısının mahkeme dosyasına girmesi önemli. Çünkü top sakal çetesinin “kabusu”nun casusluk davasından yargılanmaları olduğunu biliyoruz. Davadaki bu şok ayrıntı top sakal çetesi ve onlar gibi bazı gazetecilerin casusluk yaptıklarına dair elde bir dosya olduğunu gösteriyor. MEDYAGÜNDEM yazarı Erdem Yavuz da sık sık top sakal çetesinin casusluktan yargılanacaklarına dikkat çekiyordu.